11. Hukuk Dairesi 2019/1761 E. , 2019/8278 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25/12/2017 tarih ve 2016/436 E. - 2017/520 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 14/02/2019 tarih ve 2018/749 E. - 2019/143 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 2000/18307 sayılı ve 'ŞEKERİM' ibareli markanın sahibi olduğunu, davalının 2015/00874 sayılı 'bsm HAMUR ŞEKERİM' ibaresini 30.sınıfta adına tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, müvekkilinin başvuruya itirazının davalı YİDK kararı ile kesin olarak reddedildiğini, oysa müvekkilinin markaları ile dava konusu başvuru arasında benzerlik bulunduğunu, 'bsm' ibaresinin başvuruda asli unsur olarak nitelendirelemeyeceğini, vurgunun 'ŞEKERİM' ibaresinde olduğunu, ortalama tüketicinin 30.sınıf kapsamındaki mallarda incelemeye zaman ayıramayacağını, başvurunun müvekkilinin markalarının tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını ileri sürerek, davalı TPMK YİDK'nın 28.09.2016 tarihli ve 2016/M-9391 sayılı kararının iptaline ve tescil edilmiş olması halinde davalı şirket markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPMK vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, davacı markalarının kullanılmadığını, kullanılmayan markanın tanınmış olmasının mümkün olmadığını, 'HAMUR ŞEKERİM” ibaresinin cins isim olup, asli unsurun 'bsm' olduğunu ve ticaret unvanında da bu ibarenin yer aldığını, daha önce marka tescil başvurusunda da bulunmuş olan müvekkilinin kötüniyetli olarak yorumlanamayacağını, markalar arasında karıştırılma ihtimalinin olamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalının 'bsm HAMUR ŞEKERİM' ibareli başvurusu ile davacının 'ŞEKERİM' ve YİDK kararında geçen diğer markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, 556 Sayılı KHK'nın 8/3 ve 8/5 maddeleri yönünden başvuru ibaresi üzerinde davacı tarafın bu haklarının kanıtlanamadığı, 556 sayılı KHK'nın 8/4.maddesi koşullarının ve kötüniyet iddiasının da kanıtlanmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20.Hukuk Dairesince tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacının 'şekerim' ibareli markasının, 30. sınıfta yer alan emtia bakımından zayıf bir marka olduğu da dikkate alındığında, davalının bir bütün olarak isim tamlaması oluşturan 'HAMUR ŞEKERİM' ibareli başvurusunun, davacı markasından yeterince farklılaştığı, davalının başvurusunda ayrıca ayırt edici 'BSM' ibaresinin de bulunduğu gözetildiğinde, mahkemece tarafların markaları arasında 556 sayılı KHK 8/1-b maddesi uyarınca iltibas tehlikesinin olmadığı, bu itibarla ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 18/12/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
11. Hukuk Dairesi 2019/1761 E. , 2019/8278 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 31 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat