11. Hukuk Dairesi 2018/3468 E. , 2019/8150 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
11. Hukuk Dairesi 2018/3468 E. , 2019/8150 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 22/12/2015 gün ve 2015/739 - 2015/765 sayılı kararı red - bozma Daire'nin 19/02/2018 gün ve 2016/8029-2018/1152 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili ve davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin Yurtbank A.Ş'nin ... şubesinin çalışanlarının yanlış ve kasıtlı yönlendirmeleri ile toplamda 19.024,77 TL mevduatını Off-Shore Bankası'na ... ile müşterek ancak münferit hareket etme yetkisi ile yatırdığını, Yurt Bank A.Ş.'nin ...'ye devrinden sonra faiz ödemelerinin ve anaparasının ödenmediğini, banka yöneticileri hakkında açılan kamu davası sonucunda off-shore hesapları üzerinden banka vasıta kullanılmak suretiyle dolandırıcılık suçundan ceza verildiğini, bankayı temsil ve idareye salahiyetli olanların vazifeleri sırada işledikleri haksız fiillerden bankanın sorumlu olacağını ileri sürerek külli halef olan davalı bankadan 19.024,77 TL mevduat alacağının 21/12/1999 tarihinden itibaren kamu bankalarının bir yıl vadeli mevduata uyguladıkları en yüksek faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ile fer'i müdahiller vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, Yurt Security Off Shore Ltd'ne Yurtbank A.Ş. tarafından gönderilen paraların aslında fiilen aktarılmadığı, Yurtbank A.Ş'nin hakim ortaklarına ait bir kısım şirketlere kredi olarak verilmek üzere kullandırıldığı hususunun sabit olduğu, davacının zararını Off Shore Bankasından tahsil etme imkanın kalmadığının anlaşılmasından itibaren zamanaşımı süresinin başlayacağı, Yurtbank A.Ş'nin külli halefi olan davalının sorumluluğunun bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile 19.024,77 TL’nin 24/01/2000 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 2/2 maddesi uyarınca avans faiziyle davalıdan tahsiline dair verilen kararın davalı vekili, fer'i müdahil ... vekili ve feri müdahil ... vekillerince temyizi üzerine karar Dairemizce bozulmuştur.
Davalı vekili ile davacı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1-Davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuş ise de, karar düzeltme istenilen Dairemiz ilamının davacı vekiline 15.5.2018 tarihinde tebliğ edildiği ancak, davacı vekili tarafından Kanun’un 440. maddesinde yazılı süre geçirildikten sonra 07.06.2018 tarihinde karar düzeltme isteminde bulunulduğu anlaşılmakla, karar düzeltme istemi yasal süresinde yapılmadığından davacı vekilinin karar düzeltme dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin karar düzeltme isteminin incelenmesine gelince ise; Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme dilekçesinin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin karar düzeltme isteminin HUMK'nun 442. maddesi uyarınca REDDİNE, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden davacı ve davalıya iadesine, 12/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 22/12/2015 gün ve 2015/739 - 2015/765 sayılı kararı red - bozma Daire'nin 19/02/2018 gün ve 2016/8029-2018/1152 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili ve davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin Yurtbank A.Ş'nin ... şubesinin çalışanlarının yanlış ve kasıtlı yönlendirmeleri ile toplamda 19.024,77 TL mevduatını Off-Shore Bankası'na ... ile müşterek ancak münferit hareket etme yetkisi ile yatırdığını, Yurt Bank A.Ş.'nin ...'ye devrinden sonra faiz ödemelerinin ve anaparasının ödenmediğini, banka yöneticileri hakkında açılan kamu davası sonucunda off-shore hesapları üzerinden banka vasıta kullanılmak suretiyle dolandırıcılık suçundan ceza verildiğini, bankayı temsil ve idareye salahiyetli olanların vazifeleri sırada işledikleri haksız fiillerden bankanın sorumlu olacağını ileri sürerek külli halef olan davalı bankadan 19.024,77 TL mevduat alacağının 21/12/1999 tarihinden itibaren kamu bankalarının bir yıl vadeli mevduata uyguladıkları en yüksek faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ile fer'i müdahiller vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, Yurt Security Off Shore Ltd'ne Yurtbank A.Ş. tarafından gönderilen paraların aslında fiilen aktarılmadığı, Yurtbank A.Ş'nin hakim ortaklarına ait bir kısım şirketlere kredi olarak verilmek üzere kullandırıldığı hususunun sabit olduğu, davacının zararını Off Shore Bankasından tahsil etme imkanın kalmadığının anlaşılmasından itibaren zamanaşımı süresinin başlayacağı, Yurtbank A.Ş'nin külli halefi olan davalının sorumluluğunun bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile 19.024,77 TL’nin 24/01/2000 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 2/2 maddesi uyarınca avans faiziyle davalıdan tahsiline dair verilen kararın davalı vekili, fer'i müdahil ... vekili ve feri müdahil ... vekillerince temyizi üzerine karar Dairemizce bozulmuştur.
Davalı vekili ile davacı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1-Davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuş ise de, karar düzeltme istenilen Dairemiz ilamının davacı vekiline 15.5.2018 tarihinde tebliğ edildiği ancak, davacı vekili tarafından Kanun’un 440. maddesinde yazılı süre geçirildikten sonra 07.06.2018 tarihinde karar düzeltme isteminde bulunulduğu anlaşılmakla, karar düzeltme istemi yasal süresinde yapılmadığından davacı vekilinin karar düzeltme dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin karar düzeltme isteminin incelenmesine gelince ise; Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme dilekçesinin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin karar düzeltme isteminin HUMK'nun 442. maddesi uyarınca REDDİNE, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden davacı ve davalıya iadesine, 12/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.