11. Hukuk Dairesi 2017/3616 E. , 2019/560 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
11. Hukuk Dairesi 2017/3616 E. , 2019/560 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 27/.../2016 tarih ve 2015/351 E. - 2016/366 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 02/06/2017 tarih ve 2017/583-2017/521 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun'un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin 2002 yılından beri kardiyoloji, kalp damar cerrahisi ve radyoloji alanında kaliteli ürünler sunmak için faaliyet gösterdiğini, aynı zamanda müvekkilinin ticaret unvanının esas unsuru olan “MEDAR” ibaresinin tescili için 11.06.2013 tarihinde 2013/52413 sayılı başvuruda bulunduğunu, davalılardan ... İlaç San. A.Ş. tarafından yapılan itiraz üzerine müvekkili marka başvurusunun 2013/21793 sayılı marka bakımından aynı ve aynı tür malları içerdiği gerekçesiyle reddedildiğini, müvekkili markası ile redde gerekçe gösterilen markanın 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca benzer olmadığını, müvekkili markasının hem genel görünüm hem de diğer unsurlar açısından ayırt ediciliği sağladığını ileri sürerek ... kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... ve Marka Kurumu vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... Sanayi A.Ş. vekili, “MEFAR” ibaresinin müvekkilinin ticaret unvanının esas unsuru ve 2003/14856, 2008/01610, 2013/21793 işlem numaraları ile tescilli markaları olduğunu, müvekkilinin Türkiye’de aşı üretimi yapan tek firma olması dolayısıyla MEFAR markasının tanınmış olduğunu, davacının dava konusu 2013/52413 işlem numaralı markasının, müvekkili markası ile benzer olduğunu ve aynı ürün ve hizmetleri kapsadığını, taraf markaları
arasında yazılış, okunuş, görsel ve fonetik yönlerden orta düzeydeki tüketici bazında değerlendirildiğinde 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca iltibas yaratacak derecede benzerliğin bulunduğunu, davacı tarafından müvekkilinin uluslararası düzeyde tanınmışlığından istifade etme gayesinde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından davacı yanın dava konusu MEDAR markasının tek kelime markası olduğu ve “isim, coğrafya dönence, cezir karşıtı, dayanak, yardımcı” anlamına geldiği, markanın herhangi bir renk ve şekil unsuru taşımadığı, dava konusu markanın reddine gerekçe gösterilen markaların ise MEFAR ibaresinden oluştuğu, ibarenin herhangi bir anlamının bulunmadığı, bir kısım “prezervatifler (kondom/kaput), biberonlar, biberon emzikleri, emzikler, bebekler için diş kaşıyıcılar” emtiaları yönünden ise, hedef tüketici kesiminin ortalama dikkat seviyesine sahip tüketiciler olması ve söz konusu ürünleri seçerken satın alma süresi için ayrılan zaman, alım sıklığı, alınan malın fiyatı gibi hususlarda göz önünde bulundurulduğunda, davacı markası ile davalı markasının iltibas yaratması ve karıştırılmasının kaçınılmaz olduğu, zira başvuruda bulunan markasının tek harf farklılığının benzerliği ortadan kaldırmadığı, dava konusu 2013/52413 sayılı “MEDAR” ibareli marka başvurusu ile davalı yanın işbu davaya mesnet gösterdiği 2013/21793 sayılı marka arasında 8/1-b maddesi kapsamında iltibas ihtimalinin mevcut olduğu, 11.06.2013 tarih ve 2015-M-5413 sayılı ... kararının 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi çerçevesinde iptali şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun, ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden kanuna aykırı bulunmadığı gerekçesiyle esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye ...,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, .../01/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 27/.../2016 tarih ve 2015/351 E. - 2016/366 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 02/06/2017 tarih ve 2017/583-2017/521 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun'un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin 2002 yılından beri kardiyoloji, kalp damar cerrahisi ve radyoloji alanında kaliteli ürünler sunmak için faaliyet gösterdiğini, aynı zamanda müvekkilinin ticaret unvanının esas unsuru olan “MEDAR” ibaresinin tescili için 11.06.2013 tarihinde 2013/52413 sayılı başvuruda bulunduğunu, davalılardan ... İlaç San. A.Ş. tarafından yapılan itiraz üzerine müvekkili marka başvurusunun 2013/21793 sayılı marka bakımından aynı ve aynı tür malları içerdiği gerekçesiyle reddedildiğini, müvekkili markası ile redde gerekçe gösterilen markanın 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca benzer olmadığını, müvekkili markasının hem genel görünüm hem de diğer unsurlar açısından ayırt ediciliği sağladığını ileri sürerek ... kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... ve Marka Kurumu vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... Sanayi A.Ş. vekili, “MEFAR” ibaresinin müvekkilinin ticaret unvanının esas unsuru ve 2003/14856, 2008/01610, 2013/21793 işlem numaraları ile tescilli markaları olduğunu, müvekkilinin Türkiye’de aşı üretimi yapan tek firma olması dolayısıyla MEFAR markasının tanınmış olduğunu, davacının dava konusu 2013/52413 işlem numaralı markasının, müvekkili markası ile benzer olduğunu ve aynı ürün ve hizmetleri kapsadığını, taraf markaları
arasında yazılış, okunuş, görsel ve fonetik yönlerden orta düzeydeki tüketici bazında değerlendirildiğinde 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca iltibas yaratacak derecede benzerliğin bulunduğunu, davacı tarafından müvekkilinin uluslararası düzeyde tanınmışlığından istifade etme gayesinde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından davacı yanın dava konusu MEDAR markasının tek kelime markası olduğu ve “isim, coğrafya dönence, cezir karşıtı, dayanak, yardımcı” anlamına geldiği, markanın herhangi bir renk ve şekil unsuru taşımadığı, dava konusu markanın reddine gerekçe gösterilen markaların ise MEFAR ibaresinden oluştuğu, ibarenin herhangi bir anlamının bulunmadığı, bir kısım “prezervatifler (kondom/kaput), biberonlar, biberon emzikleri, emzikler, bebekler için diş kaşıyıcılar” emtiaları yönünden ise, hedef tüketici kesiminin ortalama dikkat seviyesine sahip tüketiciler olması ve söz konusu ürünleri seçerken satın alma süresi için ayrılan zaman, alım sıklığı, alınan malın fiyatı gibi hususlarda göz önünde bulundurulduğunda, davacı markası ile davalı markasının iltibas yaratması ve karıştırılmasının kaçınılmaz olduğu, zira başvuruda bulunan markasının tek harf farklılığının benzerliği ortadan kaldırmadığı, dava konusu 2013/52413 sayılı “MEDAR” ibareli marka başvurusu ile davalı yanın işbu davaya mesnet gösterdiği 2013/21793 sayılı marka arasında 8/1-b maddesi kapsamında iltibas ihtimalinin mevcut olduğu, 11.06.2013 tarih ve 2015-M-5413 sayılı ... kararının 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi çerçevesinde iptali şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun, ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden kanuna aykırı bulunmadığı gerekçesiyle esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye ...,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, .../01/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.