11. Hukuk Dairesi 2017/1822 E. , 2019/6 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

11. Hukuk Dairesi 2017/1822 E. , 2019/6 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 03/01/2017 tarih ve 2016/547-2017/1 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalılar vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Alper Apaydın tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili müvekkilinin 22.07.1998 tarihinde davalı Banka şubesinde cari ve yatırım hesabı açtığını, daha sonra hesabına yatırmış olduğu toplamda ....148,22 TL’nin haberi olmaksızın ....kişi ya da kişilerce çekildiğini öğrendiğini, paraların çekilmesine dair makbuzlardaki imzaların müvekkiline ait olmadığını, davalı Bankada yapılan teftiş sonrası benzer şekilde mağdur olan müşterilerle birlikte müvekkiline mevduatlarının ödeneceği sözünün verildiğini ve karşılığında henüz bedel ödenmeksizin ibraname imzalatıldığını buna rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek toplamda ....148,22 TL'nin hesaptan çekildiği tarihten itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalı bankadan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın öncelikle zamanaşımı ve bir yıllık hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, yapılan işlemlerin davacının bilgisi dahilinde gerçekleştirildiğini, davacının herhangi bir ihtirazi kayıt koymaksızın müvekkili Bankayı ibra ettiğini ve bu ibra geçerli olduğundan davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, tanık beyanlarıyla da desteklenen müfettiş raporundan da anlaşıldığı üzere davacının paranın ödeneceğine dair taahhüt üzerine ibranameyi imzaladığı ve bu nedenle bankayı ibranamenin imzalandığı anda ibra etme iradesinin ve dahi nedeninin olmadığı, hile ile alınan ibranamenin geçerli olmadığı kaldı ki ibranamenin bedel içermemesi nedeniyle de usulsüz olduğu, usulsüz çekilen dava konusu bedelin davacıya iade edildiğine dair davalının iddia ve buna dair delil de sunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile,910,00 TL'nin 28/07/1998 tarihinden; 106,00 TL'nin .../09/1998 tarihinden; 40,00 TL'nin 18/06/1999 tarihinden; 175,00 TL'nin 18/06/1999 tarihinden; 232,00 TL'nin 09/07/1999 tarihinden; 900,00 TL'nin 30/09/1999 tarihinden; 75,00 TL'nin 18/11/1999 tarihinden; 500,00 TL'nin .../01/2000 tarihinden; 900,00 TL'nin .../02/2000 tarihinden; ....850,00 TL'nin 11/02/2000 tarihinden; ....110,50 TL'nin 02/03/2000
tarihinden; 400,00 TL'nin 02/03/2000 tarihinden; 6.400,00 TL'nin .../03/2000 tarihinden; 50,00 TL'nin .../03/2000 tarihinden; ....100,00 TL'nin ise ....05.2000 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bozma öncesinde hükmedilen harç, yargılama giderleri ve avukatlık ücretine ilişkin hükümlerin aynen uygulanmasına, davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım dikkate alınarak AAÜT uyarınca 1.980,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, önceki karar ve bozma sonrası davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
Kararı davalılar vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
...-Dava, mevduattan kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Davacı yan, dava dilekçesinde toplam ....148,22 TL’nin işlemiş ve işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiş, mahkemece davanın kısmen kabulü ile 18.898,50 TL’nin faiziyle birlikte tahsiline hükmedilmiş olup hükümde yargılama giderleri bakımından herhangi bir oranlama yapılmaksızın bozulan önceki hükümdeki yargılama harç, yargılama giderleri ve avukatlık ücretine ilişkin hükümlerin aynen uygulanmasına, davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına denildikten sonra davalı vekiline önceki hüküm-den farklı olarak karar tarihinde cari maktu vekalet ücreti tayin ve takdiri ile davacıdan tahsiline karar verilmiştir.
Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesinde belirtilmiştir. Buna göre, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen kararların ve ayrıca taraflara yüklenen borç ve hakların açıkça, kuşku ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği gibi herhangi bir belgeye, bu arada dava dilekçesine, bilirkişi raporuna ve hatta bozmayla ortadan kalkan önceki hükme veya bir başka karara atıfla hüküm kurulması mümkün değildir. Bu hususlar, yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir.
Diğer yandan, HMK’nın 332. maddesi uyarınca mahkemece yargılama giderlerine re’sen hükmedileceği, tutarı, hangi tarafa ve hangi oranda yükletildiği ve dökümünün hüküm altında gösterileceği, keza HMK’nın 326/.... maddesi uyarınca da bir davanın kısmen kabulü halinde, yargılama giderlerinin tarafların haklılık oranına göre paylaştırılacağı öngörülmüştür.
Mahkemece kurulan hüküm, yargılama giderlerine ilişkin kısmı bakımından yukarda yapılan açıklamaya ve yer verilen yasal hükümlere uygun düşmediği gibi kararda davalı yan vekiline tayin ve takdir olunan vekalet ücretinin miktarı ile bozma öncesi hükümdeki vekalet ücreti miktarı gözetildiğinde çelişkili ve infazda tereddüt yaratacak nitelikte olup açıklanan bu hususlar kararın re’sen dahi bozulmasını icap ettirmekle birlikte temyiz edenin sıfatı da gözetildiğinde yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı(lar) vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (...) nolu bentte açıklanan nedenler ve HUMK’nın 436/.... maddesi uyarınca, hüküm fıkrasının ...., .... ve 4. fıkralarının hükümden çıkarılmasına, hükmün .... fıkrası olarak “Peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.013,06 TL harcın davalı yandan tahsili ile Hazineye irat kaydına,” cümlesinin, .... fıkra olarak “....249,82 TL vekalet ücretinin davalı yandan tahsili ile davacıya verilmesine, 1.980,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı yana verilmesine,” cümlesinin, 4. fıkra olarak “Davacı yanca bozmadan önce yapılan toplam ....001,85 TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmı gözetilerek 1.967,31 TL’lik kısmının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalı tarafından yapılan toplam
200,00 TL yargılama giderinden davanın reddedilen kısmı gözetilerek 4,00 TL’lik kısmının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiye yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına,” cümlesinin hükme eklenmesi suretiyle yerel mahkeme kararının DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 03/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön