1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

11. Hukuk Dairesi 2020/1036 E. , 2020/5765 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
11. Hukuk Dairesi 2020/1036 E. , 2020/5765 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce (Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi Sıfatıyla) verilen 30.04.2018 tarih ve 2016/486 E- 2018/202 K. sayılı kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nce verilen 09.01.2020 tarih ve 2018/1439 E- 2020/26 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 1990'lı yılların başından beri Yılmaz Ev Concept ve Yılmaz Mobilya isimli mobilya mağazasının bulunduğunu, bu ibareler ile İstikbal Mobilya'nın Gaziantep 'teki en büyük bayilerinden biri olduğunu, Yılmaz Ev Concept ibaresi ile davalı adına tescilli markanın aynı ürünlerde kullanıldığını, davalının kötüniyetli olduğunu zira aynı iş alanında faaliyet gösteren davalının kendilerinin tanınmışlığından faydalanmak amacıyla markayı tescil ettirdiğini, bu şekilde davalının kendi ürünlerini daha kolay pazarladığını, müvekkilinin 'Yılmaz' sözcüğünü önce 'Yılmaz Mobilya' olarak, daha sonra da Yılmaz Ev Concept olarak davalıdan yıllar önce kullanmaya başladığını ileri sürerek davalı adına tescilli 2016/39294 no'lu 'Yılmaz Ev Concept' markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, marka hukukunda hak sahipliğini tescilin belirlediğini, markanın korumasının sadece tescil ile mümkün olduğunu, kendilerinin tescile dayanan hakları bulunduğunu, kendilerine ait markanın davacı markası ile aynı olmadığını, her iki markanın farklı şekillerde ve ibarelerde olduğunu, davacının bu davayı açmak da hukuki yararının olmadığını, davacının İstikbal Firmasının ana bayisi olduğunu, satılan ürünlerin de bu markaya ait olduğunu, davacının kullandığı 'Yılmaz Mobilya' ibaresinin müvekkili adına tescilli 'fy yılmaz ev concept' markası ile benzerlik dahi göstermediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, gerçek hak sahipliği ilkesine dayanılabilmesi için hak sahibinin ilgili markaya ilişkin öncelikli kullanım hakkının bulunduğunu, bu kullanımın istikrar içeren sürekli bir nitelik taşıdığını ve kullandığı ibareyi piyasada maruf hale getiren kişi olduğunu ispatlaması gerektiğini, davacının yerelden daha geniş bir alanda markayı tanınır hale getirdiğini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi'nce, davacının, davalı adına tescilli 'Yılmaz Ev Concept' isimli markayı, davalının başvuru tarihinden önce istikrar içeren, ayırt edici ve sürekli niteliğe haiz bir şekilde tescilsiz marka veya ticaret ünvanı olarak kullandığını, dolayısıyla marka üzerinde hak sahibi olduğunu gösteren yeterli delil bulunmadığı, davalı şirketin, dava konusu markayı, kullanmak amacıyla değil de, sırf davacıya zarar vermek, davacının ticaretini engellemek gibi kötüniyetli bir amaçla tescil ettirdiği hususunun da davacı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 09.12.2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.