1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

11. Hukuk Dairesi 2019/4861 E. , 2020/2534 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
11. Hukuk Dairesi 2019/4861 E. , 2020/2534 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 17/09/2019 tarih ve 2019/231-2019/863 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin, çalıştığı şirket tarafından İzmir’de düzenlenecek olan toplantıya katılmak üzere Adana’dan İzmir’e uçakla seyahat ettiğini, İzmir Havalimanına indiğinde bagajını bulamadığını ve durumu yetkililere ilettiğini, yetkililer tarafından yapılan araştırma neticesinde bagajın kaybolduğunun tespit edildiğini, akabinde müvekkilince kaybolan eşyalarının değeri olan 3.695,00 TL’nin tarafına verilmesi için davalıya başvuruda bulunulduğunu ancak davalı tarafça, kaybolan eşyalara karşılık olarak 680,00 TL ödenebileceğinin bildirildiğini, davalı yanca bildirilen bedelin kaybolan eşyaların gerçek değerini yansıtmadığını, eşyaların gerçek değerinin davacıya iadesi gerektiğini, öte yandan söz konusu toplantının davacının çalıştığı şirketin tüm üst düzey yöneticilerin katıldığı ve resmi kıyafetle katılımın zorunlu olduğu önemli bir toplantı olduğunu, bagajın kaybolması sebebiyle davacının bu toplantıya gündelik kıyafetlerle katılmak zorunda kalarak çalıştığı şirkette prestij kaybına uğradığını ileri sürerek, 3.335,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın 31/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, Varşova Konvansiyonu hükümleri gereğince bagaj için önceden bir beyan yapılmadığından ve sigorta yaptırılmadığından bilet ve bagaj fişine göre müvekkili taşıyıcı için öngörülen sınırlı sorumluluk limitleri dahilinde davacının ancak ve sadece gerçek zararını talep edebileceğini, bunun yanı sıra bagaj içindeki eşyaların kaybı nedeniyle kişilik haklarına yönelmiş bir saldırı söz konusu olamayacağından manevi tazminat isteminde de bulunamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Dairemizin bozma ilamına uyan mahkemece, maddi tazminat talebine ilişkin olarak; davacı tarafça daha fazla bir zararın bulunduğu ispat edilmediğinden, davalı şirketin Montreal Konavnsiyonu gereğince sorumluluğunun en az 13X17 karşılığı SDR ile sınırlı olması gerektiği, karar tarihinde Merkez Bankası verilerine göre 1 SDR'nin 4,0180 Türk Lirası olduğu gerekçesiyle, 887,97-TL maddi tazminatın 31/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, manevi tazminata ilişkin olarak ise; davacının şahsi haklarının saldırıya uğradığı ve zedelendiği, dolayısıyla 818 sayılı BK'nın 49. (TBK 58) maddesinde belirtilen şartların gerçekleştiği gerekçesiyle 500,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 01/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.