1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

13. Hukuk Dairesi 2017/930 E. , 2018/12490 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
13. Hukuk Dairesi 2017/930 E. , 2018/12490 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat ... ile davalı ...vekili avukat ...'ın gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR

Davacı, taraflar arasında ... Yenileme Projesi kapsamında 28.01.2009 tarihli muvafakatname imzalandığını, ancak davalı tarafça muvafakatnameye uyulmadığını, idarenin 125,5 m2 daireyi vermeyi taahhüt etmesine rağmen 101,82 m2 lik konut verildiğini, m2 düşük konut verilmesine rağmen geri ödemelerin imzalanan muvafakatnameye aykırı olarak fahiş olaak artırıldığını, söz konusu 16.05.2013 tarihli sözleşmenin davalı tarafın dayatması ile yapıldığını, ilk sözleşme gereği yeni yapıların m2 yapım bedelinin 1.243,00-TL üzerinden hesap edilip protokol yapılmış olmasına rağmen daha sonra yeni inşaat m2 bedelinin davalı tarafça 2.500,00-TL olarak belirlendiğini, davalının inşaat maliyetini yeni maliyete göre hesap ettiğini, davalının bu uygulamaların hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davalı kurumla imzalanan 28.01.2009 tarihli muvafakatnamenin şartlarının geçerli olduğunun tespitini, 16.05.2013 tarihli sözleşme ile devir anında dayatılan borçtan, arttırılan ve taksitlere yansıtılan satış fiyatının iptalini ve arttırılan satış fiyatından sorumlu olmadıklarının tespitini, yine aynı sözleşmenin 2.1.maddesinde belirlenen gayrimenkulün inşaat yapı bedelinin dayatılmış olmasından dolayı bu hükümlerinin dikkate alınmamasını, ödemek zorunda kaldıkları ve dava sonuçlanıncaya kadar ödemek zorunda kalacakları tüm fazla ücretlerin her gün için temerrüdün ortaya çıkmış olduğu dönemde hesaplanan temerrüt faizi ile birlikte şimdilik 10.000,00-TL'nin tahsilini, inşaatın geç tesliminden kaynaklanan kira kaybının şimdilik 1.000,00-TL tespit edilerek davalıdan tahsilini, 16.05.2013 tarihli sözleşmedeki 2.2. maddede belirlenen taksit miktarı ve borçlanma esaslarının belirlenmesi maddesindeki genel işlem koşulu netiliğindeki maddelerin iptalini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı yasanın amaç başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2.maddesinde “Bu kanun, birinci maddede belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3.maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı yasanın 23. maddesinin 1. fıkrasında ise “bu kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılır” hükmüyle kanunun uygulanmasından doğacak ihtilaflara bakacak görevli mahkeme belirtilmiştir. Somut olayda uyuşmazlık, davacı ile davalı arasında imzalanan ... ... Kentsel Yenileme Toplu Konut Projesi Gayrimenkul Satış Sözleşmesinden kaynaklanmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkemece, davaya bakmakla Tüketici Mahkemeleri görevli olduğundan görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacı tarafın temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; temyiz olunan kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bent uyarınca davacı tarafın temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 1.630,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.