1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

13. Hukuk Dairesi 2017/1326 E. , 2018/6412 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
13. Hukuk Dairesi 2017/1326 E. , 2018/6412 K.


'İçtihat Metni'

... vekili avukat ... ile ... vekili avukat ... aralarındaki dava hakkında ... 19. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 09/06/2015 gün ve 2013/297-2015/193 sayılı hükmün Dairemizin 05/10/2016 tarih ve 2015/32960-2016/17735 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu.

K A R A R

Davacı, ..., ..., Mevkiinde kain 154.Sokak No: 53 adresindeki yapı nedeniyle 2981 sayılı İmar Affı Yasası uyarınca hak sahibi olduğunu, ... Vadisi 4-5 Etap Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı olarak ilan edilerek davalı belediyenin bölgedeki tapulu taşınmaz malikleri ile hak sahibi bulunan gecekondu sahiplerine Konut Sözleşmesi yapılmasını teklif ettiğini, 730 nolu analiz raporu düzenlenerek kendisine ait taşınmazın müştemilat ve ağaç bedelinin 21.683,70 TL tespit edildiğini, taraflar arasında konut sözleşmesi düzenlenerek 100 m2 konut karşılığında 400 m2 tapu tahsis hakkının davalı belediyeye devredildiğini, 730 nolu analiz raporunda belirlenen değerin %10'u olan 2.495,97TL enkaz bedeli düşülerek bakiye 28.672,43TL borcun da 72 taksitte davalı belediyeye ödenmesinin taahhüt edildiğini, geçen sürede 30 taksiti ödediğini, parselasyon planının iptali üzerine taksit ödemesini durdurduğunu, ödenen taksit toplamını da ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin nin 2010/98 E sayılı kararı ile geri aldığını, taraflarca akdedilen sözleşmenin ifa olanağının kalmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak bir adet dairenin değerine tekabül eden müspet zararından şimdilik 1.000,00 TL'nin davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, Dairemizin 05.10.2016 tarihli, 2015/32960 esas 2016/17735 karar sayılı ilamı ile bozulmuş; bu kez davacı karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Davacı, ... Vadisi 4 ve 5.Etap Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında davalı ile sözleşme imzaladıklarını, tahsis hakkını davalıya devrettiğini, bilahare projenin iptal edildiğini ileri sürerek, ifa olanağının kalmadığından bahisle zararının tahsilini istemiş, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda davacının eldeki davadan önce taksitlerin iadesine yönelik dava açtığı, taksitlerini geri almakla birlikte sözleşmeden döndüğünü ve artık müspet zararın tazminini değil menfi zarar kapsamında kalan zararların tazminini talep edebileceği belirtilmiştir. Mahkemece de bu görüşe itibar edilmiş, ancak yerin tapu tahsisli olduğu nazara alınarak dava tarihindeki yapının değerinin %10'una tekabül eden enkaz değerinin verilmesi gerektiği,bu değerinin de 8.575,93 Tl olduğu belirtilmiştir.
Dairemizce, verilen bu karar davanın konusunun Tapu Tahsis Belgeli Tesis Karşılığı imzalanan sözleşmelerde hak sahibinin alacağı belirlenirken tüm yapı bedelinin mi yoksa enkaz bedelinin mi ödenmesi gerektiğine ilişkin bakiye alacak talebiyle ilgili olduğu, sözleşmede de kararlaştırılan enkaz bedelinin de ödendiği,başka da ödenecek bir şey olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur. Oysa bu kez yapılan karar düzeltme incelemesinde, davacının talebinin bakiye bedele yönelik olmadığı, zuhulen hatalı değerlendirme yapıldığı, gerçekte davacının talebi sözleşmenin ifa edilememesinden kaynaklanan zararının tazminine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Somut olayda, taraflar arasında özel hukuk hükümlerine tabi ve geçerli bir sözleşme olup, davalının sözleşme ile yükümlendiği edimlerini makul sürede yerine getiremeyeceği yada getiremeyeceğinin anlaşılmasından kaynaklanan borçlunun temerrüdüne dayalı aynen ifa yerine geçen zarar tazmini talebinde bulunulmuştur. Ne var ki, somut dosyada davacı eldeki davayı açmadan evvel taksitlerin iadesine yönelik dava açmış, açtığı bu davayı kazanarak taksitleri iade olmuştur. Bu durumda davacının iradesini sözleşmeden dönmek yönünde kullandığının kabulü gerekir ve çoğun içinde az da vardır ilkesi uyarınca menfi zarar kapsamında talep edebileceği zararların belirlenmesi gerekir. Davacı tahsisli yerini devredip yapısı yıkıldığına göre yerin enkaz bedelinin ödenmesi gerekir. Mahkemece de bu doğrultuda hesaplama yapılarak davacının alacağı belirlenmiştir.Bu gerekçelerle, mahkemece verilen kararın bozulmasına yönelik Dairemiz kararının hatalı olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece verilen hükmün onanması gerekirken, zuhulen bozulduğu bu kez yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından, davacının bu yöne ilişkin karar düzeltme talebi kabul edilmeli, mahkeme kararı onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının bu yöne ilişkin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 05.10.2016 tarih ve 2015/32960 Esas 2016/17735 Karar sayılı bozma kararının kaldırılmasına, mahkeme kararının ONANMASINA, 60,80 TL. peşin harcın karar düzeltme isteyene iadesine, 30/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.