13. Hukuk Dairesi 2016/10522 E. , 2018/5628 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
13. Hukuk Dairesi 2016/10522 E. , 2018/5628 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, konut satın almak için emlakçılık işi ile uğraşan davalıya başvurduğunu ve aralarında 13.9.2012 tarihinde mülk sahibi ile alıcı arasında gayrımenkul satışına aracılık yapıldığına dair komisyonculuk sözleşmesi imzalandığı, davalının sözleşmeye konu daireyi kendisine göstermediğini ve sürekli oyaladığını, yaptığı araştırmada taşınmazın tapu bilgileri ile adres bilgilerinin farklı olduğunu öğrendiğini, taşınmazın gösterilmeden tapu devir işlemlerinin yapılmasını talep eden davalıya taşınmazı görmeden tapu işlemlerine başlamayacağını beyan etmesi üzerine bir daha davalı ile görüşmediklerini, davalının sözleşmeye uygun olarak edimini yerine getirmediği halde komisyon sözleşmesine istinaden ... ... 24. İcra Müdürlüğü’nün 2012/7107 Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibi sonucu haciz işlemi uygulandığını, bu takipten haciz konulan aracını satmak istediği zaman haberdar olduğunu ve her türlü itiraz ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla ödeme yaptığını, usulsüz tebligat nedeniyle ödeme emri ile takibin kesinleşmesinin iptali için ... 15. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2013/138 Esas sayılı dosyası ile açılan davanın kabulüne karar verilerek tebligatın usulsüz olduğunun tespit edildiğini ve verilen kararın Yargıtay denetiminden geçerek onandığını, davalının komisyon sözleşmesi gereğince kendisine hizmet sunmadığından ücret istemeye hak kazanmadığını ileri sürerek başlatılan icra takibi sonucu ödenen 13.098,88 TL ile takip ve dava dosyalarında yaptığı masraflar ve vekalet ücretine karşılık fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.000,00 TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın İİK. 72. maddesine göre açılan istirdat davası olduğu ve davanın açıldığı tarih itibarı ile 1 yıllık hak düşürücü sürenin dolmuş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı emlakçı ile imzalanan komisyonculuk sözleşmesi gereğince davalının edimini yerine getirmemesine rağmen sözleşmede kararlaştırılan ücretin tahsili amacıyla aleyhine başlatılan icra takibi sonucu ödeme yaptığını ileri sürerek ödediği bedelin tahsili amacıyla eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, başlatılan icra takibi sonucu borcun tamamının 13.3.2013 tarihinde ödendiği, davanın ise 13.6.2014 tarihinde açıldığı dikkate alındığında istirdat davası yönünden hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. İİK’nun 72/7. bendinde ”Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir.” hükmünü içermektedir. Davalı, davacı hakkında 24.9.2012 tarihinde ... ... 24. İcra Müdürlüğü’nün 2012/7107 esas sayılı dosyası ile başlattığı icra takibinde komisyon sözleşmesi dayanak gösterilerek 10.800,00 TL asıl alacak, 29,29 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.829,29 TL alacağın tahsilini talep etmiş, takibe itiraz edilmemesi nedeniyle kesinleşen takip sonucu 13.3.2013 tarihinde davacı tarafından ‘’her türlü itiraz ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla’’ şerhi düşülerek 13.098,88 TL ödeme yapılmıştır. Dosya arasında bulunan ... ... 15. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/138 Esas, 2013/520 Karar sayılı ilamı incelendiğinde; davacı tarafından 12.2.2013 tarihinde davalı tarafından başlatılan icra takibinde düzenlenen ödeme emrinin usulsüz olduğunu ileri sürerek ödeme emrinin iptali istemi ile açılan davanın kabulü ile ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu ve öğrenme tarihinin 12.2.2013 olduğunun tespitine karar verildiği ve verilen bu kararın Yargıtay 12. H.D.’nin 3.12.2013 tarih ve 2013/31651 Esas, 2013/38457 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verildiği anlaşılmakta olup, bu karar gereğince istirdat davası yönünden bir yıllık hak düşürücü sürenin kararın kesinleşmesinden itibaren başlayacağının kabulü gerekir. Bu durumda davanın açıldığı tarih itibarı ile bir yıllık hak düşürücü sürenin dolmadığı anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, esasına girilip taraf delilleri toplanarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, konut satın almak için emlakçılık işi ile uğraşan davalıya başvurduğunu ve aralarında 13.9.2012 tarihinde mülk sahibi ile alıcı arasında gayrımenkul satışına aracılık yapıldığına dair komisyonculuk sözleşmesi imzalandığı, davalının sözleşmeye konu daireyi kendisine göstermediğini ve sürekli oyaladığını, yaptığı araştırmada taşınmazın tapu bilgileri ile adres bilgilerinin farklı olduğunu öğrendiğini, taşınmazın gösterilmeden tapu devir işlemlerinin yapılmasını talep eden davalıya taşınmazı görmeden tapu işlemlerine başlamayacağını beyan etmesi üzerine bir daha davalı ile görüşmediklerini, davalının sözleşmeye uygun olarak edimini yerine getirmediği halde komisyon sözleşmesine istinaden ... ... 24. İcra Müdürlüğü’nün 2012/7107 Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibi sonucu haciz işlemi uygulandığını, bu takipten haciz konulan aracını satmak istediği zaman haberdar olduğunu ve her türlü itiraz ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla ödeme yaptığını, usulsüz tebligat nedeniyle ödeme emri ile takibin kesinleşmesinin iptali için ... 15. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2013/138 Esas sayılı dosyası ile açılan davanın kabulüne karar verilerek tebligatın usulsüz olduğunun tespit edildiğini ve verilen kararın Yargıtay denetiminden geçerek onandığını, davalının komisyon sözleşmesi gereğince kendisine hizmet sunmadığından ücret istemeye hak kazanmadığını ileri sürerek başlatılan icra takibi sonucu ödenen 13.098,88 TL ile takip ve dava dosyalarında yaptığı masraflar ve vekalet ücretine karşılık fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.000,00 TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın İİK. 72. maddesine göre açılan istirdat davası olduğu ve davanın açıldığı tarih itibarı ile 1 yıllık hak düşürücü sürenin dolmuş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı emlakçı ile imzalanan komisyonculuk sözleşmesi gereğince davalının edimini yerine getirmemesine rağmen sözleşmede kararlaştırılan ücretin tahsili amacıyla aleyhine başlatılan icra takibi sonucu ödeme yaptığını ileri sürerek ödediği bedelin tahsili amacıyla eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, başlatılan icra takibi sonucu borcun tamamının 13.3.2013 tarihinde ödendiği, davanın ise 13.6.2014 tarihinde açıldığı dikkate alındığında istirdat davası yönünden hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. İİK’nun 72/7. bendinde ”Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir.” hükmünü içermektedir. Davalı, davacı hakkında 24.9.2012 tarihinde ... ... 24. İcra Müdürlüğü’nün 2012/7107 esas sayılı dosyası ile başlattığı icra takibinde komisyon sözleşmesi dayanak gösterilerek 10.800,00 TL asıl alacak, 29,29 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.829,29 TL alacağın tahsilini talep etmiş, takibe itiraz edilmemesi nedeniyle kesinleşen takip sonucu 13.3.2013 tarihinde davacı tarafından ‘’her türlü itiraz ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla’’ şerhi düşülerek 13.098,88 TL ödeme yapılmıştır. Dosya arasında bulunan ... ... 15. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/138 Esas, 2013/520 Karar sayılı ilamı incelendiğinde; davacı tarafından 12.2.2013 tarihinde davalı tarafından başlatılan icra takibinde düzenlenen ödeme emrinin usulsüz olduğunu ileri sürerek ödeme emrinin iptali istemi ile açılan davanın kabulü ile ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu ve öğrenme tarihinin 12.2.2013 olduğunun tespitine karar verildiği ve verilen bu kararın Yargıtay 12. H.D.’nin 3.12.2013 tarih ve 2013/31651 Esas, 2013/38457 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verildiği anlaşılmakta olup, bu karar gereğince istirdat davası yönünden bir yıllık hak düşürücü sürenin kararın kesinleşmesinden itibaren başlayacağının kabulü gerekir. Bu durumda davanın açıldığı tarih itibarı ile bir yıllık hak düşürücü sürenin dolmadığı anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, esasına girilip taraf delilleri toplanarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.