13. Hukuk Dairesi 2017/717 E. , 2019/11466 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
13. Hukuk Dairesi 2017/717 E. , 2019/11466 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar, babaları olan muris ...'ın mirasçıları olduklarını, murisin 12/03/2008 tarihinde vefat ettiğini, murisin uzun yıllar Hollanda'da yaşaması nedeniyle adına kayıtlı taşınmazı kiraya verme işlerini yürütmek üzere kardeşi olan davalıyı vekil kıldığını, davalının dava konusu bağımsız bölümü 15/12/2009 tarihinden itibaren dava dışı ...'ya kiraya verdiğini, davalının taşınmazın kiraya verildiği 15/12/2009-15/12/2013 tarihleri arasındaki 4 yıllık kira bedelini vermediğini, dava konusu bağımsız bölümün davalı tarafından kaça kiralandığını bilmediklerini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 28/01/2016 tarihli dilekçesi ile de alacak talebini 85.603,55 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Eldeki dava, kira alacağı istemine ilişkindir. Davacıların murisi dava açılmadan önce 12.03.2008 tarihinde vefat etmiştir. Dosya arasında bulunan veraset ilamının incelenmesinde mirasçılarının eşi ... ve çocukları ..., ... ..., ..., ..., ... ..., ... ... ile ... oldukları anlaşılmaktadır. Mirasçılardan sadece ..., ..., ... ..., ..., ... ve ... eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, davacı ...'ın 27.237,50 TL, diğer davacıların ise ayrı ayrı 11.673,21 TL'şer olmak üzere toplam 85.603,55 TL kira bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, davaya konu alacak ilişkisine davacıların murisi ile davalı taraf olup, müteveffa Nizamettin ...'ın terekesinde, mirasçıları arasında elbirliği mülikiyeti hükümleri geçerlidir. Elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640 ve 702. maddeleri uyarınca, tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunlu olup, tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm mirasçılar tarafından birlikte yürütülmesi gerekir. O halde, mahkemece, mirasçı davacılara diğer mirasçıların davaya katılımını sağlaması veya muvafakatini alması ya da terekeye temsilci tayin ettirmesi için süre verilerek taraf teşkilinin sağlanması, bundan sonra işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmaksızın yazılı şekilde hüküm tesis etmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte bozma sebebine göre davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar, babaları olan muris ...'ın mirasçıları olduklarını, murisin 12/03/2008 tarihinde vefat ettiğini, murisin uzun yıllar Hollanda'da yaşaması nedeniyle adına kayıtlı taşınmazı kiraya verme işlerini yürütmek üzere kardeşi olan davalıyı vekil kıldığını, davalının dava konusu bağımsız bölümü 15/12/2009 tarihinden itibaren dava dışı ...'ya kiraya verdiğini, davalının taşınmazın kiraya verildiği 15/12/2009-15/12/2013 tarihleri arasındaki 4 yıllık kira bedelini vermediğini, dava konusu bağımsız bölümün davalı tarafından kaça kiralandığını bilmediklerini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 28/01/2016 tarihli dilekçesi ile de alacak talebini 85.603,55 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Eldeki dava, kira alacağı istemine ilişkindir. Davacıların murisi dava açılmadan önce 12.03.2008 tarihinde vefat etmiştir. Dosya arasında bulunan veraset ilamının incelenmesinde mirasçılarının eşi ... ve çocukları ..., ... ..., ..., ..., ... ..., ... ... ile ... oldukları anlaşılmaktadır. Mirasçılardan sadece ..., ..., ... ..., ..., ... ve ... eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, davacı ...'ın 27.237,50 TL, diğer davacıların ise ayrı ayrı 11.673,21 TL'şer olmak üzere toplam 85.603,55 TL kira bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, davaya konu alacak ilişkisine davacıların murisi ile davalı taraf olup, müteveffa Nizamettin ...'ın terekesinde, mirasçıları arasında elbirliği mülikiyeti hükümleri geçerlidir. Elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640 ve 702. maddeleri uyarınca, tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunlu olup, tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm mirasçılar tarafından birlikte yürütülmesi gerekir. O halde, mahkemece, mirasçı davacılara diğer mirasçıların davaya katılımını sağlaması veya muvafakatini alması ya da terekeye temsilci tayin ettirmesi için süre verilerek taraf teşkilinin sağlanması, bundan sonra işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmaksızın yazılı şekilde hüküm tesis etmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte bozma sebebine göre davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.