1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

13. Hukuk Dairesi 2016/14752 E. , 2019/10300 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
13. Hukuk Dairesi 2016/14752 E. , 2019/10300 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, Üniversite bünyesinde bulunan su ürünleri fakültesi ile ... Makine Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. arasında balık yemi üretimi için protokol yapıldığını, daha sonra ... firmasının yanı sıra ... ... katılımı ile önceki protokol esaslarına aynen iştirak ifadesinin de yer aldığı yem ünitesi proje protokolüne ek mukavele imzalandığını, bu protokolün tek yanlı feshetme yetkisini de içerdiğini, yapılan protokol ve mukavelelere davalı taraf gerekli ikaz ve uyarılara rağmen uymadığından balık yemi üretim protokolünün feshedildiğini ileri sürerek; fakültenin Urla kampüsündeki tesisinin kendilerine teslimine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere ödenmeyen üretim bedelleri olarak 6.000,00 TL alacağın fesih tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, tesisteki makine ve teçhizatların daimi demirbaş kaydedilmesi hükmü gereğince idarelerine teslimine, teslimin mümkün olmaması halinde yapılacak tespit ile ortaya çıkacak değerin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, üretim bedeli ile talebini ıslah değerek 6.666,27 TL.ye yükseltmiştir.
Birleşen dosyada davacı ... Yem Su Ürünleri Ltd. Şti., taraflar arasında fason balık yemi üretim protokolü düzenlendiğini, bu protokol gereğince davalı Üniversitenin su ürünleri fakültesi tesislerinin bulunduğu Urla İskelesinde şirket tarafından bir balık yemi üretim tesisi yapıldığını, ancak üniversitenin balık yemi üretimi ile ilgili teknik bilgi, analiz ve yem kontrol gibi teknik destek başta olmak üzere sözleşmesel ilişki gereğince kendisine düşen edimleri yerine getirmediğini, bu nedenle şirketin zarara uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00. TL. nin dava tarihinden itibaren merkez bankasının kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, asıl davanın da reddini dilemiştir.
Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulü ile, dava konusu olan ve 11/12/1997 tarihli protokol ile davalı-karşı davacıya teslim edilen tesisten davalı-karşı davacı şirketin tahliyesi ile davacı-karşı davalıya teslimine, 6.000,00 TL'nin fesih tarihi olan 12/04/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, davacı-karşı davalının tesiste bulunan makine ve techizatların teslimine yönelik isteminin reddine, karşı davanın subut bulmadığından reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Bir mahkeme hükmünde, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin birer birer, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür. Gerekçe, hakimin tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanır. Hakim, tarafların kendisine sundukları maddi vakıaların hukuki niteliğini (hukuk sebepleri) kendiliğinden (re’sen) araştırıp bularak hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar. Hakim, gerekçe sayesinde verdiği hükmün doğru olup olmadığını, yani kendini denetler. Üst mahkemede, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını, ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. Taraflar da, ancak gerekçe sayesinde haklı olup olmadıklarını daha iyi anlayabilirler. Bir hüküm, ne kadar haklı olursa olsun, gerekçesiz ise tarafları doyurmaz (Kuru, Baki/Arslan, .../Yılmaz, Ejder; Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı 6100 sayılı HMK’na Göre Yeniden Yazılmış, 22 Baskı, ... 2011, s.472). Anayasa’nın 141. maddesi gereğince bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması gereklidir. Gerekçenin önemi Anayasal olarak hükme bağlanmakla gösterilmiş olup gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. Yine HMK.nun 27.maddesinin 2. bendi c bölümünde de, hukuki dinlenilme hakkının “Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini” içerdiği açıklanarak bu husus vurgulanmıştır. Nitekim, 07.06.1976 gün ve 3/4-3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde yer alan “Gerekçenin ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olması aranmalıdır. Gerekçenin bu niteliği yasa koyucunun amacına uygun olduğu gibi, kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek niteliği de tartışma götürmez bir gerçektir.” şeklindeki açıklama ile de aynı ilkeye, vurgu yapılmıştır. Mahkemece asıl davanın kısmen kabulü ile, davacı-karşı davalının tesiste bulunan makine ve techizatların teslimene yönelik isteminin reddine, karar verilmiş ise de; asıl davada, davacının bu talebinin neden ret edildiğine ilişkin gerekçe gösterilmemek suretiyle hükmün denetimini imkansız kıldığı gibi, davacı tarafın 03.08.2011 tarihli ıslah dilekçesi de dikkate alınmadan karar verilmek suretiyle yasanın aradığı anlamda ve denetime uygun gerekçeli bir karar oluşturulmamıştır. mahkemece verilen karar bu nedenle usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenle tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 27,70 TL harcın davalı-bir.dos.davacısına iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.