1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

13. Hukuk Dairesi 2016/20295 E. , 2019/7723 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
13. Hukuk Dairesi 2016/20295 E. , 2019/7723 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar, davalılar ile aralarında davalıların açacağı tapu iptal ve tescil davası için 12/10/2011 tarihli Avukatlık Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre vekalet ücretinin, arsanın rayiç bedelinin %3’ü olacağı ve bu tutarın dava kazanıldığında alınacağının kararlaştırıldığını, sözleşme gereğince ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/487 E. sayılı dosyası ile açılan davada mahkemece, 01.07.2013 tarih 2011/487 E. ve 2013/378 K. sayılı kararıyla davanın kabulü ile dava konusu taşınmaza ait tapu kaydının 5/8 oranında iptali ile 3/8 ‘nin davalı ..., 2/8 ‘inin davalı ... adına tesciline karar verildiğini, kararın icrası ile ilgili olarak ... 2. İcra Müdürlüğü’nün 2013/13323 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalılar tarafından ... 9. Noterliği’ nin 04.06.2014 tarih 13241 yevmiye numaralı azilnamesi ile azledildiklerini, azlin haksız olduğunu, akdi vekalet ücretinin davalılarca ödenmediğini, fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere 10.000,00TL taleple açılan işbu davada, davalılarla imzalanan avukatlık sözleşmesinin, davanın kazanılması şartına bağlı olması nedeni ile geçersiz olduğunu, bu nedenle Avukatlık Kanunu madde 164/4'e göre dava konusu taşınmazın değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasında bir miktarın akdi vekalet ücreti olarak belirlenmesi ve azil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsilini istemişlerdir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulüne, 10.000,00 TL'nin davalılardan alınarak davacılara ödenmesine, hükmedilen bu miktara dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Anayasa’nın 138 ve 141. maddeleri uyarınca Hakimler, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler ve bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Bu gerekçede hukuki esaslara ve kurallara dayanmalı, nedenleri açıklanmalıdır.
Diğer taraftan 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın 27. Maddesinde hukuki dinlenilme hakkı kurala bağlanmıştır. Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasanın 36.maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6.maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. ‘‘Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir.
Mahkemeler, kararlarını somut ve açık bir şekilde gerekçelendirmek zorundadırlar. Eksik, şeklî ve görünüşte gerekçe yazılması adil yargılanma hakkının (hukukî dinlenilme hakkının) ihlâlidir.
HMK’nın 297. maddesinde de, verilecek hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alması gerektiği açıkça vurgulanmıştır. Kararın gerekçesinde maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden söz edilmeli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece davacı iddiası ile davalı savunması yazılmış gerekçe olarak aynen “Bu bağlamda alınan bilirkişi raporunun; mahkememizce kabul edilen maddi olgulara ve kanıtlara dayandığı, objektif ve bilimsel nitelikte bulunduğu, hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla hükme esas alınarak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.” açıklaması yapılmıştır.
Mahkemece, davanın kabulünün gerekçesi hiçbir bir şekilde açıklanmamıştır. Mahkemenin kararı T.C. Anayasası’nın 141 ve HMK’nın 297. maddesinin amaçladığı anlamda gerekçe taşımamaktadır. Gerekçesiz karar yazılması, adil yargılanma hakkının ihlali olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının sair, davalının tüm temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının sair, davalının tüm temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 170,07 TL harcın davacılara iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.