1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

13. Hukuk Dairesi 2016/18351 E. , 2019/7605 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
13. Hukuk Dairesi 2016/18351 E. , 2019/7605 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, 15/03/2011 tarihinde ..., 1. Etap A/9 Blok 44 numaradaki daireyi 127.000,00-TL'ye davalılardan ... İnşaat güvencesiyle satın aldığını, davalıların satış işlemini gerçekleştirmeden öncesinde binanın alt katında çok sayıda çatlak olması üzerine 11/03/2011 tarihinde zemin mekaniği, üst yapı çalışması ve deprem değerlendirmesi yaptırdığını, binanın hasar ve risk durumunun belirlediğini, davalıların binanın ayıbını ve riskini bilerek adeta yangından mal kaçırırcasına daireyi sattıklarını, binaya taşındıktan sonra kandırıldığını anladığını, bunun üzerine taraflar arasında şifahi görüşmeler başladığını, görüşmelerin sonuç vermemesi üzerine ... 40. Noterliği'nin 18/05/2011 tarihli 2011/10352 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile taleplerini bildirdiğini ve ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2011/154 D.İş dosyasından tespit yaptırdığını beyan ederek; bahsi geçen konutun davalılara iadesine, satın alma tarihi olan 15/03/2011'deki satış bedelinin ve malın ayıplı çıkmasaydı dava sonunda oluşacak değer artışının eklenerek geri ödenmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalması kaydıyla yaptığı toplam 3.000,00-TL masrafın, satış işleminin gerçekleştiği 15/03/2011 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine, yine fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla yasal takip süresindeki tespit, ihtarnameye ve dosya masrafları tutarı olan 3.000,00 TL.'nin tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, dava konusu taşınmazı 17.06.2009 tarihinde birlikte ½ oranında hisseli olarak ... İnşaat A.Ş.’den satın aldıklarını, dairede 01.11.2009 ile 31.12.2010 tarihleri arasında kiracılarının oturduğunu, 2010 yılı Ekim ayında ihtiyaçlarına binaen satmak üzere Turyap İlitelli ... Temsilciliği ile görüştüklerini ve kendilerine bu konuda yetki verdiklerini, daireye talip olan davacıya daireyi satışlarının yine Turyap İkitelli ... temsilciliği vasıtasıyla 15.03.2011 tarihinde gerçekleştiğini, dava dilekçesinde belirtilen hususları kabul etmediklerini ve süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davacının sübut bulmayan davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Dava tarihinde yürürlükte bulunan 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Yine anılan yasanın 3/d maddesinde, “hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyet” olarak tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davacı, davalıların 1/2 oranında hisseyle malik oldukları taşınmazı 15.03.2011 tarihinde davalılardan satın almış olup, davalılar 4077 sayılı yasa kapsamında tanımı ''yapılan ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında mal sunan gerçek kişiler'' olmadıklarından taraflar arasındaki ilişkinin tüketici işlemi olmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davaya bakmakla Tüketici Mahkemeleri değil, Genel Mahkemeler görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir ve görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. O halde, mahkemece davaya bakmakla Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli olduğundan görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.