13. Hukuk Dairesi 2019/2995 E. , 2019/7469 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
13. Hukuk Dairesi 2019/2995 E. , 2019/7469 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı borçlunun tüketici kredisi kullandığını, ancak taksitleri ödemediğinden davalıya hesabının kat edildiğinin bildirilerek temerrüde düşürüldüğünü, tebliğ edilen ihtarnameye rağmen borç ödenmediğinden davalı hakkında başlatılan takibin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, muaccelliyet ihtarının usulüne uygun olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın davanın kabulüne, ... 2. İcra Müdürlüğünün 2014/6482 Esas sayılı takip dosyasında borçlunun itirazının iptali ile takibin aynen devamına, asıl alacağın % 20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı eldeki dava ile davalıya kullandırılan kredi taksitlerinin süresinde ödenmemesi nedeni ile davalı hakkında başlattıkları takibe vaki itirazın iptalini istemiş; Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında imzalanan sözleşme tarihi itibari ile yürürlükte olan 4077 sayılı Kanunun 10. maddesinde “kredi veren, taksitlerden birinin veya birkaçının ödenmemesi halinde kalan borcun tümünün ifasını talep etme hakkını saklı tutmuşsa, bu hak; ancak kredi verenin bütün edimlerini ifa etmiş olması durumunda ve tüketicinin birbirini izleyen en az iki taksidi ödemede temerrüde düşmesi halinde kullanılabilir. Ancak kredi verenin bu hakkını kullanabilmesi için en az bir hafta süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması gerekir. Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren, asıl borçluya başvurmadan, kefilden borcun ifasını isteyemez” hükmü yer almaktadır. Buna göre davacı bankanın kredi sözleşmesinin 10. maddesinde saklı tuttuğu hakkını kullanabilmesi için 4077 sayılı kanunun 10. maddesi hükmüne göre birbirini izleyen en az iki taksidin belirlenerek ödenmesi, aksi halde bakiye tüm taksitlerin muaccel olacağı uyarısını taşıyan ve 7 gün süreli ihtarname gönderilmesi gerekir. Davalıya yapılan ihtarın bu özelliği taşımadığı ve bu haliyle usulüne uygun olmadığı anlaşıldığından bu ihtar 4077 sayılı kanunun 10. maddesi şartlarına uygun bir muacceliyet ihtarı olarak kabul edilemez ve dolayısıyla tüm kredi borcu için takip yapılamaz. Ancak davacı banka, davalı borçlunun hesap katinde ve takip tarihinde halen ödemediği ya da eksik ve geç ödediği taksitler nedeniyle gecikme faizi ve diğer ferileriyle birlikte takip yapma hakkına sahiptir. Mahkemece, davalı borçlunun takip tarihine kadar ödemediği taksitlerle, geç ödeme nedeniyle gecikme faizi ve ferilerinin miktarı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak belirlenecek miktar üzerinden takibin devamına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yasaya uygun olmayan ihtarla tüm kredi borcunun muaccel olduğu kabul edilerek takibin tüm borç ve ferileri yönünden devamına karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı borçlunun tüketici kredisi kullandığını, ancak taksitleri ödemediğinden davalıya hesabının kat edildiğinin bildirilerek temerrüde düşürüldüğünü, tebliğ edilen ihtarnameye rağmen borç ödenmediğinden davalı hakkında başlatılan takibin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, muaccelliyet ihtarının usulüne uygun olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın davanın kabulüne, ... 2. İcra Müdürlüğünün 2014/6482 Esas sayılı takip dosyasında borçlunun itirazının iptali ile takibin aynen devamına, asıl alacağın % 20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı eldeki dava ile davalıya kullandırılan kredi taksitlerinin süresinde ödenmemesi nedeni ile davalı hakkında başlattıkları takibe vaki itirazın iptalini istemiş; Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında imzalanan sözleşme tarihi itibari ile yürürlükte olan 4077 sayılı Kanunun 10. maddesinde “kredi veren, taksitlerden birinin veya birkaçının ödenmemesi halinde kalan borcun tümünün ifasını talep etme hakkını saklı tutmuşsa, bu hak; ancak kredi verenin bütün edimlerini ifa etmiş olması durumunda ve tüketicinin birbirini izleyen en az iki taksidi ödemede temerrüde düşmesi halinde kullanılabilir. Ancak kredi verenin bu hakkını kullanabilmesi için en az bir hafta süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması gerekir. Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren, asıl borçluya başvurmadan, kefilden borcun ifasını isteyemez” hükmü yer almaktadır. Buna göre davacı bankanın kredi sözleşmesinin 10. maddesinde saklı tuttuğu hakkını kullanabilmesi için 4077 sayılı kanunun 10. maddesi hükmüne göre birbirini izleyen en az iki taksidin belirlenerek ödenmesi, aksi halde bakiye tüm taksitlerin muaccel olacağı uyarısını taşıyan ve 7 gün süreli ihtarname gönderilmesi gerekir. Davalıya yapılan ihtarın bu özelliği taşımadığı ve bu haliyle usulüne uygun olmadığı anlaşıldığından bu ihtar 4077 sayılı kanunun 10. maddesi şartlarına uygun bir muacceliyet ihtarı olarak kabul edilemez ve dolayısıyla tüm kredi borcu için takip yapılamaz. Ancak davacı banka, davalı borçlunun hesap katinde ve takip tarihinde halen ödemediği ya da eksik ve geç ödediği taksitler nedeniyle gecikme faizi ve diğer ferileriyle birlikte takip yapma hakkına sahiptir. Mahkemece, davalı borçlunun takip tarihine kadar ödemediği taksitlerle, geç ödeme nedeniyle gecikme faizi ve ferilerinin miktarı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak belirlenecek miktar üzerinden takibin devamına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yasaya uygun olmayan ihtarla tüm kredi borcunun muaccel olduğu kabul edilerek takibin tüm borç ve ferileri yönünden devamına karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.