1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

Faiz Hesabında Kullanılması Gereken Faiz Oranı

Gönderilme zamanı: 26 Ağu 2021, 08:43
gönderen Hepsihukuk
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
ESAS NO : 2013/24757
KARAR NO : 2013/33593


Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu ve alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre borçlunun temyiz itirazlarının REDDİNE;
2-Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlanıldığı ve örnek 10 numaralı ödeme emrinde takip tarihinden itibaren asıl alacağın %70 faiziyle tahsilinin istendiği, yasal sürede itiraz edilmeyerek takibin kesinleşmesinden sonra icra müdürlüğünce takip tarihinden sonrasına %70 faiz oranı üzerinden yapılan hesaplama üzerine borçlunun icra mahkemesine başvurarak hesaplamaya itiraz ettiği anlaşılmıştır.

Alacaklı tarafından takip talebinde yıllık %70 işleyecek faiz talep edildiği ve bu orana yasal sürede itiraz edilmeksizin kesinleştiği görülmüştür. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre takip talebinde istenen faiz oranının cinsinin belirtilmesi ya da istenen faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmesi durumunda o cins faiz oranının istendiğinin kabulü gerekeceğinden ödeme emrine yasal sürede itiraz edilmemiş olsa bile faizin istenen faiz türüne göre ve değişen oranlarda hesaplanması gerekir. Ancak, takipte talep edilen ve itiraz edilmeyerek kesinleşen işleyecek faizin türünün gösterilmemesi ve oranının yasal ya da ticari faiz oranlarından birine denk gelmemesi halinde aynı sonuca varılamaz. Bu durumda, itiraz edilmeyerek kesinleşen oran üzerinden faizin hesaplanması gerekir.

Somut olayda, alacaklı tarafından talep edilen %70 faiz oranının türü belirtilmediği gibi takip tarihi itibariyle de yasal ve ticari faizin de üzerindedir. Bu nedenle alacaklının ticari faiz istediği sonucuna varılamayacağından itiraz edilmeyerek kesinleşen oran üzerinden faizin hesaplanması gerekir.

O halde mahkemece, faize itirazın reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) no'lu bentte yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/10/2013 gününde oybirliğiyle karar



Aşağıdaki Yargıtay kararlarında da takip tarihindeki faiz oranıyla takip talebindeki faiz oranın aynı olması nedeniyle değişen oranlarda hesaplama yapılması gerektiğinden bahsedilmiş aksi yönde kararlar mevcut olabilir ancak, Yargıtay'ın artık süreklilik arz eden kararları yukarıdaki gibi eğer takip tarihindeki oran ile takip talebindeki oran aynı ise değişen oranlarda değil ise takip talebindeki oran üzerinden hesaplama yapmak lazım. Bu sadece reskont avans için geçerli bir durum değil yasal faiz içinde geçerli.


T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2009/23637
KARAR NO: 2010/5572 Y A R G I T A Y İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Delice İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/06/2009
NUMARASI: 2009/6-2009/6
DAVACI : ALACAKLI: DELİCE KAYMAKAMLIĞI KÖYLERE HİZMET GÖTÜRME BİRLİĞİ BAŞKANLIĞI
DAVALI : BORÇLU: SS ÇELEBİ KALKINMA KOOPERATİFİ KIRIKKALE
DAVA TÜRÜ: Şikayet

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :

Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

Takip alacaklı tarafından genel haciz yolu ile protokole dayalı olarak başlatılmış, ödeme emrinde ve takip talebinde, asıl alacak için %70 üzerinden 9.500,94 TL işlemiş faiz, takipten sonrası için de yine %70 faiz oranı üzerinden işleyecek faiz talep edildiği görülmüştür. Takip bu haliyle itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir. Bu durumda takipten öncesi için %70 oran üzerinden 9.500,94 TL faiz miktarı kesinleşmiş bulunduğundan hükme esas alınan bilirkişi raporunun bu yöndeki uygulamasında bir isabetsizlik bulunmaktadır. Ancak takip tarihi itibariyle avans faiz oranı %70 olup, bu nedenle takipten sonrası için dönem dönem değişen avans faiz oranlarına göre faiz hesaplaması yapılması gerekir. Zira takip dayanağı belgenin niteliği gözetildiğinde ve taraflardan birinin de kooperatif olması nedeniyle iş ticari sayılacağından takipten sonrası için talep edilen %70 faiz oranı, avans faiz oranının uygulanması isteğini gösterir. Bu durumda takipten sonrası için %70 (Avans faizi) oranının istenmesi halinde, bu hususun itiraza uğramadan kesinleşmesi, belli dönemlerde avans faiz oranının değişiklik göstermesi sebebi ile takip tarihindeki oranın borç ödeninceye kadar uygulanmasını gerektirmez. Mahkemece yeniden bilirkişiden rapor alınarak, yukarıdaki kurallar çerçevesinde takipten sonra işleyen faiz miktarının belirlenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, takip sonrası %70 sabit faiz oranı üzerinden borç hesabı yapan bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 11.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2008/21267
KARAR NO: 2009/1968 Y A R G I T A Y İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Ankara 1. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/07/2008
NUMARASI: 2008/576-2008/787
DAVACI : BORÇLU:SAĞLIK BAKANLIĞI
DAVALI : ALACAKLI: TALYA MEDİKAL MÜH. VE DIŞ TİC.LTD.ŞTİ.
DAVA TÜRÜ: Şikayet

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :

Alacaklı tarafından başlatılıp kesinleşen takip ile ilgili olarak borçlu kendilerine gönderilen muhtırada talep edilen %48 faiz oranının yüksek olduğunu muhtıranın iptalini talep etmiştir.

Takip alacaklı tarafından genel haciz yolu ile faturaya dayalı olarak başlatılmıştır.Ödeme emrinde ve takip talebinde fatura bedeli olan 10.502.000.000.T.L.nin %48 işlemiz faizi olan 4.914.000.000.Tl.ile birlikte,takipten sonrası için asıl alacağa işleyecek %48 faizi ile tahsili talep edildiği görülmüştür.Takip bu haliyle itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir.Bu durumda takipten öncesi için %48 oran üzerinden hesap edilip talep edilen 4.914.000.000.TL.faiz miktarı kesinleşmiş bulunduğundan Mahkemenin bu yöndeki uygulamasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Ancak takip tarihi itibarı ile avans faiz oranı %48 olup bu nedenle İcra Müdürünün takipten sonrası için dönem dönem değişen avans faiz oranlarına göre faiz hesaplaması yapması gerekir.Zira,takip dayanağı belgenin niteliği gözetildiğinde takibin tarafı olan alacaklı limited şirket olup TTK.nun 21. maddesi uyarınca yapacağı her türlü işlem ticari olacağından muhatap borçlu tacir olmasa dahi iş onun içinde ticari sayılması gerekeceğinden takipten sonrası için talep edilen %48 faiz oranı avans faiz oranının uygulanması isteğini gösterir.Bu durumda takipten sonrası için %48 (avans faizi) oranının istenmesi halinde bu hususun itiraza uğramadan kesinleşmesi,belli dönemlerde avans faiz oranının değişkenlik göstermesi sebebi ile takip tarihindeki oranın borç ödeninceye kadar uygulanmasını gerektirmez.Mahkemece değişen avans faiz oranları Merkez Bankasından sorularak faiz miktarının buna göre saptanıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken şikayetin reddi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 29.01.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.