1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

13. Hukuk Dairesi 2016/19215 E. , 2019/2260 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
13. Hukuk Dairesi 2016/19215 E. , 2019/2260 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ile 29/09/2012 tarihinde 11.000,00-TL bedelli hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi imzaladığını, sözleşmeyle ... ili Merkez ilçesi ... köyü (...) 403 ada 1 nolu parsel üzerine yapılacak olan 1+1 tipinde B3 Blok 44 nolu dairesinin 27/08-06/09 dönemini 10 günlük kullanım şekilde 1/34 hisseli olarak gayrimenkul tapusunu satın aldığını, satış bedeli olarak 28/09/2012 tarihinde 8.000,00-TL, 10/10/2012 tarihinde 3.000,00-TL olmak üzere toplam 11.000,00-TL parayı ödediğini, satıcının devre mülk konusu daireyi inşa edip 30/09/2013 tarihine kadar tüm mefruşatı ile birlikte teslim etmesi gerekirken teslim etmediği, tapuyu da vermediğini, resmi şekilde yapılması gereken bir satış işlemi olduğunu belirterek sözleşmenin geçersiz sayılarak, dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte 11.000,00-TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile; davacı ile davalı arasında yapılan hisseli gayrimenkul sözleşmesinin (28/09/2012 tarihli) iptali ile, sözleşme kapsamında yapılan 11.000,00-TL ödemenin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, eldeki davayla devre mülk satış sözleşmesinin iptali ve sözleşme kapsamında ödediği bedelin iadesini istemiş, davalı cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, sözleşmenin iptali ile davacının ödediği bedel olan 11.000,00-TL’nin iadesine ilişkin karar verilmiştir. HMK'nun 297. maddesi uyarınca taleplerden her biri hakkında hüküm oluşturulması zorunludur. Mahkemece kararın gerekçesinde davacının talepleri tartışılmış ve hüküm kısmında da buna ilişkin karar oluşturulmuş olup, davacının faiz talepleri hakkında herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmadığı gibi bu talep hakkında hüküm kısmında da karar verilmediği anlaşılmıştır. Bu husus az yukarıda açıklanan HMK'nun 297. maddesine aykırılık teşkil etmekte olup, mahkemece davacının faiz talebi talebi konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar vermediği anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, davacının faiz talebi konusunda olumlu veya olumsuz karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Kabule göre de, davacı vekili yararına dava değeri üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olması bozma sebebi yapılmamış olmakla birlikte eleştiri konusu yapılmıştır.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle kabule göre söz konusu hususun eleştiri konusu yapılmasına, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.