13. Hukuk Dairesi 2016/21269 E. , 2019/955 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
13. Hukuk Dairesi 2016/21269 E. , 2019/955 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalı yüklenici ile 27.01.2006 tarihinde imzalanan sözleşme ile 23.000,00 TL bedel ödeyerek bağımsız bölüm satın aldığını, arsa sahibi tarafından davalı yüklenici aleyhine kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshine yönelik açılan dava sonucu sözleşmenin feshine karar verildiğini ve sonrasında arsa sahibi tarafından kendi aleyhine açılan tapu iptal ve tescil davasının kabulüne karar verildiğini, verilen kararların kesinleştiğini ve taşınmazı iade etmek zorunda kaldığını ileri sürerek satışa konu bağımsız bölümün rayiç değerinin tespiti ile tahsiline, olmadığı takdirde ödediği satış bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacı tarafından satış bedeli olarak ödenen 23.000,00 TL’nin 07.02.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bent kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, davalı yükleniciden satın almış olduğu dairenin tapusunun, tapu iptal ve tescil davasıyla elinden çıkması nedeniyle öncelikle rayiç değerini, olmadığı takdirde ödediği satış bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini istemiştir. Mahkemece, dava dışı arsa sahibi tarafından davacı aleyhine ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/190 esas sayılı dosyası üzerinden açmış olduğu tapu iptal ve tescil davasının 07.02.2013 tarihinde kesinleştiği ve davalının bu tarih itibariyle sebepsiz zenginleştiği gerekçesiyle ödenen satış bedeline kesinleşme tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmiştir. Dosyanın incelenmesinde, davacı vekili 07.10.2015 tarihli duruşmada, taşınmazın 29.08.2013 tarihinde dava dışı arsa sahibine teslim edildiğini beyan etmiştir. Bu durumda mahkemece, kabul edilen alacağa taşınmazın davacının elinden fiilen çıktığı tarih olan 29.08.2013 tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken tapu iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarihten itibaren faize hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK. nun 438/7 maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenle gerekçeli kararın hüküm başlıklı bölümünün birinci bendinde yer alan “07/02/2013” ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine aynen “29.08.2013” ibaresinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalı yüklenici ile 27.01.2006 tarihinde imzalanan sözleşme ile 23.000,00 TL bedel ödeyerek bağımsız bölüm satın aldığını, arsa sahibi tarafından davalı yüklenici aleyhine kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshine yönelik açılan dava sonucu sözleşmenin feshine karar verildiğini ve sonrasında arsa sahibi tarafından kendi aleyhine açılan tapu iptal ve tescil davasının kabulüne karar verildiğini, verilen kararların kesinleştiğini ve taşınmazı iade etmek zorunda kaldığını ileri sürerek satışa konu bağımsız bölümün rayiç değerinin tespiti ile tahsiline, olmadığı takdirde ödediği satış bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacı tarafından satış bedeli olarak ödenen 23.000,00 TL’nin 07.02.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bent kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, davalı yükleniciden satın almış olduğu dairenin tapusunun, tapu iptal ve tescil davasıyla elinden çıkması nedeniyle öncelikle rayiç değerini, olmadığı takdirde ödediği satış bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini istemiştir. Mahkemece, dava dışı arsa sahibi tarafından davacı aleyhine ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/190 esas sayılı dosyası üzerinden açmış olduğu tapu iptal ve tescil davasının 07.02.2013 tarihinde kesinleştiği ve davalının bu tarih itibariyle sebepsiz zenginleştiği gerekçesiyle ödenen satış bedeline kesinleşme tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmiştir. Dosyanın incelenmesinde, davacı vekili 07.10.2015 tarihli duruşmada, taşınmazın 29.08.2013 tarihinde dava dışı arsa sahibine teslim edildiğini beyan etmiştir. Bu durumda mahkemece, kabul edilen alacağa taşınmazın davacının elinden fiilen çıktığı tarih olan 29.08.2013 tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken tapu iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarihten itibaren faize hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK. nun 438/7 maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenle gerekçeli kararın hüküm başlıklı bölümünün birinci bendinde yer alan “07/02/2013” ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine aynen “29.08.2013” ibaresinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.