13. Hukuk Dairesi 2017/9822 E. , 2020/407 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

13. Hukuk Dairesi 2017/9822 E. , 2020/407 K.


'İçtihat Metni'



MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, 18/08/1994 tarihli vekaletname ile davalıyı vekil tayin ettiğini, davalının da bu vekalete istinaden 06/09/1994 tarihinde kendisine ait Darıca ilçesinde bulunan 1542 Ada 2 ile 1543 Ada 10 parsel numarasını alan taşınmazlarının dava dışı 3. kişiye sattığını, ancak satış bedellerini kendisine ödemediğini belirterek, söz konusu gayrimenkullerin satış bedelinin satış tarihinden itibaren yasal faiziyle beraber davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, taşınmazların satışından kaynaklanan bedeli davacıya ödediğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 13.420,00 TL'nin dava tarihi 26.10.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Her iki tarafın temyiz itirazlarının incelenmesinde; davacı ile davalı arasında taşınmaz satışı hususunda bir vekalet ilişkisinin doğduğu, satış bedellerinin davalı tarafından davacıya ödenip ödenmediği hususunda uyuşmazlık bulunduğu, davalının söz konusu satış bedellerini davacıya ödediğini savunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece uyuşmazlık bağlamında, davacının davalıya verdiği vekalet üzerine 3. kişiye satışı yapılan taşınmazların satış tarihindeki gerçek değerlerinin belirlenmesi amacıyla bilirkişi raporu alınmış ve rapora uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece alınan kök raporda taşınmazların değerinin; her iki taşınmazda davacıya ait pay oranı, taşınmazın bulunduğu konum ve emsal taşınmazlar göz önüne alınarak belirlendiği açıklanmış, taraflarca rapora itiraz edilmesi üzerine bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış ve bu raporda da çevresel koşulların, yapılaşma şartlarının ve bölgenin gelişmişliğinin dikkate alınarak, serbest satımlar değerlendirilerek belirleme yapıldığının ve kök rapordaki görüşün değişmediğinin bildirildiği anlaşılmıştır. Her iki taraf da bilirkişi raporuna itiraz ederek taşınmazların emsal ve somut verilere dayanan değerinin hesaplanması gerektiğini belirtmişler, mahkemece aynı bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Ancak alınan bu ek raporun tarafların itirazlarını karşılayacak kapsamda bir rapor olmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece, gayrimenkul satışında uzman bilirkişi dahil edilerek, söz konusu taşınmazların emsal ve somut verilere dayanan rayiç bedelinin belirlenmesi sağlanmak suretiyle bilirkişi kurulundan; taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, açıklanan tüm bu nedenler göz ardı edilerek, yetersiz ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporu hükme esas alınarak, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan 31,40 TL harcın davacıya, peşin alınan 230,00 TL harcın istek halinde davalıya iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.












Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön