13. Hukuk Dairesi 2017/8444 E. , 2020/242 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan konut kredisi kullanmış olduğunu; kredi sözleşmesindeki adresini sonradan değiştirdiğini ve bankaya yeni adresini bildirmesine rağmen bankanın müvekkilinin eski adresine ihtarname gönderip borcu olmadığı halde temerrüde düştüğü kabul edilerek hakında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlattığını, Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebligat yapılarak takibin kesinleştiğini, müvekkiline ait 302 ada, 1 parselde kayıtlı 6 numaralı meskenin cebri icra yolu ile satıldığını, 22/03/2011 tarihinde bahse konu taşınmazda ikamet eden ...'e ikameti boşaltması konusunda tahliye emri geldikten sonra müvekkilinin bu süreçlerden haberdar olduğunu beyanla, müvekkilinin davalı bankaya herhangi bir borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava konusu uyuşmazlık davacı tarafın kullandığı 12/5/2006 tarihli konut kredisi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ilişkindir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının, konut kredisi taksitlerini vadesinde ödemeyerek temerrüde düştüğü, banka tarafından kalan borcun muaccel olduğu kabul edilerek icra takibi yapıldığı ve 02/02/2010 tarihi itibariyle davacının bankaya 36.553,48 TL borcu olduğu tespiti yapılmıştır.
Her ne kadar mahkemece bilirkişi incelemesi yapılmışsa da; davacının borcunun muaccel olup olmadığı hususu ve özellikle ihtarnamelerin davacıya 4077 Sayılı Tüketici Kanunu ilgili maddeleri gereğince usulünce yapılıp yapılmadığı hususları değerlendirilmeden sonuca gidilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 4822 sayılı Kanun ile değişik 4077 sayılı Kanunun 10/3. maddesinde “…Kredi veren, taksitlerden birinin veya birkaçının ödenmemesi halinde kalan borcun tümünün ifasını talep etme hakkını saklı tutmuşsa, bu hak; ancak kredi verenin bütün edimlerini ifa etmiş olması durumunda ve tüketicinin birbirini izleyen en az iki taksidi ödemede temerrüde düşmesi halinde kullanılabilir. Ancak, kredi verenin bu hakkını kullanabilmesi için en az bir hafta süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması gerekir.” hükmü yer almaktadır. Mahkemece gerek tebligat evrakları gerek muacceliyet evrakları ayrı ayrı değerlendirilip, gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak davacının varsa borçlu olduğu miktar belirlenmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2. bent gereğince davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
13. Hukuk Dairesi 2017/8444 E. , 2020/242 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 115 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 27 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat