14. Hukuk Dairesi 2016/295 E. , 2018/5128 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
14. Hukuk Dairesi 2016/295 E. , 2018/5128 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.03.2008 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ile tazminat talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ...O vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tahsisten kaynaklanan şahsi hakka dayalı elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Davacı, kendisine tahsis edilen alanın davalı ...O. tarafından diğer davalı ... Ltd. Şti.'ne kiralandığını, kullanım hakkının kendisine ait olduğunu ileri sürerek; davalıların müdahalelerinin men'i ile haksız işgalleri nedeniyle tazminat talebinde bulunmuştur.
Davalı ...O; davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, dava konusu taşınmazın kendisine tahsis edildiğini belirterek, davanın reddini savunmuş, diğer davalı savunmada bulunmamıştır.
Mahkemece, aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın reddine dair verilen ilk karar, Dairemizin 28.12.2011 tarihli bozma ilamı ile '..dava konusu taşınmaz tapuda ... adına kayıtlıdır. Davacı dava konusu yerin kendisine tahsis edildiğini ileri sürmekte ise de; mahkemece tahsis iddiası hakkında herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmamıştır. Mahkemece; dava konusu yer ile ilgili davacı adına yapılmış bir tahsisin bulunup bulunmadığı araştırılıp sonucu doğrultusunda bir karar verilmelidir. Eksik araştırma ve incelemeyle mülkiyetin Hazineye ait olduğundan bahisle davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir...' gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Bilindiği gibi; tahsis, tahsis sahibine intifa hakkı sağlar. Türk Medeni Kanununun 794.maddesi hükmüne göre intifa hakkı taşınırlar, taşınmazlar, haklar veya bir mal varlığı üzerinde kurulabilir. Aksine düzenleme olmadığı sürece de bu hak, sahibine konusu üzerinde tam yararlanma yetkisi sağlar. Buna göre, tahsis sahibinin çekişme konusu üzerinde dava hakkı bulunmaktadır. Burada önemli olan tahsis iddiasını ileri süren tarafın bu iddiasını kanıtlamış olmasıdır.
Diğer taraftan, dava ve cevap dilekçelerinde bildirilmiş olan vakıalar davanın sınırını çizmekte ve mahkemece ancak bu vakıalar hakkında inceleme ve değerlendirme yapılabilmektedir.
İşte bu nedenledir ki, her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre karara bağlanır. Bir başka ifadeyle hüküm, uyuşmazlığın başlangıcından dava açılan güne kadar gerçekleşmiş olayları kapsar.
Aksinin kabulü tarafların dayandığı olguların, dolayısıyla elde etmek istediği nihai talebin dışına çıkılması sonucunu doğuracağı gibi; temyiz ve karar düzeltme süreçleri de dâhil, yargılamanın son aşamasına kadar gerçekleşecek hukuki ve fiili olguların nazara alınması gerektiği sorununu ortaya çıkaracaktır.
Nitekim 28.11.1956 tarih ve 15/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, “her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesine yer verilerek, davanın açılmasına kadar gerçekleşen hukuki ve maddi vakıalara göre sonuçlandırılması gerektiği benimsenmiştir.
Tüm bu açıklamalar çerçevesinde somut olaya bakıldığında, bozma sonrası mahkemece, ... Valiliği Defterdarlık ... Yakası Milli Emlak Dairesi Başkanlığı'na 21.02.2014 ve 12.01.2015 tarihinde müzekkere yazılarak dava konusu taşınmazın davacı Devlet Hava Meydanları İşletmesi'ne tahsis edilip edilmediği, edilmiş ise belge ve krokisi istenmiş, ilgili kurum tarafından cevaben 4706 sayılı Yasanın geçici 9. maddesine göre Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü tarafından fiilen kullanılmakta olan kısmın Milli Emlak Genel Müdürlüğünden alınan 30/05/2014 tarih ve 310/34/16265 sayılı yazıyla devrinin uygun görüldüğünün bildirildiği görülmüştür. Buna göre davacı kuruma, 4706 sayılı Yasanın geçici 9. maddesine göre dava tarihi itibariyle bir tahsis işlemi gerçekleşmemiş olup davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.07.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.03.2008 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ile tazminat talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ...O vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tahsisten kaynaklanan şahsi hakka dayalı elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Davacı, kendisine tahsis edilen alanın davalı ...O. tarafından diğer davalı ... Ltd. Şti.'ne kiralandığını, kullanım hakkının kendisine ait olduğunu ileri sürerek; davalıların müdahalelerinin men'i ile haksız işgalleri nedeniyle tazminat talebinde bulunmuştur.
Davalı ...O; davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, dava konusu taşınmazın kendisine tahsis edildiğini belirterek, davanın reddini savunmuş, diğer davalı savunmada bulunmamıştır.
Mahkemece, aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın reddine dair verilen ilk karar, Dairemizin 28.12.2011 tarihli bozma ilamı ile '..dava konusu taşınmaz tapuda ... adına kayıtlıdır. Davacı dava konusu yerin kendisine tahsis edildiğini ileri sürmekte ise de; mahkemece tahsis iddiası hakkında herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmamıştır. Mahkemece; dava konusu yer ile ilgili davacı adına yapılmış bir tahsisin bulunup bulunmadığı araştırılıp sonucu doğrultusunda bir karar verilmelidir. Eksik araştırma ve incelemeyle mülkiyetin Hazineye ait olduğundan bahisle davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir...' gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Bilindiği gibi; tahsis, tahsis sahibine intifa hakkı sağlar. Türk Medeni Kanununun 794.maddesi hükmüne göre intifa hakkı taşınırlar, taşınmazlar, haklar veya bir mal varlığı üzerinde kurulabilir. Aksine düzenleme olmadığı sürece de bu hak, sahibine konusu üzerinde tam yararlanma yetkisi sağlar. Buna göre, tahsis sahibinin çekişme konusu üzerinde dava hakkı bulunmaktadır. Burada önemli olan tahsis iddiasını ileri süren tarafın bu iddiasını kanıtlamış olmasıdır.
Diğer taraftan, dava ve cevap dilekçelerinde bildirilmiş olan vakıalar davanın sınırını çizmekte ve mahkemece ancak bu vakıalar hakkında inceleme ve değerlendirme yapılabilmektedir.
İşte bu nedenledir ki, her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre karara bağlanır. Bir başka ifadeyle hüküm, uyuşmazlığın başlangıcından dava açılan güne kadar gerçekleşmiş olayları kapsar.
Aksinin kabulü tarafların dayandığı olguların, dolayısıyla elde etmek istediği nihai talebin dışına çıkılması sonucunu doğuracağı gibi; temyiz ve karar düzeltme süreçleri de dâhil, yargılamanın son aşamasına kadar gerçekleşecek hukuki ve fiili olguların nazara alınması gerektiği sorununu ortaya çıkaracaktır.
Nitekim 28.11.1956 tarih ve 15/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, “her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesine yer verilerek, davanın açılmasına kadar gerçekleşen hukuki ve maddi vakıalara göre sonuçlandırılması gerektiği benimsenmiştir.
Tüm bu açıklamalar çerçevesinde somut olaya bakıldığında, bozma sonrası mahkemece, ... Valiliği Defterdarlık ... Yakası Milli Emlak Dairesi Başkanlığı'na 21.02.2014 ve 12.01.2015 tarihinde müzekkere yazılarak dava konusu taşınmazın davacı Devlet Hava Meydanları İşletmesi'ne tahsis edilip edilmediği, edilmiş ise belge ve krokisi istenmiş, ilgili kurum tarafından cevaben 4706 sayılı Yasanın geçici 9. maddesine göre Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü tarafından fiilen kullanılmakta olan kısmın Milli Emlak Genel Müdürlüğünden alınan 30/05/2014 tarih ve 310/34/16265 sayılı yazıyla devrinin uygun görüldüğünün bildirildiği görülmüştür. Buna göre davacı kuruma, 4706 sayılı Yasanın geçici 9. maddesine göre dava tarihi itibariyle bir tahsis işlemi gerçekleşmemiş olup davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.07.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.