14. Hukuk Dairesi 2015/15649 E. , 2018/4141 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 02.05.2014 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukundan kaynaklı elatmanın önlenmesi ve kal talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 22.05.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, davacıya ait 164 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki üzüm bağına ait sergi yerinin bulunduğu bölümün, güneşini kapatacak şekilde davalının 164 ada 2 parselde bulunan taşınmazına sergi yeri boyunca 2 metre yükseklikte 30-35 metre uzunluğunda duvar, mutfak ve baca yaptığını, oluşan gölge nedeni ile davacıya ait üzümlerin kurumasının ve sebzelerin yetişmesinin geciktiğini; davacının taşınmazının kuzeyde, davalının taşınmazının güneyde yer aldığını, ayrıca duvarın 80 metre batıya doğru devam ederek davacının yeni diktiği asmalara da zarar verdiğini, büyümesini engellediğini belirterek dava konusu duvarın yıkılarak kal' ini ve zararın giderilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davalının mülkiyet hakkının sınırları çerçevesinde tasarrufta bulunduğunu, kardeşi olan davacıya hiçbir müdahalesi ve taşkınlığı olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; davalıya ait Alaşehir İlçesi Kasaplı Köyü 164 ada 2 parsel sayılı taşınmaz ile davacıya ait Alaşehir İlçesi Kasaplı Köyü 164 ada 1 parsel sayılı taşınmaz arasındaki sınırda bulunan ve fenni bilirkişinin 15/08/2014 tarihli krokili raporunda krokide kırmızı renk ile boyalı olarak gösterilen ortalama yüksekliği 1,70 metre, uzunluğu 82,52 metre olan duvarın; zirai bilirkişinin 01/09/2014 tarihli krokili raporunda krokide B harfi ile gösterilen 21 metre uzunluğundaki kısmının kal'i ile fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
TMK madde 683'deki 'Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir.
Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’ nın 'komşu hakkı' başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir.
Taşınmaz malikinin katlanma yükümlülüğü tamamen mülkiyetin içeriğinden doğmaktadır. Mülkiyet geniş haklar, buna bağlı yetkilerin yanında, söz konusu ödevlerle birlikte bir bütündür. Anayasanın 35. maddesinde de mülkiyet hakkının kamu yararına sınırlandırılabileceği ve mülkiyet hakkının toplum yararına aykırı kullanılamayacağı öngörülmüştür.
Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir. Davacının sübjektif ve aşırı duyarlılığı ile değil, objektif her normal insanın duyarlılığına göre elatmaya katlanıp katlanamayacağı araştırılmalı; sonuçta katlanılabilir, hoşgörü sınırlarını aşan bir zarar veya elatmanın varlığı tespit edildiği takdirde mülkiyet hakkının taşkın olarak kullanıldığı sonucuna varılmalıdır.
Taşkın kullanma belirlendiği takdirde elatmanın tamamen ortadan kaldırılması veya tahammül sınırları içerisine çekilebilmesi için ne gibi önlemlerin alınması gerektiği bilirkişiler aracılığı ile tespit edilerek, tarafların yarar ve çıkar dengelerini gözetilerek bunların en uygununa karar verilmelidir.
Bunun için de mahkemece öncelikle taraflara ait taşınmazların ... kayıtları ile çap ve krokileri getirtilmeli, yapılacak keşifte, kadastro mühendisi veya ... fen memuru bilirkişi yanında davanın niteliğine, tarafların iddia ve savunmalarına göre, en uygun ihtisas grubu ve meslek erbabından seçilecek bilirkişiler hazır bulundurulmalı; düzenlenecek bilirkişi raporlarında, alınması gereken önlemler ile tazminat, ecrimisil, yıkım ve eski hale getirme istekleri varsa, bunlar gerekçeli olarak gösterilmelidir. Davacının zararının önlenmesi esas olmakla birlikte, davalıya da en az zarar verecek veya külfet yükleyecek önlem veya önlemler belirtilmelidir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; davacı, davalının taşınmazına yaptığı duvar nedeni ile sergi yerindeki üzümlerin kurumasını ve yeni diktiği asma ağaçlarının büyümesini engellediğini belirterek, davalı tarafından yapılan duvarın kaldırılmasını istemiş, mahkemece de üzüm sergisine zarar verdiği gerekçesi ile davalıya ait olup sergi yerince boyunca uzanan 21 metre genişliğindeki kısmının yıkılmasına karar verilmiş ise de; mahkemece aldırılan 01.09.2014 tarihli bilirkişi raporunda; krokide A harfli gösterilen kısımda öğleden sonra oluşan gölgenin asma fidanları üzerinde herhangi bir yan etkisi olmadığı, fidanlardaki gelişimin normal olduğu, B harfi ile gösterilen kısımda öğleden sonra 14.00'den itibaren oluşan gölgenin sergideki üzümler üzerinde etkili olmaya başladığı ve 15.40 itibari ile duvara paralel 20 cm'lik bir şeritteki serili üzümlerin gölgede kaldığı, saatler ilerledikçe 420 cm enindeki bir şeritte serili üzümlerin gölgenin etkisinde kalacağı hesaplanmış, sergideki üzümlerin 5-6 gün önce serildiği ve kuruma aşamasının %90'ının tamamlandığı; ancak, 40 cm'lik şerit üzerinde bulunan üzümlerin kuruma aşamasının %50'sinin tamamlandığı, oluşan gölge nedeni ile 33,6 kg üzümün kurumasının 2 gün gecikme ile daha sonraki saatlerde 84 m2 alanda serili 336 kg üzümün 8 saat gecikme ile kuruyacağı belirlenmiştir.
Bilirkişi raporları ile birlikte diğer deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde; dava konusu duvarın yıkılmasına karar verilmiş ise de; davacıya ait sergi yerinde meydana gelen zararın ne şekilde giderilmesi gerektiği, hangi önlemlerin alınması halinde davacının sergisine zarar verilmeyeceği net olarak bilirkişi raporunda belirlenmemiştir. Bu itibarla bilirkişiden ek rapor alınarak hangi tür önlemlerin alınması halinde; davacıya ait üzüm sergisine bir zarar vermeyeceği belirlenerek bu kapsamda elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm tesisi isabetsizdir
Bu itibarla mahkemece davanın esasına yönelik yeniden inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
14. Hukuk Dairesi 2015/15649 E. , 2018/4141 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat