1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

14. Hukuk Dairesi 2016/9164 E. , 2019/6649 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
14. Hukuk Dairesi 2016/9164 E. , 2019/6649 K.


'İçtihat Metni'


MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 28.07.2015 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar vekili, müvekkillerinin maliki bulunduğu 1374 parsel sayılı taşınmazda davalının 04/12/2013 tarihinde 77/144 oranında pay satın aldığını, satışın müvekkillerine bildirilmediğini, önalım hakkı gereği davalı adına kayıtlı payın eşit oranda davacılar adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacıların satıştan haberdar olduğunu, davanın süresinde açılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Önalım hakkının kullanılmasında davacının dayandığı pay elbirliği mülkiyetine konu ise tüm ortakların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekir. Çünkü bu gibi hallerde 11.10.1982 tarihli ve 3/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın tereke adına açıldığının kabulü gerekir. Davaya muvafakat, duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunmakla veya imzası noterce onaylı muvafakat belgesi ibraz edilmesi suretiyle yahut davacı adına davayı takip eden avukata vekalet verilmesi ile sağlanabilir. Bu yolda ortakların tümünün muvafakati sağlanamazsa Türk Medeni Kanununun 640. maddesi hükmü uyarınca murisin terekesine görevli mahkemede temsilci atanması için davacıya süre verilir. Temsilci davacı dışında biri olursa davacının sıfatı sona ereceğinden davayı temsilci takip eder. Dava hakkına ilişkin olan bu hususun hakim tarafından kendiliğinden öncelikle nazara alınması gerekir.
Somut olaya gelince; dosya içindeki tapu kaydına göre dava konusu taşınmazda davacılar ... ve ...'in 31/1536 payı bulunduğu, diğer davacılar ... ve Neşe Altun'un ise dava konusu taşınmazda 31/288 payı bulunan ve dava açılmadan önce 19/09/2014 tarihinde vefat eden Nurtekin Altun'un mirasçıları olduğu, dava dışı İkbal Altun'un, dosya içindeki Nurtekin Altun'a ilişkin Çatalca Sulh Hukuk Mahkemesinin 15/10/2014 tarihli 2014/741 Esas, 2014/741 Karar sayılı mirasçılık belgesinde Nurtekin Altun'un mirasçısısı olduğu halde davada yer almadığı anlaşılmaktadır. Yukarıda anlatıldığı üzere davacılar ... ve Neşe Altun'un elbirliği ortağı şeklinde malik olduğu anlaşıldığından tüm ortakların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekir. Ortakların tümünün muvafakatı sağlanamazsa TMK'nın 640. maddesi hükmü uyarınca murisin terekesine görevli mahkemede temsilci atanması için davacıya süre verilmesi gerekir. Belirtilen davacıların elbirliği mülkiyetine konu payına dayanarak açtığı davada diğer elbirliği ortağının muvafakatının alınmadığı veya terekeye temsilci atanmadığı anlaşıldığından taraf teşkili sağlanmadan işin esası hakkında bir karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/10/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.