14. Hukuk Dairesi 2016/4632 E. , 2019/73 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki mutlak geçit hakkı tesisi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
7201 sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir.
1) Bu kanun değişikliğine göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine, mavi renkli zarf kullanılmaksızın ve adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin şerh verilmeksizin Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılmalıdır. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesi uyarınca, muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir.
2) Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tebliğ memurunca tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı çıkaran mercie geri gönderilmesi gerekir. Ancak bu aşamadan sonra, Kanunun 10/2 ve Yönetmeliğin 16/2. maddeleri nazara alınarak, tebliğ evrakının açık mavi renkli zarfla, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, Kanunun 21/2. maddesine göre tebliği mümkün olabilecektir.
Ayrıca, 7201 sayılı Tebligat Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin “Tebliğ mazbatasında bulunması gereken bilgiler ve tanzimi” başlıklı 35. maddesinin (d) bendi uyarınca, tebliğ mazbatasına tebliğin kime yapıldığı ve tebliğ muhatabından başkasına yapılmış ise o kişinin adının, soyadının, adresinin ve 34. madde gereğince tebellüğe ehil olduğunun yazılması gerekeceği belirtilmiştir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; davalılardan ..., ... ve ...’a 7201 Sayılı Tebligat Kanunun 21/2 maddesi uyarınca gerekçeli kararın doğrudan tebliğ edildiği bu nedenle yukarıda değinilen ilkelere göre usulüne uygun olmadığı anlaşılmıştır. Öte yandan, gerekçeli kararın davalı ...’e tebliğ edildiğine ilişkin belgede tebliğ evrakını alan kişi olarak ... ismi gösterilmiş ise de söz konusu kişinin kim olduğu anlaşılmadığı gibi muhatapla bağlantısı da tespit edilememiştir.
SONUÇ: Mahkemece, anılan Kanun maddeleri uyarınca davalılar ..., ..., ... ve ...’e gerekçeli kararın 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine göre usulüne uygun olarak tebliği ile temyiz süresinin beklenilmesi, belirtilen eksiklikler giderildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 07.01.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
14. Hukuk Dairesi 2016/4632 E. , 2019/73 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat