14. Hukuk Dairesi 2017/1582 E. , 2020/8066 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
14. Hukuk Dairesi 2017/1582 E. , 2020/8066 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.03.2015 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 2883 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın öncelikle satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir.
Davalı ... yargılama aşamasındaki beyanlarında taşınmaz üzerindeki ev ve terasın kendisine ait olduğunu; bir kısım davalılar ise satışı istemediklerini beyan ederek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığının satış suretiyle giderilmesine, satış bedelinin 14.09.2015 havale tarihli ek bilirkişi raporunda belirtilen hisseler oranında hissedarlara verilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır. Satış bedelinin paylaştırılmasına yönelik muhdesat oranlarının hükümde infazda tereddüde yol açmayacak şekilde açık ve eksiksiz olarak gösterilmesi gerekmektedir.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.
6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesi gereğince; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Somut olaya gelince; davaya konu taşınmaza ait tapu kaydında taşınmaz üzerinde bulunduğu bildirilen yapılara ait muhdesat şerhinin bulunmadığı, yargılama aşamasında davalıların yapıların davalı ...’a ait olduğu yönünde beyan ve kabulde bulunmadıkları, hükümde satış bedelinin dağıtılmasına esas alınan 14.09.2015 havale tarihli ek bilirkişi raporunda, davalı ...’a ait olduğu beyan edilen yapılar yönünden muhdesat hesabının yapılarak satış bedelinin % 42,80 oranında verilmesi gerektiğinin hesap edildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda yer alan ilkeler çerçevesinde mahkemece davalı ...’un muhdesat iddiasına karşı tarafların tamamının beyanları alınmalı, beyanda bulunmayan davalılar tarafından muhsedatların davalı ...’a ait olduğunu kabul etmeleri halinde muhdesat oranlaması yapılmalı, tarafların itiraz etmesi halinde davalı ...’a HMK'nın 165. maddesi uyarınca muhdesatın aidiyeti davası açması için süre verilmeli, dava açılması halinde sonucuna göre bir hüküm kurulması, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekmektedir. Mahkemece bu yönler üzerinde durulmaksızın eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de mahkemece kurulacak hükümde satış bedelinin paylaştırılmasına yönelik muhdesat oranlarının infazda tereddüde yol açmayacak şekilde açık ve eksiksiz olarak gösterilmesi ve muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedelin ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılması yönünde hüküm kurulması gerekirken bilirkişi raporuna atıfla yetinilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının yatıranlara iadesine, 03.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.03.2015 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 2883 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın öncelikle satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir.
Davalı ... yargılama aşamasındaki beyanlarında taşınmaz üzerindeki ev ve terasın kendisine ait olduğunu; bir kısım davalılar ise satışı istemediklerini beyan ederek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığının satış suretiyle giderilmesine, satış bedelinin 14.09.2015 havale tarihli ek bilirkişi raporunda belirtilen hisseler oranında hissedarlara verilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır. Satış bedelinin paylaştırılmasına yönelik muhdesat oranlarının hükümde infazda tereddüde yol açmayacak şekilde açık ve eksiksiz olarak gösterilmesi gerekmektedir.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.
6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesi gereğince; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Somut olaya gelince; davaya konu taşınmaza ait tapu kaydında taşınmaz üzerinde bulunduğu bildirilen yapılara ait muhdesat şerhinin bulunmadığı, yargılama aşamasında davalıların yapıların davalı ...’a ait olduğu yönünde beyan ve kabulde bulunmadıkları, hükümde satış bedelinin dağıtılmasına esas alınan 14.09.2015 havale tarihli ek bilirkişi raporunda, davalı ...’a ait olduğu beyan edilen yapılar yönünden muhdesat hesabının yapılarak satış bedelinin % 42,80 oranında verilmesi gerektiğinin hesap edildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda yer alan ilkeler çerçevesinde mahkemece davalı ...’un muhdesat iddiasına karşı tarafların tamamının beyanları alınmalı, beyanda bulunmayan davalılar tarafından muhsedatların davalı ...’a ait olduğunu kabul etmeleri halinde muhdesat oranlaması yapılmalı, tarafların itiraz etmesi halinde davalı ...’a HMK'nın 165. maddesi uyarınca muhdesatın aidiyeti davası açması için süre verilmeli, dava açılması halinde sonucuna göre bir hüküm kurulması, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekmektedir. Mahkemece bu yönler üzerinde durulmaksızın eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de mahkemece kurulacak hükümde satış bedelinin paylaştırılmasına yönelik muhdesat oranlarının infazda tereddüde yol açmayacak şekilde açık ve eksiksiz olarak gösterilmesi ve muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedelin ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılması yönünde hüküm kurulması gerekirken bilirkişi raporuna atıfla yetinilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının yatıranlara iadesine, 03.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.