14. Hukuk Dairesi 2017/877 E. , 2020/7895 K.
'İçtihat Metni'
14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 30.10.2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir ...davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkili ve davalılar arasında 20.04.2001 tarihinde Eskişehir Noterliğinde 08269 Yevmiye numarası ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin imzalandığını, müvekkilinin sözleşmede belirlenen satış bedelini ödediğini ancak davalıların tapu devrini gerçekleştirmediğini belirterek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Bir ...davalılar, davayı kabul etmişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar ... ile ... vekili temyiz etmişlerdir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir.
1) Bu kanun değişikliğine göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine, mavi renkli zarf kullanılmaksızın ve adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin şerh verilmeksizin Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılmalıdır. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesi uyarınca, muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir.
2) Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tebliğ memurunca tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı çıkaran mercie geri gönderilmesi gerekir. Ancak bu aşamadan sonra, Kanunun 10/2 ve Yönetmeliğin 16/2. maddeleri nazara alınarak, tebliğ evrakının açık mavi renkli zarfla, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, Kanunun 21/2. maddesine göre tebliği mümkün olabilecektir.
Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından, Anayasanın 'Hak arama hürriyeti' kenar başlıklı 36. maddesi ve 6100 sayılı HMK’nin “Hukuki dinlenilme hakkı” başlıklı 27. maddesi ile Tebligat Kanununun yukarıda bahsi geçen hükümlerine aykırı olacaktır.
Somut olayda; davalılar ... ile ...’e “... Cad. ...Sk. No:7/9 ..’’ adresine yapılan dava dilekçesi tebliğlerinin TK m.21/1 uyarınca yapıldığı, muhatapların işte olduğu gerekçesiyle adreslerinde geçici olarak bulunmadıkları, ancak muhatapların işte olduğu bilgisi alınan komşunun isminin tebligat parçasından anlaşılamadığı, aynı adrese yapılan gerekçeli karar tebliğlerinin ise adreslerinde tanınmadıkları ve taşındıkları gerekçesiyle iade edildiği, kolluk tarafından yapılan araştırma neticesinde belirlenen '... 1. ...Mah. ... ... Sk. ... 12 Sitesi 1208 Ç Blok No:4 ..../İstanbul’’ adresine yapılan gerekçeli karar tebliğlerinin 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre söz konusu davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Davalılar ... ile ... kendilerine yargılama sırasında yapılan tebliğlerin usulüne uygun olmadığını, bu nedenle yargılamadan haberdar olamadıklarını belirterek temyiz talebinde bulunmuşlardır.
Davalılara, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
Mahkemece, kararı temyiz eden davalılara 7201 sayılı Tebligat Kanunundaki düzenlemeler gözetilmek suretiyle dava dilekçelerinin usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek savunma ve delilleri toplandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmaksızın ve 6100 sayılı HMK'nın 27. maddesi uyarınca hukuki dinlenme hakkı ihlal edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle bir ...davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
14. Hukuk Dairesi 2017/877 E. , 2020/7895 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 61 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 34 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 43 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat