14. Hukuk Dairesi 2020/516 E. , 2020/4081 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
14. Hukuk Dairesi 2020/516 E. , 2020/4081 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 07/04/2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, ıslah ile tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26/05/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi dahili davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacılar, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işlemi sonrasında 224 parsel sayılı taşınmazın yüz ölçümünün 20,22 m2 küçüldüğünü, daha sonra ... Belediyesi tarafından ifraz tevhid işlemi yapıldığını, taşınmazın küçülmesi nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuş, 30.03.2011 tarihinde ... Belediyesinin davaya dahil edilmesini içeren yeni bir dava dilekçesi vererek davasını tazminat davasına dönüştürmüş, 21/09/2012 tarihinde verilen dilekçe ile de tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat talebinde bulunmuşlardır.
Davalı ... ile dahili davalı ... vekili, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulü ile 8.880,00TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Hükmü, dahili davalı ... vekili temyiz etmiştir.
3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesine göre;
“Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re’sen düzeltilir.
Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir. Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle kesinleşmiş olan taşınmazlarda, değişiklik işlemleri sırasında ortaya çıkan yüzölçümü farklılıklarından, kadastronun dayandığı teknik kurallarda belirtilen hata sınırları içinde kalanların re’sen düzeltilmesine Kadastro Müdürlükleri yetkilidir” şeklindedir.
Bilindiği gibi, harita ve krokisi bulunan tapu kayıtlarına Türk Medeni Kanununun 719. ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddeleri uyarınca harita ve krokisi kapsamı ile değer verilir. Harita ve krokiden, diğer bir ifade ile mülkiyet hakkının kapsamından maksat, sınır çizgileri değil haritanın gerçek ölçü değerleridir. 41. madde ile mülkiyet hakkının yatay kapsamının belirlenmesi ve taşınmazı komşu taşınmazlardan ayıran, ferdileştirilmesini sağlayan harita ve planlarda yapılan ölçü, sınırlandırma, tersimat veya hesaplama hatalarının düzeltilmesi amaçlanmıştır. Yapılacak düzeltme ile mülkiyet aktarımına neden olunmamaktadır. Kuşkusuz, mülkiyet aktarımı yapılmasını gerektirecek nitelikte olan hatalar için çözüm açılacak tapu iptali ve tescil davasıdır.
Kadastro Müdürlüğünün re'sen veya ilgililerin başvurusu üzerine yapacağı açıklanan düzeltme işlemlerinin ilgililere tebliğinden sonra, ilgililerin sulh hukuk mahkemesine 30 gün içinde açacakları davada, düzeltme işlemi yararına olan kişi ya da kişiler hasım gösterilerek işlemin iptali istenebilir. Düzeltme işleminin kadastro müdürlüğünce re'sen yapıldığı durumlarda müdürlüğe karşı da dava yöneltilmelidir.
Somut uyuşmazlıkta, 224 parsel sayılı taşınmaz öncesinde ... Belediyesine ait iken davacıların babasına satılmış daha sonra davacı mirasçılar tarafından adlarına intikal yapılmış, davacılar tarafından ... Belediyesine ifraz talebinde bulunulması üzerine Kadastro Müdürlüğünce yüz ölçümü 398 m2 olan 224 parsel sayılı taşınmazın tapudaki yüz ölçümü ile yeniden köşe noktaları koordinat değerlerine göre hesaplanan yüz ölçümü arasında 20,22 m2 lik fark olduğunu, bu farkın hesaplama hatasından olmayıp, hesaplamaya ilişkin teknolojik ve yöntem farklılığından kaynaklandığı, sayısal olarak hesaplama neticesinde yüz ölçümünün 377,78 m2 olduğu, taşınmazın paftasındaki sınırlarının zeminde kullanım durumuna uygun olduğu, mücavir parsellerin sınırlarında ve yüz ölçümlerinde bir değişiklik meydana gelmediği, teknik bir hatanın bulunmadığı gerekçesiyle 224 parsel sayılı taşınmazda yüz ölçümü düzeltim işlemi yapılmıştır.
O halde, değişiklik işleminin sınırlarda bir değişikliğe neden olmadığı yalnızca hesaplamaya ilişkin teknolojik ve yöntem farklılığından kaynaklandığı, metrekarede düzeltme yapılması şeklinde bir işlem olduğunun belirtildiği anlaşılmış olup sınırlarda herhangi bir değişikliğe sebebiyet vermeyen yüz ölçümünün düzeltme işlemleri hak kaybına neden olmayacağından yanılgılı değerlendirme ile mahkemece tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş, hükmün belirtilen nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Kabule göre, davacılar husumeti ...’e yönelterek tapu iptali ve tescil davası açtıktan sonra 30.03.2011 tarihli dilekçe ile davasını ıslah etmiş ve davalı ... Belediyesi de davaya dahil edilmiş ise de ıslah yoluyla taraf sayısının arttırılamayacağı ve değiştirilemeyeceğinin göz ardı edilerek yargılamaya devam edilmesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; dahili davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 07/04/2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, ıslah ile tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26/05/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi dahili davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacılar, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işlemi sonrasında 224 parsel sayılı taşınmazın yüz ölçümünün 20,22 m2 küçüldüğünü, daha sonra ... Belediyesi tarafından ifraz tevhid işlemi yapıldığını, taşınmazın küçülmesi nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuş, 30.03.2011 tarihinde ... Belediyesinin davaya dahil edilmesini içeren yeni bir dava dilekçesi vererek davasını tazminat davasına dönüştürmüş, 21/09/2012 tarihinde verilen dilekçe ile de tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat talebinde bulunmuşlardır.
Davalı ... ile dahili davalı ... vekili, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulü ile 8.880,00TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Hükmü, dahili davalı ... vekili temyiz etmiştir.
3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesine göre;
“Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re’sen düzeltilir.
Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir. Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle kesinleşmiş olan taşınmazlarda, değişiklik işlemleri sırasında ortaya çıkan yüzölçümü farklılıklarından, kadastronun dayandığı teknik kurallarda belirtilen hata sınırları içinde kalanların re’sen düzeltilmesine Kadastro Müdürlükleri yetkilidir” şeklindedir.
Bilindiği gibi, harita ve krokisi bulunan tapu kayıtlarına Türk Medeni Kanununun 719. ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddeleri uyarınca harita ve krokisi kapsamı ile değer verilir. Harita ve krokiden, diğer bir ifade ile mülkiyet hakkının kapsamından maksat, sınır çizgileri değil haritanın gerçek ölçü değerleridir. 41. madde ile mülkiyet hakkının yatay kapsamının belirlenmesi ve taşınmazı komşu taşınmazlardan ayıran, ferdileştirilmesini sağlayan harita ve planlarda yapılan ölçü, sınırlandırma, tersimat veya hesaplama hatalarının düzeltilmesi amaçlanmıştır. Yapılacak düzeltme ile mülkiyet aktarımına neden olunmamaktadır. Kuşkusuz, mülkiyet aktarımı yapılmasını gerektirecek nitelikte olan hatalar için çözüm açılacak tapu iptali ve tescil davasıdır.
Kadastro Müdürlüğünün re'sen veya ilgililerin başvurusu üzerine yapacağı açıklanan düzeltme işlemlerinin ilgililere tebliğinden sonra, ilgililerin sulh hukuk mahkemesine 30 gün içinde açacakları davada, düzeltme işlemi yararına olan kişi ya da kişiler hasım gösterilerek işlemin iptali istenebilir. Düzeltme işleminin kadastro müdürlüğünce re'sen yapıldığı durumlarda müdürlüğe karşı da dava yöneltilmelidir.
Somut uyuşmazlıkta, 224 parsel sayılı taşınmaz öncesinde ... Belediyesine ait iken davacıların babasına satılmış daha sonra davacı mirasçılar tarafından adlarına intikal yapılmış, davacılar tarafından ... Belediyesine ifraz talebinde bulunulması üzerine Kadastro Müdürlüğünce yüz ölçümü 398 m2 olan 224 parsel sayılı taşınmazın tapudaki yüz ölçümü ile yeniden köşe noktaları koordinat değerlerine göre hesaplanan yüz ölçümü arasında 20,22 m2 lik fark olduğunu, bu farkın hesaplama hatasından olmayıp, hesaplamaya ilişkin teknolojik ve yöntem farklılığından kaynaklandığı, sayısal olarak hesaplama neticesinde yüz ölçümünün 377,78 m2 olduğu, taşınmazın paftasındaki sınırlarının zeminde kullanım durumuna uygun olduğu, mücavir parsellerin sınırlarında ve yüz ölçümlerinde bir değişiklik meydana gelmediği, teknik bir hatanın bulunmadığı gerekçesiyle 224 parsel sayılı taşınmazda yüz ölçümü düzeltim işlemi yapılmıştır.
O halde, değişiklik işleminin sınırlarda bir değişikliğe neden olmadığı yalnızca hesaplamaya ilişkin teknolojik ve yöntem farklılığından kaynaklandığı, metrekarede düzeltme yapılması şeklinde bir işlem olduğunun belirtildiği anlaşılmış olup sınırlarda herhangi bir değişikliğe sebebiyet vermeyen yüz ölçümünün düzeltme işlemleri hak kaybına neden olmayacağından yanılgılı değerlendirme ile mahkemece tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş, hükmün belirtilen nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Kabule göre, davacılar husumeti ...’e yönelterek tapu iptali ve tescil davası açtıktan sonra 30.03.2011 tarihli dilekçe ile davasını ıslah etmiş ve davalı ... Belediyesi de davaya dahil edilmiş ise de ıslah yoluyla taraf sayısının arttırılamayacağı ve değiştirilemeyeceğinin göz ardı edilerek yargılamaya devam edilmesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; dahili davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.