15. Hukuk Dairesi 2016/4681 E. , 2018/6 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

15. Hukuk Dairesi 2016/4681 E. , 2018/6 K.


'İçtihat Metni'

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic.Mah.Sıf.)

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine vâki itirazın iptâli istemiyle açılmış olup mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm davalılar vekilince temyiz olunmuştur.
Kural olarak, eser sözleşmesi, zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir. Sözleşmenin kurulması için yazılı şekil şartı yok ise de davalı tarafından sözleşme ilişkisi inkâr edildiği takdirde yazılı delille ispata ilişkin kuralların gözetilmesi gerekir. 6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibin beşyüz Türk lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibin beşyüz Türk lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan,yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ikrar, yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir. Tüm bu delillerle de sözleşme ilişkisi ispatlanmış değilse HMK 200. maddedeki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir. Açık muvafakat olmazsa tanıkla sözleşme ilişkisi ispatlanamaz. Bunun da istisnası olan HMK 202. maddeye göre senetle ispat zorunluluğu bulunan hâllerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir. Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir. Somut olayda, davacı iş bedelinin ödenmediğinden
bahisle icra takibi başlatmış ve itiraz üzerine de dava açmış olup taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı gibi diğer kesin delillerle de akdî ilişki ispatlanamamıştır. Alacak miktarına göre akdî ilişkinin tanıkla ispatlanması mümkün olmadığı gibi davacının açık rızası ve delil başlangıcı niteliğinde belge de bulunmadığından tanık beyanlarına dayalı olarak akdî ilişkinin varlığı ispatlanamaz. Davacı iddiasını, müddeabihin miktarına göre 6100 sayılı HMK'nın 200. maddesi hükmü gereği senetle ya da yemin deliliyle ispat etmek zorundadır. Ancak davacı sözleşme ilişkisini yasal deliller ile kanıtlayamamıştır. Video çekimleri tek başına delil olarak kabul edilemez. Davacı yanlar arasındaki akdî ilişki iddiasını senetle ispat edememiş ise de dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayandığından 'yemin' delili ile kanıtlayabilir. Mahkemece, davacıya “yemin teklif etme” hakkı hatırlatılmalı, sonucuna göre akdî ilişki ve kapsamı belirlenmelidir. Ayrıca kabule göre de akdi ilişkinin varlığı ile alacağın istenebilir olup olmadığı ve miktarı yargılamayı ve hesaplamayı gerektirdiği halde inkâr tazminatına hükmedilmesi hatalı olmuştur.
Öte yandan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmasızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi'nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Yine Türk Ticaret Kanunu'nun 5/1 maddesinde aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi'nin tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğu belirtilmiştir. İşbu davada davalıların tacir oldukları kanıtlanmadığına göre davaya Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakılması hatalı olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalılar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 15.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön