16. Hukuk Dairesi 2015/20907 E. , 2018/3355 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :... MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; 'mahkemece yapılan araştırmanın yetersiz olduğu belirtilerek, temyize konu dosya ile Arapgir ... Mahkemesi'nin 1975/42 Esas sayılı dava dosyasının birleştirilmesi, taraflar arasındaki irs ilişkinin araştırılması, mahallinde yeniden keşif yapılması, toplanan ve toplanacak tüm delillere göre karar verilmesi' gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacılar ..., ... ve müdahil davacı ...'ün davasının ayrı ayrı reddine, dava konusu 66 parsel sayılı taşınmazın 2.300,00 metrekare yüzölçümlü olarak, 80 parsel sayılı taşınmazın 10.400,00 metrekare yüzölçümlü olarak ve 404 parsel sayılı taşınmazın 7.450,00 metrekare yüzölçümlü olarak isimleri ve payları açıkça gösterilmek suretiyle ... mirasçıları adına; 89 parsel sayılı taşınmazın 13.900,00 metrekare yüzölçümlü olarak, 408 parsel sayılı taşınmazın 12.100,00 metrekare yüzölçümlü olarak, 414 parsel sayılı taşınmazın 16.000,00 metrekare yüzölçümlü olarak, 428 parsel sayılı 13.800,00 metrekare yüzölçümlü olarak ve 647 parsel sayılı taşınmazın 6.850,00 metrekare yüzölçümlü olarak isimleri ve payları açıkça gösterilmek suretiyle ... mirasçıları adına; 411 parsel sayılı taşınmazın 23.400,00 metrekare yüzölçümlü olarak yarı payının isimleri ve payları açıkça gösterilmek suretiyle ... mirasçıları adına, yarı payının yine isimleri ve payları açıkça gösterilmek suretiyle ... mirasçıları adına; 416 parsel sayılı taşınmazın 20.000,00 metrekare yüzölçümlü olarak isimleri ve payları açıkça gösterilmek suretiyle Şeyh ... mirasçıları adına tesciline; 418 parsel sayılı taşınmaz Karakaya Baraj Gölü altında kaldığından, taşınmazın ...'ün zilyetliğinde olduğunun tespitiyle tescil harici bırakılmasına; 84 ve 85 parsel sayılı taşınmazların dava konusu olmadığı anlaşılmakla taşınmazlara ait ... tutanak asıllarının, ... işlemlerinin olağan usullere göre tamamlanması için ... Müdürlüğü'ne iadesine karar verilmiş; hüküm, davacı ... mirasçılarından ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 66, 80, 84, 85, 89, 408, 411, 414, 416, 418, 428 ve 647 parsel sayılı taşınmazlar, ... tarafından 1969 yılında, ... ve ... aleyhine, taşınmazların babası Molla Bekir’den geldiği iddiasıyla Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı müdahalenin men’i davasına konudur. Bölgede 1974 yılında yapılan ... çalışmaları sonucunda davacı ... tarafından açılan dava, ... Mahkemesine aktarılmış, yargılamaya Arapgir ... Mahkemesi'nin 1975/42 Esas sayılı dava dosyasında devam edilmiştir. Bu sırada ... tarafından, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanılarak, 404 parsel sayılı taşınmazın adına tescili istemiyle Arapgir ... Mahkemesi'nin 1978/ 67 Esas sayılı dava dosyasında Molla Bekir mirasçıları ..., ..., ..., ... ve ... aleyhine tespite itiraz dava açılmış, mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiş, ... mirasçılarından Bekir Fadıllıoğlu ve ... mirasçılarından Rıfat Bilgiş Fendoğlu tarafından temyiz edilen karar Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 29/05/1996 tarih, 1996/ 2039 Esas, 2840 Karar sayılı ilamıyla 'mahkemece yapılan araştırmanın yetersiz olduğu, ayrıca mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarından, dava ve temyize konu 404 parsel sayılı taşınmazın, ... tarafından açılan ve Arapgir ... Mahkemesi'nin 1975/42 Esas sayılı dava dosyasında dava konusu edilmiş olan parsellerden 408 parsel sayılı taşınmazla bütün olduğu anlaşıldığı halde, dava dosyalarının birleştirilmesi gerektiğinin düşünülmediği belirtilerek, dava dosyalarının birleştirilmesi, taraflar arasındaki irs ilişkisinin araştırılması, mahallinde yeniden keşif yapılması' gereğine değinilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak ve dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda, 66, 80, 89, 404, 408, 411, 414, 416, 418, 428 ve 647 parsel sayılı taşınmazların ... ve ...’ün murisi Şeyh Hüseyin’den geldiği, Şeyh Hüseyin terekesinin taksim edilmesiyle 66, 80, 404 ve 418 parsel sayılı taşınmazların ...’e, 89, 408, 414, 428 ve 647 parsel sayılı taşınmazların ...’e, 411 parsel sayılı taşınmazın ... ve ...’e, 416 parsel sayılı taşınmazın ... ve ...’ün kardeşi olan, bekar ve çocuksuz olarak vefat ettiği anlaşılan ...’e kaldığı, 84 ve 85 parsel sayılı taşınmazların ise köy tüzel kişiliğine ait olup dava konusu olmadığı kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm için yeterli bulunmamaktadır.
Yargıtay bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Dosya arasında bulunan Arapgir Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 16.01.1961 tarih, 1960/161 Esas, 1961/6 Karar sayılı veraset ilamına göre Molla Bekir’in mirasçılarının, kızı ... Satiye, oğlu Hüseyin (bekar ve çocuksuz olarak vefat eden), torununun çocuğu Havva (kızı Güley’den), torununun çocuğu ... (kızı Havva’dan), torunları ... ve Rabia (kızı Medine’den) ile eşinin ilk eşinden çocuğu ... olduğu; Arapgir Sulh Hukuk Mahkemesinin 23.02.1987 tarih, 1987/10 Esas, 1987/21 Karar sayılı veraset ilamına göre ise, Molla Bekir’in mirasçılarının kızı ... Satiye ve oğlu Hüseyin (bekar ve çocuksuz olarak vefat eden) olduğu halde veraset ilamları arasındaki çelişkinin nedeni araştırılmamış; Arapgir ... Mahkemesi'nin 1978/67 Esas sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sırasında, davalılardan “...” adına çıkarılan davetiye, aynı çatı altında oturan eşi ... Bölükbaşı imzasına 12.10.1978 tarihinde tebliğ edilmiş, yine mahkemece verilen hüküm, 26.10.1994 tarihinde aynı çatı altında oturan eşi ... Bölükbaşı imzasına tebliğ edilmiş, ancak bozma ilamından sonra ... mirasçıları olarak davaya dahil edilen ... ve müştereklerinin nüfus kaydı incelendiğinde 55630260096 TC kimlik numaralı ...’nın 1956 yılında vefat ettiği, ... isminde eşi bulunmadığı anlaşılmış olmasına rağmen, Arapgir Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1960/161 Esas, 1961/6 Karar sayılı veraset ilamına, Molla Bekir mirasçısı olarak geçen “...” ile “55630260096 TC kimlik numaralı ...”nın aynı kişi olup olmadığı araştırılmamıştır. Arapgir ... Mahkemesinin 1978/67 Esas sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sırasında, davalılardan “...” adına çıkarılan davetiye aynı çatı altında oturan eşi Hüseyin Cavit Bölükbaşı imzasına 23.10.1978 tarihinde tebliğ edilmiş, mahkemece verilen hüküm, ...’nın 03.04.1983 tarihinde vefat etmiş olması sebebiyle (dosya arasında bulunan 08.03.1995 tarihli nüfus kaydından anlaşılmakla) çocukları Nail, İfakat, ..., Musa Kazım, ... ve torunları Rifat ve Ayşe’ye tebliğ edilmiş ve hüküm Rıfat Bilgiş Fendoğlu tarafından temyiz edilmiş olmasına rağmen, bozma ilamından sonra ... mirasçıları davaya dahil edilmemiştir. Arapgir ... Mahkemesinin 1978/67 Esas sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sırasında, davalılardan “...” adına çıkarılan davetiye aynı çatı altında oturan kardeşi ... Bölükbaşı imzasına 12.12.1978 tarihinde tebliğ edilmiş, mahkemece verilen hüküm, ...’nın 15.01.1985 tarihinde vefat etmiş olması sebebiyle (dosya arasında bulunan nüfus kaydından anlaşılmakla) çocuğu Medine Bölükbaşı’na tebliğ edilmiş olmasına rağmen bozma ilamından sonra ... mirasçısı davaya dahil edilmemiştir. Öte yandan, aktarılan davaya konu edilen taşınmazların hangi taşınmazlar olduğu, ada ve parsel numaraları duraksamaya meydan vermeyecek biçimde belirlenmemiş, taşınmazların Şeyh Hüseyin’den mi yoksa Molla Bekir’den mi geldiği hususu araştırılmamış, taşınmazların niteliğinin ve kullanım durumunun belirlenmesi amacıyla ziraat bilirkişiden rapor aldırılmamıştır. Bu şekilde eksik ve yetersiz bir incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca, öncelikle yukarıda açıklandığı üzere veraset ilamları arasındaki çelişki giderilmeli, gerektiğinde taraflardan yeniden bir veraset ilamı istenmeli ya da veraset ilamının iptali için süre verilmeli, bu şekilde Molla Bekir’in tüm mirasçıları kesin olarak belirlenmeli, Molla Bekir’in davaya dahil edilmeyen mirasçıları da davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanmalı, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, teknik bilirkişi ve ziraat mühendisi bilirkişi huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte öncelikle, yerel bilirkişi ve tanıklara aktarılan davanın dayanağı olan dava dilekçesi ve eki belgeler ayrıntılı biçimde okunup anlatılmalı, bundan sonra davaya konu edilen taşınmazların hudutlarının zeminde yerel bilirkişi ve tanıklarca ayrı ayrı gösterilmesi istenilmeli, bu yolla aktarılan davaya konu edilen taşınmazların hangi taşınmazlar olduğu, ada ve parsel numaraları duraksamaya meydan vermeyecek biçimde belirlenmeli, aktarılan davanın kapsamında kaldığı anlaşılan taşınmaz veya taşınmazların tespit tutanakları ve eki belgelerle dava dilekçesi birleştirilmeli, sözü edilen taşınmaz veya taşınmazların malik haneleri yanılgı ile doldurulmuş olsa bile ... tespitlerinin kesinleşmeyeceği, malik hanelerinin doldurulmasının hukuksal bir değer taşımayacağı düşünülmeli, taşınmazların malik haneleri yanılgı ile doldurulmuş ise tespit maliki olarak gözüken gerçek ya da tüzel kişilerin bu davada zorunlu olarak taraf olacakları düşünülmelidir. Aktarılan davanın kapsamında kalan taşınmazlar belirlendikten sonra yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, özellikle taşınmazların Şeyh Hüseyin’den mi yoksa Molla Bekir’den mi geldiği, taşınmazların kim tarafından, ne zamandan beri, ne suretle kullanıldığı, taşınmazlara revizyon gören vergi kayıtları ile tarafların dayandığı vergi kayıtları mahallinde uygulanmalı, mahkemece yapılacak gözlem tutanağa geçirilmeli; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeli; teknik bilirkişiden keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli rapor alınmalı; ziraat mühendisi bilirkişiden taşınmazların toprak yapısı ve niteliğini, zirai durumunu, üzerilerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresini belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; taşınmazların her yönünden tüm özelliklerini gösterir fotoğrafları çektirilmeli; taşınmazlarda zilyet bulunanlar yönünden aynı çalışma alanında belgesiz zilyetlik yolu ile edinilen taşınmaz miktarları yönünden de araştırma yapılarak, 3402 sayılı ... Kanunu’nun 30. maddesi gereğince gerçek hak sahipleri belirlenmek suretiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 21.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
16. Hukuk Dairesi 2015/20907 E. , 2018/3355 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 27 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 30 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 115 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat