16. Hukuk Dairesi 2015/16588 E. , 2018/67 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

16. Hukuk Dairesi 2015/16588 E. , 2018/67 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; 'davacı ...’in dava konusu 102 ada 16 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptaline ilişkin olarak dava açtığı 06.03.2007 tarihinde, dava konusu taşınmaz ile ilgili Kadastro Mahkemesinin 2002/41 Esas, 2006/61 Karar sayılı dosyasında verilen kararın henüz kesinleşmediği, bu nedenle kadastro mahkemesindeki kararın sonradan kesinleşmesinin sonuca etkili olmadığı, tarafların aynı olmaması nedeniyle Kadastro Mahkemesinin 2002/41 Esas, 2006/61 Karar sayılı dosyasının taraflar bakımından güçlü delil olarak değerlendirilmesi mümkün ise de, davacının iddiası ve delilleri toplanıp, bu konuda gerekli inceleme yapılıp birlikte değerlendirilerek sonuca göre karar verilmesi' gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, dava konusu 102 ada 16 parsel sayılı taşınmazın tespitinin iptaline, taşınmazın ... mirasçıları adına miras payları oranında tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 102 ada 16 parsel sayılı taşınmaz, ... Köyü Tüzel Kişiliğinin malı olup halen aynı amaçla kullanıldığı belirtilerek, tarla vasfıyla ... Köyü Tüzel Kişiliği adına tespit edilmiştir. Davacı ..., dava konusu 102 ada 16 parsel sayılı taşınmazın, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu ileri sürerek ... adına tescili istemiyle ... Kadastro Mahkemesi'nin 2002/93 Esas sayılı dosyasında dava açmış Mahkemece, aynı Mahkemenin 2002/41 Esas sayılı dosyasında ... tarafından irsen intikal, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanılarak yine 102 ada 16 parsel sayılı taşınmazın kendisi ve kardeşleri adına tescili istemiyle açılan dava dosyası ile birleştirilmiş; ve bilahare yargılama sırasında ... açtığı davadan feragat etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda dava konusu taşınmazın davacı...’in kök murisi ...’dan geldiği, ...’in ölümüyle taşınmazın mirasçılarına kaldığı ancak mirasçıların uzun yıllar önce köyü terk ettiği ve taşınmazın 30-40 yıldır kullanılmadığı kabul edilmek suretiyle, taşınmazın aynı vasıfla ... adına tesciline karar verilmiş, temyiz üzerine karar Yargıtay 20. Hukuk Dairesi'nin 01.11.2007 tarih, 2007/8503 Esas, 2007/13641 Karar sayılı ilamıyla onanmış ise de söz konusu karar kesinleşmeden önce davacı ..., dava konusu 102 ada 16 parsel sayılı taşınmazın, kök murisi ...’dan geldiği ve mirasçılar arasında murisin terekesinin taksim edilmediği iddiasına dayanarak eldeki davayı açmıştır.
Mahkemece, dava konusu 102 ada 16 parsel sayılı taşınmazın ... ile ilgisinin bulunmadığı, taşınmazın davacının murisi ...’dan geldiği ve halen torunlarından ... tarafından kullanıldığı kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm kurmaya elverişli değildir. ... Kadastro Mahkemesinin 2002/41 Esas sayılı dava dosyasında yapılan 13.06.2005 tarihli keşifte dinlenen yerel bilirkişi ..., dava konusu taşınmazın davacı ...’in kök murisi ...’dan geldiğini, murisin ölümüyle bir kısım mirasçıların taşınmazı kullandığını, bu taşınmazın her zaman tarla vasfında olduğunu beyan etmiş, yine 24/07/2006 tarihli keşifte dinlenen yerel bilirkişi..., dava konusu taşınmazın davacı ...’in babası ...’den geldiğini, ...i’nin ölümüyle taşınmazın mirasçılarına kaldığını ancak mirasçıların çok uzun yıllar önce köyü terk ettiğini, en az 40-50 yıldır taşınmazın kullanılmadığını beyan etmiştir. Yapılan keşifler sonrası düzenlenen ziraat bilirkişi raporlarında, dava konusu taşınmazın uzun yıllardan beri, yaklaşık 30-40 yıldır işlenmediği belirtilmiştir. İş bu temyize konu dava dosyasında 14.04.2015 tarihinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar ise taşınmazın davacı ...’in kök murisi...’dan geldiğini, taşınmazın halihazırda, yargılama sırasında vefat eden davacı ...’nin oğlu ... tarafından kullanıldığı beyan etmişlerdir. Keşif sonrası düzenlenen ziraat bilirkişi raporunda ise taşınmazın tamamına yakın bölümünde buğday ekili olduğu belirtilmiştir. Mahkemece, yerel bilirkişi ve tanıkların, dava konusu taşınmazın öncesinin kimden geldiği, kim tarafından, ne zamandan beri ve ne şekilde kullanıldığı hususlarındaki beyanlarına ilişkin çelişkiler giderilmediği gibi ziraat bilirkişi raporları arasındaki çelişkiler de giderilmemiş, 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulundan taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmazda imar-ihya işlemi yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığı ve taşınmazın kullanım durumunun ne olduğunu kesin olarak belirleyen bilimsel verilere dayalı gerekçeli rapor alınmamış; bu durumunun tespiti amacıyla hava fotoğraflarından da yararlanılmamıştır. Hal böyle olunca; öncelikle, dava konusu taşınmazın tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi, teknik bilirkişi ve 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte; yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın öncesinin ne olduğu, kim tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, taşınmazda imar-ihya işlemi yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığı hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı; komşu taşınmazların dayanak kayıtlarının dava konusu taşınmazın yönünü ne okuduğu bilirkişi ve tanık beyanları ile denetlenmeli; yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeli; tespite aykırı sonuçlara ulaşılması halinde tüm tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek aykırılıkların giderilmesine çalışılmalı; teknik bilirkişiden keşfi takibe elverişli krokili rapor alınmalı; ziraat bilirkişi kurulundan dava konusu taşınmazın toprak yapısı ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın imar-ihyaya konu olabilecek yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, dosya arasındaki önceki tarihli ziraat bilirkişi raporlarını da irdeler, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı harita mühendisi bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, taşınmazda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcı, şekli ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 22.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.





Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön