16. Hukuk Dairesi 2016/13443 E. , 2019/6142 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
16. Hukuk Dairesi 2016/13443 E. , 2019/6142 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 119 ada 2 parsel sayılı 214.363,57 metrekare ve 120 ada 1 parsel sayılı 115.116,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden oldukları belirtilerek hali arazi ve ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmişlerdir. Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabul ve kısmen reddine, çekişmeli 119 ada 2 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen 6.129,10 metrekarelik bölümü ile (C) harfiyle gösterilen 470 metrekarelik bölümünün, çekişmeli 120 ada 1 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (D) harfiyle gösterilen 2.039,63 metrekarelik bölümü ile (E) harfiyle gösterilen 2.039,63 metrekarelik bölümünün davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı Hazine vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, hükmün 2. fıkrasında dava konusu 119 ada 2 parsel sayılı taşınmazın, fen bilirkişi ...’in 24.06.2015 havale tarihli rapor ve krokisinde (A) harfiyle gösterdiği ve mahkemece davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilen 6.129,10 metrekarelik bölümü yönünden Hazine adına olan tapunun iptaline ilişkin hüküm kurulmamaması isabetsiz ise de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hüküm fıkrasının 2. bendinde yer alan 'krokisinde (A) harfiyle gösterilen 6.129,10 metrekarelik alanın' sözcüğünden sonra gelmek üzere 'Hazine adına olan tapusunun iptaliyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline' sözcüklerinin eklenmesine ve hükmün DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA,
2- Dava konusu 119 ada 2 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (C) harfleriyle gösterilen bölümüne ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece, çekişmeli taşınmazın teknik bilirkişi raporuna ekli kroki de (C) harfi ile gösterilen bölümünün davacı tarafından uzun süredir kullanıldığı gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiştir. Oysa ki, 24.06.2015 tarihli teknik bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen 470,00 metrekarelik bölümün yolda kaldığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafından, yolda kalan taşınmaz bölümüne dair TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddeleri gereğince usulünce açılmış bir tescil dava bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; mahkemece, hakkında yöntemince açılmış bir dava bulunmayan tescil harici bırakılan yere ilişkin karar verilmesi isabetsiz olup, davalının temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
3- Davalı vekilinin, 120 ada 1 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (D) ve (E) harfleriyle gösterilen bölümlerine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece, 120 ada 1 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (D) harfiyle gösterilen 2.039,63 metrekarelik bölümü ile (E) harfiyle gösterilen 2.039,63 bölümünün davacı tarafından uzun süredir kullanıldığı gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan değerlendirme hatalı olmuştur. Davacı, dava dilekçesinde söz konusu 120 ada 1 parsel sayılı taşınmazı davaya konu etmemiş, bu parsele yönelik olarak harcı yatırılmak suretiyle ayrı bir dava açmamış, 30.12.2015 tarihinde verdiği ıslah dilekçesi ile bu parseli de davaya dahil ettiğini beyan etmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 29.06.2011 tarih, 2011/1-364 Esas, 2011/453 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, ıslahla kastedilenin dava konusu edilen hususların genişletilmesi veya değiştirilmesi olup, dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; dava konusu edilmeyen 120 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak 'karar verilmesine yer olmadığına' karar verilmesi gerekirken, yargılaması devam eden bir dava içerisinde ıslah yoluyla dava konusu haline getirilmesi mümkün bulunmayan bu parsel yönünden de dava açıldığı kabul edilerek kabul kararı verilmesi isabetsiz olup, davalının temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 119 ada 2 parsel sayılı 214.363,57 metrekare ve 120 ada 1 parsel sayılı 115.116,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden oldukları belirtilerek hali arazi ve ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmişlerdir. Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabul ve kısmen reddine, çekişmeli 119 ada 2 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen 6.129,10 metrekarelik bölümü ile (C) harfiyle gösterilen 470 metrekarelik bölümünün, çekişmeli 120 ada 1 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (D) harfiyle gösterilen 2.039,63 metrekarelik bölümü ile (E) harfiyle gösterilen 2.039,63 metrekarelik bölümünün davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı Hazine vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, hükmün 2. fıkrasında dava konusu 119 ada 2 parsel sayılı taşınmazın, fen bilirkişi ...’in 24.06.2015 havale tarihli rapor ve krokisinde (A) harfiyle gösterdiği ve mahkemece davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilen 6.129,10 metrekarelik bölümü yönünden Hazine adına olan tapunun iptaline ilişkin hüküm kurulmamaması isabetsiz ise de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hüküm fıkrasının 2. bendinde yer alan 'krokisinde (A) harfiyle gösterilen 6.129,10 metrekarelik alanın' sözcüğünden sonra gelmek üzere 'Hazine adına olan tapusunun iptaliyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline' sözcüklerinin eklenmesine ve hükmün DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA,
2- Dava konusu 119 ada 2 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (C) harfleriyle gösterilen bölümüne ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece, çekişmeli taşınmazın teknik bilirkişi raporuna ekli kroki de (C) harfi ile gösterilen bölümünün davacı tarafından uzun süredir kullanıldığı gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiştir. Oysa ki, 24.06.2015 tarihli teknik bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen 470,00 metrekarelik bölümün yolda kaldığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafından, yolda kalan taşınmaz bölümüne dair TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddeleri gereğince usulünce açılmış bir tescil dava bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; mahkemece, hakkında yöntemince açılmış bir dava bulunmayan tescil harici bırakılan yere ilişkin karar verilmesi isabetsiz olup, davalının temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
3- Davalı vekilinin, 120 ada 1 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (D) ve (E) harfleriyle gösterilen bölümlerine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece, 120 ada 1 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (D) harfiyle gösterilen 2.039,63 metrekarelik bölümü ile (E) harfiyle gösterilen 2.039,63 bölümünün davacı tarafından uzun süredir kullanıldığı gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan değerlendirme hatalı olmuştur. Davacı, dava dilekçesinde söz konusu 120 ada 1 parsel sayılı taşınmazı davaya konu etmemiş, bu parsele yönelik olarak harcı yatırılmak suretiyle ayrı bir dava açmamış, 30.12.2015 tarihinde verdiği ıslah dilekçesi ile bu parseli de davaya dahil ettiğini beyan etmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 29.06.2011 tarih, 2011/1-364 Esas, 2011/453 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, ıslahla kastedilenin dava konusu edilen hususların genişletilmesi veya değiştirilmesi olup, dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; dava konusu edilmeyen 120 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak 'karar verilmesine yer olmadığına' karar verilmesi gerekirken, yargılaması devam eden bir dava içerisinde ıslah yoluyla dava konusu haline getirilmesi mümkün bulunmayan bu parsel yönünden de dava açıldığı kabul edilerek kabul kararı verilmesi isabetsiz olup, davalının temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.