16. Hukuk Dairesi 2016/9563 E. , 2019/4433 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
16. Hukuk Dairesi 2016/9563 E. , 2019/4433 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; 'taraflarca tapu kaydına dayanılmadığına göre uyuşmazlığın zilyetlik hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği belirtilerek, taşınmaz başında yeniden keşif yapılarak yöntemine göre zilyetlik araştırması yapılması' gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 225 ada 8 parsel içinde kalıp 31.08.2015 tarihli bilirkişi raporunda 8 Dam ve 8 A harfleri ile gösterilen toplam 51,289 metrekarelik kısmın tapusunun iptali ile 225 ada, 5 parsel sayılı taşınmaza dahil edilerek tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ile çekişmeli taşınmazın davacıya ait olduğunun belirlendiği gerekçe gösterilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Davacı, maliki olduğu 225 ada 5 parsel sayılı taşınmazı kadastro çalışmaları yapılmadan önce satın aldığını ve etrafını demir direklerle ile çevirerek ahır yaptığını, kadastro çalışmaları sırasında yapılan ahırın bir kısmının davalı 225 ada 8 parsel sayılı taşınmaz sınırında kaldığından, 44.62 metrekarelik kısmın maliki olduğu 225 ada 5 parsel sayılı taşınmaza eklenmesi istemiyle dava açmıştır.
Taşınmaz başında yapılan keşifte mahalli bilirkişiler ve tanıklar taşınmazın satın alındığından beri sınırının değişmediğini, taşınmazı davacı satın aldığında etrafını demir direkler ile çevirdiğini, sınırın davacının taşınmazına doğru olması gerektiğini beyan ettikleri halde keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıkların tarafların zeminde nereleri kullandığı konusundaki beyanları (davacının satıcısının belirtildiği sınır ile tanığın beyanında sözettiği direk) fen bilirkişi raporuna işaretlenmediğinden denetlenmesi mümkün bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için mahallinde yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen mahalli bilirkişiler, taraf tanıkları, ziraat mühendisi bilirkişi ve fen bilirkişi huzuru ile yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında öncelikle davacının iddiasına konu yeri göstermesi istenilmeli, bundan sonra yerel bilirkişi ve taraf tanıkları ayrı ayrı dinlenilip bu şahıslardan, iddiaya konu yerin kime ait olduğu, kimden
kime ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri hangi tasarruflarla kullanıldığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; fen bilirkişisine keşfi izlemeye ve mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarını denetlemeye elverişli rapor ve kroki düzenlettirilmeli, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Ayrıca mahkemenin kabulüne göre davacı, dava dilekçesinde 225 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 44,62 metrekarelik kısmının adına tescilini istediği halde taşınmazın 51,289 metrekarelik kısmının davacı adına tesciline karar verilmek suretiyle talebin aşılması da isabetli değildir.
Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, dahili davalılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olup hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17.06.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; 'taraflarca tapu kaydına dayanılmadığına göre uyuşmazlığın zilyetlik hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği belirtilerek, taşınmaz başında yeniden keşif yapılarak yöntemine göre zilyetlik araştırması yapılması' gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 225 ada 8 parsel içinde kalıp 31.08.2015 tarihli bilirkişi raporunda 8 Dam ve 8 A harfleri ile gösterilen toplam 51,289 metrekarelik kısmın tapusunun iptali ile 225 ada, 5 parsel sayılı taşınmaza dahil edilerek tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ile çekişmeli taşınmazın davacıya ait olduğunun belirlendiği gerekçe gösterilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Davacı, maliki olduğu 225 ada 5 parsel sayılı taşınmazı kadastro çalışmaları yapılmadan önce satın aldığını ve etrafını demir direklerle ile çevirerek ahır yaptığını, kadastro çalışmaları sırasında yapılan ahırın bir kısmının davalı 225 ada 8 parsel sayılı taşınmaz sınırında kaldığından, 44.62 metrekarelik kısmın maliki olduğu 225 ada 5 parsel sayılı taşınmaza eklenmesi istemiyle dava açmıştır.
Taşınmaz başında yapılan keşifte mahalli bilirkişiler ve tanıklar taşınmazın satın alındığından beri sınırının değişmediğini, taşınmazı davacı satın aldığında etrafını demir direkler ile çevirdiğini, sınırın davacının taşınmazına doğru olması gerektiğini beyan ettikleri halde keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıkların tarafların zeminde nereleri kullandığı konusundaki beyanları (davacının satıcısının belirtildiği sınır ile tanığın beyanında sözettiği direk) fen bilirkişi raporuna işaretlenmediğinden denetlenmesi mümkün bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için mahallinde yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen mahalli bilirkişiler, taraf tanıkları, ziraat mühendisi bilirkişi ve fen bilirkişi huzuru ile yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında öncelikle davacının iddiasına konu yeri göstermesi istenilmeli, bundan sonra yerel bilirkişi ve taraf tanıkları ayrı ayrı dinlenilip bu şahıslardan, iddiaya konu yerin kime ait olduğu, kimden
kime ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri hangi tasarruflarla kullanıldığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; fen bilirkişisine keşfi izlemeye ve mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarını denetlemeye elverişli rapor ve kroki düzenlettirilmeli, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Ayrıca mahkemenin kabulüne göre davacı, dava dilekçesinde 225 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 44,62 metrekarelik kısmının adına tescilini istediği halde taşınmazın 51,289 metrekarelik kısmının davacı adına tesciline karar verilmek suretiyle talebin aşılması da isabetli değildir.
Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, dahili davalılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olup hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17.06.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.