1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

16. Hukuk Dairesi 2020/8398 E. , 2020/6415 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
16. Hukuk Dairesi 2020/8398 E. , 2020/6415 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Davacı ... İdaresi vekili,... İli ... Köyü sınırları içindeki (A), (B), (E), (F) harfi ile gösterilen taşınmazların mera olarak sınırlandırıldığını ancak, bu taşınmazların kısmen yörede daha önce yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığını iddiasıyla orman niteliği ile Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının davasının kabulü ile, harita mühendisi Bilirkişinin 25.11.2013 tarihli raporunda (B-1) ile gösterilen 29120,90 metrekarelik, (B-2) ile gösterilen 23,31 metrekarelik, (E-1) ile gösterilen 2.378,62 metrekarelik ve (F-1) ile gösterilen 15760,42 metrekarelik olmak üzere toplam 47.283,25 metrekarelik bölümün orman vasfında olduğu anlaşılmakla, mera vasfındaki tapu kayıtlarının iptaliyle orman vasfı ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş, Mahkemece verilen önceki tarihli hüküm Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 15.04.2015 tarih ve 2014/10111- 2015/3134 sayılı ilamıyla ''çekişmeli taşınmazların bulunduğu Çanakkıran Köyünün 6360 sayılı Kanun hükümleri gereğince tüzel kişiliği kaldırıldığından ilgili köyün bağlı bulunduğu belediye başkanlığı davaya dahil edilerek, taraf teşkili sağlanmalı, bundan sonra bildireceği deliller de toplanıp oluşacak sonuç kapsamında işin esası hakkında hüküm kurulmalıdır. Taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilip karar verilmesi isabetsizliğine'' değinilerek bozulmuş; mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, harita mühendisi bilirkişisinin 25.11.2013 tarihli raporunda (B) nolu mera parselinin (B-1) ile gösterilen 29.120,90 metrekarelik ve (B-2) gösterilen 23,31 metrekarelik; (E) nolu mera parselinin (E-1) harfi ile gösterilen 2.378,62 metrekarelik ve (F) nolu mera parselinin (F-1) harfi ile gösterilen 15.760,42 metrekarelik bölümlerinin mera vasfındaki tapu kayıtlarının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... İdaresi vekili, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermek için yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmazlara ait mera tutanaklarına ilişkin tüm bilgi ve belgeler dosya arasına alınmadığı gibi taşınmazların bulunduğu yörede yapılan orman tahdit çalışmaları araştırılarak dosya içine alınmamış ve taşınmazların bu çalışmalara göre konumları usulünce belirlenmediği gibi dosya içerisinde ki mevcut bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporlarının denetlenmesi de mümkün değildir.
Hal böyle olunca; mahkemece, doğru sonuca ulaşılabilmesi için dava konusu taşınmazlara ait tüm mera çalışma tutanakları ve kesinleşmiş ise mera tahsis haritası ve eki belgeler ile çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede yapılan tüm orman kadastro çalışmalarına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile dava konusu taşınmazların bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örnekleri ayrı ayrı dosya içerisine alındıktan sonra, önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve iki harita mühendisinden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6831 sayılı Orman Yasasına göre orman kadastrosu ve aynı Yasa'nın 2/B maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazların orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu mera tahsis haritaları üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı yönetmelikler ile teknik izahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.12.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.