16. Hukuk Dairesi 2017/4668 E. , 2020/5318 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
16. Hukuk Dairesi 2017/4668 E. , 2020/5318 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 17.11.2020 gün ve saatte temyiz eden ... vekili Avukat ... ile aleyhine temyiz istenilen ... Belediye Başkanlığı vekili Avukat ... ve ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım Kadastrosu sırasında ... İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 1882 ada 66 parsel sayılı 920,43 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve davacı ...’nun fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak bahçe vasfıyla Maliye Hazinesi adına tespit ve tescil edildikten sonra 16.01.2014 tarihinde 6292 sayılı Yasa uyarınca satış suretiyle davalı ... Belediye Başkanlığı adına kayden tescil edilmiştir. Davacılar ... ve arkadaşları, taşınmazın müşterek muristen intikal ettiği ve tüm mirasçıların hak sahibi olduğu iddiasına dayanarak, taşınmazın tarafların müşterek murisi ... intikal ettiğinin tespiti ile miras payları oranında beyanlar hanesine kendilerinin de kullanıcı olduğunun şerh verilmesi istemiyle 20.06.2014 tarihinde dava açmışlardır. Davacılar vekili, yargılama sırasında verdiği 17.02.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile çekişmeli taşınmazın muris ... intikal ettiğinin tespiti ile miras payları oranında beyanlar hanesine davacıların da kullanıcı olduğunun şerh verilmesini, bu talepleri kabul edilmediği takdirde taşınmazın davalı ... tarafından tespit edilen değerinin miras payları oranında ödenmek suretiyle payları oranında müvekkilleri adına tescilini, bu talebinde kabul edilmemesi halinde ise davacıların miras payları oranında zilyet olduklarının tespitine karar verilmesini tertidli olarak talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın süre yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve 6292 sayılı Yasa kapsamı ile uygulama ve Yargıtay içtihatları dikkate alınarak bu tür davaların ancak Maliye Hazinesi ve muhdesat sahibi hasım gösterilerek açılması gerektiği, taşınmazın üçüncü kişilere devri yapıldıktan sonra dava açılmasının mümkün olmadığı, dava konusu parselin 16/01/2014 tarihinde Beykoz Belediye Başkanlığına satılarak devredildiği, davanın da bu satış işleminden sonra 20/06/2014 tarihinde açıldığından bu durumda davanın dinlenemeyeceği şeklindeki mahkeme gerekçesinin doğru olmasına göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ne var ki; davanın, gerekçede açıklandığı nedenle “reddine” karar verilmesi gerekirken, hüküm fıkrasında “süre yönünden” ret kararı verilmesi isabetsiz ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “süre yönünden” ibaresinin hükümden çıkartılarak hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 2.540,00 TL vekalet ücretinin temyiz edenlerden alınarak, duruşmada kendisini vekil ile temsil ettiren aleyhine temyiz olunan tarafa verilmesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.11.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 17.11.2020 gün ve saatte temyiz eden ... vekili Avukat ... ile aleyhine temyiz istenilen ... Belediye Başkanlığı vekili Avukat ... ve ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım Kadastrosu sırasında ... İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 1882 ada 66 parsel sayılı 920,43 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve davacı ...’nun fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak bahçe vasfıyla Maliye Hazinesi adına tespit ve tescil edildikten sonra 16.01.2014 tarihinde 6292 sayılı Yasa uyarınca satış suretiyle davalı ... Belediye Başkanlığı adına kayden tescil edilmiştir. Davacılar ... ve arkadaşları, taşınmazın müşterek muristen intikal ettiği ve tüm mirasçıların hak sahibi olduğu iddiasına dayanarak, taşınmazın tarafların müşterek murisi ... intikal ettiğinin tespiti ile miras payları oranında beyanlar hanesine kendilerinin de kullanıcı olduğunun şerh verilmesi istemiyle 20.06.2014 tarihinde dava açmışlardır. Davacılar vekili, yargılama sırasında verdiği 17.02.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile çekişmeli taşınmazın muris ... intikal ettiğinin tespiti ile miras payları oranında beyanlar hanesine davacıların da kullanıcı olduğunun şerh verilmesini, bu talepleri kabul edilmediği takdirde taşınmazın davalı ... tarafından tespit edilen değerinin miras payları oranında ödenmek suretiyle payları oranında müvekkilleri adına tescilini, bu talebinde kabul edilmemesi halinde ise davacıların miras payları oranında zilyet olduklarının tespitine karar verilmesini tertidli olarak talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın süre yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve 6292 sayılı Yasa kapsamı ile uygulama ve Yargıtay içtihatları dikkate alınarak bu tür davaların ancak Maliye Hazinesi ve muhdesat sahibi hasım gösterilerek açılması gerektiği, taşınmazın üçüncü kişilere devri yapıldıktan sonra dava açılmasının mümkün olmadığı, dava konusu parselin 16/01/2014 tarihinde Beykoz Belediye Başkanlığına satılarak devredildiği, davanın da bu satış işleminden sonra 20/06/2014 tarihinde açıldığından bu durumda davanın dinlenemeyeceği şeklindeki mahkeme gerekçesinin doğru olmasına göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ne var ki; davanın, gerekçede açıklandığı nedenle “reddine” karar verilmesi gerekirken, hüküm fıkrasında “süre yönünden” ret kararı verilmesi isabetsiz ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “süre yönünden” ibaresinin hükümden çıkartılarak hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 2.540,00 TL vekalet ücretinin temyiz edenlerden alınarak, duruşmada kendisini vekil ile temsil ettiren aleyhine temyiz olunan tarafa verilmesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.11.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.