16. Hukuk Dairesi 2016/18130 E. , 2020/2551 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
16. Hukuk Dairesi 2016/18130 E. , 2020/2551 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, ... İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 341 ada 56 parsel sayılı 43062 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı, ifraz, satış, irsen intikal ve zilyetlik nedeniyle; 341 ada 59 parsel sayılı 48500 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, vergi kaydı, satış ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalıların murisi ... ile dava dışı müşterekleri adına tespit ve 23.12.1981 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edildikten sonra, dava tarihinden önce yapılan çeşitli işlemlerle 341 ada 59 parsel dava dışı kişiler adına, 341 ada 56 parselin 184037/997344 hissesi ... ’a ait olmak üzere onunla dava dışı müşterekleri adına kayden intikal etmiştir. Davacı ... ve arkadaşları, kadastro öncesi satın alma, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, tapu iptali ve adlarına tescili istemiyle 24.04.2015 tarihinde dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitinden önceki nedene dayanılarak açılmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde; 'Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.' hükmüne yer verilmiştir. Dava konusu 341 ada 56 ve 59 parsel sayılı taşınmazların tutanağı 23.12.1981 tarihinde kesinleştiğine ve dava 24.04.2015 tarihinde açıldığına göre, kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında hak düşürücü sürenin geçtiği kuşkusuzdur. Buna göre Mahkemece, davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle
reddine karar verilmesi gerekirken, esasa ilişkin karar verilmesi isabetsiz ise de, ret kararı netice itibariyle yerinde olduğundan hükmün, gerekçesi açıklanan şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.07.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, ... İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 341 ada 56 parsel sayılı 43062 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı, ifraz, satış, irsen intikal ve zilyetlik nedeniyle; 341 ada 59 parsel sayılı 48500 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, vergi kaydı, satış ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalıların murisi ... ile dava dışı müşterekleri adına tespit ve 23.12.1981 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edildikten sonra, dava tarihinden önce yapılan çeşitli işlemlerle 341 ada 59 parsel dava dışı kişiler adına, 341 ada 56 parselin 184037/997344 hissesi ... ’a ait olmak üzere onunla dava dışı müşterekleri adına kayden intikal etmiştir. Davacı ... ve arkadaşları, kadastro öncesi satın alma, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, tapu iptali ve adlarına tescili istemiyle 24.04.2015 tarihinde dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitinden önceki nedene dayanılarak açılmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde; 'Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.' hükmüne yer verilmiştir. Dava konusu 341 ada 56 ve 59 parsel sayılı taşınmazların tutanağı 23.12.1981 tarihinde kesinleştiğine ve dava 24.04.2015 tarihinde açıldığına göre, kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında hak düşürücü sürenin geçtiği kuşkusuzdur. Buna göre Mahkemece, davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle
reddine karar verilmesi gerekirken, esasa ilişkin karar verilmesi isabetsiz ise de, ret kararı netice itibariyle yerinde olduğundan hükmün, gerekçesi açıklanan şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.07.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.