16. Hukuk Dairesi 2016/16130 E. , 2020/2051 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
16. Hukuk Dairesi 2016/16130 E. , 2020/2051 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
KANUN YOLU: TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., ...Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında yol olarak tescil harici bırakılan taşınmazın, kendisi adına kayıtlı bulunan 129 ada 4 parsel ve 130 ada 1 parsel sayılı taşınmazların devamı olduğu iddiasıyla (irsen intikali taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak) adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne 15.04.2016 tarihli fen bilirkişi raporunda yeri işaretlenen 93,44 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün tarla vasfıyla davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 4721 sayılı TMK'nın 713/1., 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan, tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. TMK'nın 713/3. maddesi uyarınca, bu nitelikteki davalarda Hazine ve ilgili Kamu Tüzel Kişiliğine birlikte husumet yöneltilmesi zorunludur. Yasal hasım konumundaki tüzel kişiler davaya dahil edilmeden yargılamaya devamla hüküm kurulması mümkün değildir. Somut olayda dava, Hazine aleyhine açılmış olup, ilgili kamu tüzel kişisi olarak Kabakboğazı Köyü Tüzel Kişiliği’nin de davada taraf olması gerektiği halde, mahkemece bu husus göz ardı edilerek, usulünce taraf teşkili sağlanmaksızın davanın esasına ilişkin hüküm kurulmuştur. Oysa, taraf teşkilinin sağlanması dava şartlarından olup, bu koşul yerine getirilmeden davanın esasına girilmesi hukuken mümkün bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; Mahkemece davacıya, ...Köyü Tüzel Kişiliği’ne de davasını yöneltmesi için süre ve imkan tanınmalı, taraf teşkilinin sağlanması halinde köy tüzel kişiliğinin savunma ve delilleri sorulmalı, bildirdiği takdirde delilleri toplanmalı, bundan sonra tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Öte yandan, tescil davalarında TMK'nın 713/4. ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli yerel ve gazete ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması, yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi gerektiği halde Mahkemece, bu hususların göz ardı edilmesi de isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
KANUN YOLU: TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., ...Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında yol olarak tescil harici bırakılan taşınmazın, kendisi adına kayıtlı bulunan 129 ada 4 parsel ve 130 ada 1 parsel sayılı taşınmazların devamı olduğu iddiasıyla (irsen intikali taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak) adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne 15.04.2016 tarihli fen bilirkişi raporunda yeri işaretlenen 93,44 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün tarla vasfıyla davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 4721 sayılı TMK'nın 713/1., 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan, tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. TMK'nın 713/3. maddesi uyarınca, bu nitelikteki davalarda Hazine ve ilgili Kamu Tüzel Kişiliğine birlikte husumet yöneltilmesi zorunludur. Yasal hasım konumundaki tüzel kişiler davaya dahil edilmeden yargılamaya devamla hüküm kurulması mümkün değildir. Somut olayda dava, Hazine aleyhine açılmış olup, ilgili kamu tüzel kişisi olarak Kabakboğazı Köyü Tüzel Kişiliği’nin de davada taraf olması gerektiği halde, mahkemece bu husus göz ardı edilerek, usulünce taraf teşkili sağlanmaksızın davanın esasına ilişkin hüküm kurulmuştur. Oysa, taraf teşkilinin sağlanması dava şartlarından olup, bu koşul yerine getirilmeden davanın esasına girilmesi hukuken mümkün bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; Mahkemece davacıya, ...Köyü Tüzel Kişiliği’ne de davasını yöneltmesi için süre ve imkan tanınmalı, taraf teşkilinin sağlanması halinde köy tüzel kişiliğinin savunma ve delilleri sorulmalı, bildirdiği takdirde delilleri toplanmalı, bundan sonra tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Öte yandan, tescil davalarında TMK'nın 713/4. ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli yerel ve gazete ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması, yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi gerektiği halde Mahkemece, bu hususların göz ardı edilmesi de isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.