16. Hukuk Dairesi 2020/105 E. , 2020/111 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

16. Hukuk Dairesi 2020/105 E. , 2020/111 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 352 ada 6 parsel sayılı 6.164,78 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı şerhi yazılarak bahçe vasfıyla Hazine adına tespit edildikten sonra, İstanbul Anadolu 2. Kadastro Mahkemesi’nin 2013/208-2014/232 Esas, Karar sayılı kesinleşmiş ilamı ile beyanlar hanesine ayrıca 'Taşınmazın 08.09.2014 tarihli bilirkişi raporunda 16 özel parsel numaralı 148,83 metrekare yüzölçümlü kısmının ...'ın, 26 özel parsel numaralı 359,79 metrekare yüzölçümlü kısmının...'ün, 39 özel parsel numaralı 283,09 metrekare yüzölçümlü kısmının ...'un, 46 özel parsel numaralı 330,48 metrekare yüzölçümlü kısmının ...'in, 48 özel parsel numaralı 245,64 metrekare yüzölçümlü kısmının...'ın, 49 özel parsel numaralı 231,55 metrekare yüzölçümlü kısmının ...'ın fiili kullanımda bulunduğu' şerhi yazılarak 6.482,14 metrekare yüzölçümü ile tesciline karar verilmiştir. Davacılar ..., ... ve ..., çekişmeli taşınmazın farklı bölümlerinin kendi fiili kullanımlarında bulunduğu iddiasıyla ayrı ayrı dava açmışlardır. Mahkemece, davaların birleştirilmesi suretiyle yapılan yargılama sonunda davaların reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... ile davacılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 352 ada 6 parsel sayılı taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine 2/B şerhi verilerek kullanıcı belirtilmeksizin Hazine adına tespit edilmiş olup, eldeki dava Hazineye husumet yöneltilerek açılmıştır. Ancak, karar tarihinden önce İstanbul Anadolu 2. Kadastro Mahkemesi’nin 05.11.2014 tarih ve 2013/208-2014/232 Esas, Karar sayılı ilamı ile, çekişmeli taşınmazın bazı bölümlerinin ..., ..., ..., ..., ... ve ...’ın kullanımında bulunduğunun şerhine karar verilmiş ve bu karar 11.03.2015 tarihinde kesinleşerek tapu kaydına işlenmiştir. Bu duruma göre, davacılar tarafından dava konusu edilen taşınmaz bölümleri ile İstanbul Anadolu 2. Kadastro Mahkemesi'nin 2013/208 Esas, 2014/232 Karar sayılı ilamıyla kullanım şerhi verilen bölümlerin çakışıp çakışmadığı tespit edilerek, çakışan kısımlarda lehine şerh verilen kişilerin davaya dahil edilmesi gerektiği mahkemece gözden kaçırılmıştır. Ayrıca karar tarihinden sonra İstanbul Anadolu 1. Kadastro Mahkemesi’nin 27.12.2017 tarih 2015/12-2017/104 Esas, Karar sayılı ilamı ile, dava konusu taşınmazın bazı bölümlerinin...ve ...’ın; İstanbul Anadolu 13. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 13.12.2016 tarih 2015/65-2016/258 Esas, Karar sayılı ilamı ile de dava konusu taşınmazın bir bölümünün ...’ün kullanımında bulunduğuna dair şerh verilmesine karar verildiği ve verilen kararların kesinleşerek tapu kaydına işlendiği anlaşılmakta olup, söz konusu mahkeme kararlarıyla kullanıcı şerhi verilen bölümlerin dava konusu bölümlerle çakışıp çakışmadığının belirlenmesi ve çakışan bölümlerde lehine kullanıcı şerhi verilen kişilerin davaya dahil edilmeleri gerekmektedir. Taraf teşkilinin sağlanması dava şartlarından olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında re'sen göz önünde bulundurulmalıdır. Bu koşul yerine getirilmeden davanın esasına ilişkin hüküm kurulması hukuken mümkün bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle, fen bilirkişisine davacılar ..., ... ve ... tarafından dava konusu edilen taşınmaz bölümleri ile hükmen kullanım şerhi verilen taşınmaz bölümleri aynı kroki üzerinde işaretletilerek, çakışan bölümlerin kullanıcılarının davaya dahil edilmeleri için davacılara süre ve imkan tanınmalı, bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması halinde dahili davalılardan savunma ve delilleri sorulmalı, sunmaları halinde delilleri toplanmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılıp yöntemince taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilerek hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı ... ile davacılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.01.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.





Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön