1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

16. Hukuk Dairesi 2016/10488 E. , 2020/21 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
16. Hukuk Dairesi 2016/10488 E. , 2020/21 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, ... Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 104 ada 387 parsel sayılı 10.207.262,54 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, mera vasfıyla sınırlandırılmak suretiyle tespit edilmiştir. Davacılardan ..., satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanarak; ..., ..., ... ve müşterekleri ve ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanarak ... ise, vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanarak; dava konusu taşınmazın bir bölümünün adlarına tescili istemiyle ayrı ayrı dava açmışlardır. Yargılama sırasında müdahil ..., miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanarak davaya katılmıştır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davacı ... müdahil davacı ..., davacı ... ve davacı ...'ın davasının reddine, davacı ...'ın davasının kabulüne, davacılar ... ve müştereklerinin davasının kısmen kabulüne, dava konusu 104 ada 387 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptaline, taşınmazın 02.11.2015 havale tarihli teknik bilirkişi ek raporunda (G) harfi ile gösterilen 224.627,55 metrekarelik bölümünün 'arsa' vasfıyla ve eşit hisselerle ..., ..., adlarına; (C) harfi ile gösterilen 7.834,00 metrekarelik bölümünün 'ev, ahır ve arsası' vasfıyla ... adına; (B) harfi gösterilen 8.101,21 metrekarelik bölümünün 'ev, ahır ve arsası' vasfıyla ... adına; (E) harfi ile gösterilen 3.814,58 metrekarelik bölümünün 'ev ve arsası' vasfıyla ... adına, (F) harfi ile gösterilen 2.137,72 metrekarelik bölümünün 'çayır' vasfıyla ... adına; (K1) harfi ile gösterilen 9.706,16 metrekarelik bölümünün 'ev, ahır ve arsası' vasfıyla ... adına, (K2) harfi ile gösterilen 8.654,02 metrekarelik bölümünün 'ev, ahır ve arsası' vasfıyla ... adına; (L) harfi ile gösterilen 2.063,56 metrekarelik bölümünün 'arsa' vasfıyla ... adına tesciline, taşınmazın kalan bölümünün 'mera' vasfı ile sınırlandırılarak özel siciline yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davacılardan ..., davacılardan ... mirasçılarından ..., davacı ..., davacı ..., müdahil davacı ..., davalı ... vekili ile ... adına köy halkından... ve müşterekleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-... Köyü Tüzel Kişiliği halkından ... ve müştereklerinin temyiz itirazı incelendiğinde; adı geçenlerin, dava konusu taşınmazda tespit maliki olmadıkları gibi bu parsel hakkında tespite karşı açılmış bir davaları ya da açılan davaya müdahil olarak katılımlarının bulunmadığı, köy halkından kişilerin köy adına, kararı temyiz etme yetkisinin de bulunmadığı anlaşıldığına göre, adı geçenlerin temyiz inceleme istemlerinin ayrı ayrı REDDİNE,
2- Davacılardan ..., davacılardan ... mirasçılarından ..., davacı ..., davacı ..., müdahil davacı ... ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde ise; Mahkemece, dava konusu 104 ada 387 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A1) ve (A2) harfi ile gösterilen bölümlerinde davacı ..., (D) harfi ile gösterilen bölümünde ... ve müşterekleri, (G) harfi ile gösterilen bölümünde ..., (M1), (M2), (M3) ve (M4) harfleri ile gösterilen bölümlerinde ..., (H1) ve (H2) harfleri ile gösterilen bölümlerinde ... lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı; taşınmazın aynı raporda (B), (C), (E), (F), (G), (K1), (K2) ve (L) harfi ile gösterilen bölümlerinde ise davacılar ... ve müşterekleri lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu ve söz konusu taşınmaz bölümlerinin mera vasfında olmadığı kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Temyize konu taşınmaz, 1963 yılında toprak tevzi komisyonunca düzenlenen mera haritasının kapsamında kaldığı belirtilerek mera olarak sınırlandırılmıştır. Mahkemece, davacıların toprak tevzi çalışmalarından önce taşınmaz bölümleri üzerinde kullanımlarının bulunup bulunmadığı net bir şekilde belirlenmediği gibi, toprak tevzi çalışmalarının yapıldığı 1963 yılından 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğrafları dosya arasına alınmak suretiyle, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden taşınmazın kullanım durumu ve niteliğini kesin olarak belirleyen bilimsel verilere dayalı gerekçeli rapor alınmamıştır.
Hal böyle olunca; sağlıklı sonuca varılabilmesi için, öncelikle temyize konu taşınmazda toprak tevzi çalışmasının yapıldığı 1963 yılından 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğrafları getirtilmek suretiyle dosya ikmal edilmeli, davacı tarafın nizalı taşınmaz bölümlerinin kullanım süresi ve şekline ilişin iddia ve taleplerinin ne olduğu açıklattırılmalı, daha sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu, aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ve teknik hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında davacılardan, taşınmaz üzerindeki kullanımlarının hangi tarihte başladığı sorulup saptanmalı; yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, taşınmazın nizalı bölümlerinin kime ait olduğu, öncesinde kim tarafından kullanıldığı, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; toprak tevzi komisyonu evrakı ve haritası mahallinde uygulanmalı; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; dinlenen bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; tespite aykırı sonuca ulaşılması halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilmeli; nizalı taşınmaz bölümleri ile taşınmazın kalan bölümü arasında doğal ya da yapay ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı hususlarındaki hakim gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmalı; davacıların nizalı taşınmaz bölümlerine ilişkin kullanım iddiası toprak tevzi çalışmasından öncesine ilişkin ise, yapılacak inceleme sırasında taşınmazın önceki niteliğinin, davacının kullanım şekli ve süresinin tespitine çalışılmalı; ziraat bilirkişi kurulundan, nizalı taşınmaz bölümleri ile taşınmazın kalan bölümünün önceki ve şimdiki niteliği, kamu orta malı niteliğinde mera olup olmadığı ya da meradan açılıp açılmadığı, taşınmaz üzerinde ekonomik amaca uygun bir zilyetlik bulunup bulunmadığı, bulunmakta ise zilyetliğin hangi tarihten beri ve ne şekilde sürdürüldüğü, taşınmazın nizalı bölümleri ile geri kalan bölümler arasında toprak yapısı ve bitki örtüsü bakımından fark bulunup bulunmadığı hususlarında bilimsel verilere dayalı gerekçeli rapor alınmalı; teknik bilirkişiden toprak tevzi haritası ile kadastro paftasının ölçekleri eşitlenip çakıştırılmak suretiyle taşınmazın her iki haritadaki konumlarını gösterir şekilde rapor ve kroki alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde inceleme yaptırılarak, taşınmazın nizalı bölümleri ile kalanının, adı geçen hava fotoğraflarının çekildiği tarihlerdeki niteliğini ve kullanım şeklini açıklayan ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli, taşınmazın nizalı bölümleri ve çevresinin yakın plan panoramik fotoğrafları çektirilip fotoğraflar üzerinde taşınmaz bölümlerinin sınırları kabaca işaretlenmeli; taşınmazın toprak tevzi komisyonu mera tahsis kararının kapsamında kalması ve zilyetliğin sonraya ilişkin olması halinde veya zilyetlik önceye ilişkin olmakla beraber taşınmazın tahsisten önceki niteliğinin kadim mera olması halinde Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmeli; kadim mera olmadığının anlaşılması halinde ise tevzi tarihine kadar 3402 sayılı Yasa’nın 14. ve 46/1. maddelerinde sözü edilen zilyetlikle iktisap koşullarının davacılar lehine gerçekleşip gerçekleşmediği saptanıp, toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.01.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.