17. Hukuk Dairesi 2016/4075 E. , 2018/12151 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma maddi tazminatı ile manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... Sigorta A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili; 06/12/2012 tarihinde davalıların sürücüsü-maliki ve zorunlu trafik sigortacısı olduğu aracın sürücü muris sevk ve idaresindeki motorsikletin arka kısmına çarpması sonucu murisin hayatını kaybettiğini, müvekkillerinin murisin babası ve kardeşleri olduğunu, davalı ... tarafından 17.056,20 TL ödeme yapıldığını ancak bu ödemenin yetersiz olduğunu beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 45.000,00 TL manevi tazminatın davalı ...’ten kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle; 30.000,00 TL maddi tazminatın davalı ... için ihbar tarihinden itibaren ticari reeskont faizi ile diğer davalıdan kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsilini talep etmiş, 10.7.2013 tarihli dilekçesiyle maddi tazminat taleplerini davacı baba ... için 25.000,00 TL, davacı kardeş ... için 1.000,00 TL, diğer davacı kardeşler için ayrı ayrı 2.000,00’er TL olarak açıklamış, yargılama sırasında davalı ... yönünden maddi ve manevi tazminat davasından feragat etmiş, ıslah dilekçesiyle maddi tazminat talebini davacı ... bakımından 64.302,14 TL’ye yükseltmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; ... hakkında açılan maddi ve manevi tazminat davalarının feragat nedeniyle reddine; davacılardan ...'ın davalı ... Sigorta AŞ hakkında açtığı maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 47.245,94 TL tazminatın 14/05/2013 tarihi itibariyle işleyecek Merkez Bankasının kısa vadeli kredilerde uygulamakta olduğu reeskont avans faizi ile birlikte davalı ... şirketinden alınarak davacı ...'a verilmesine; davacılar ...,...,... 'ın davalı ... şirketinden maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile davalı ... Sigorta A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacılar vekili ve davalı ... Sigorta A.Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi ile işletene, sorumluluklarının sağlanması amacıyla zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırma yükümlülüğü getirilmiştir. Aynı yasanın 85. maddesi ile aracın işletilmesi sırasında 3. şahısların bedeni ve maddi zarara uğratılmasından işleten doğrudan sorumlu tutulmuş, 97. madde gereğince de zarara neden olan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısına da zarar görenin doğrudan talep ve dava hakkı bulunduğu belirtilmiştir. Ancak, zorunlu trafik sigortacısının zarardan sorumluluğu 93. madde gereğince belirlenen ve poliçede belirtilen teminat miktarı ile sınırlıdır. İşleten ve zorunlu trafik sigortacılarının 3. kişilere karşı sorumluluklarının niteliği ise, kanundan doğan müteselsil sorumluluk olup, 6098 sayılı TBK’nın 163/1. (mülga TBK 142/1) maddesi gereğince alacaklı, borcun tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebilir. Borçluların sorumluluğunun, borcun tamamı ödeninceye kadar devam edeceği de 6098 sayılı TBK’nın 163/2. (mülga TBK 142/2) maddesi gereğidir. 6098 sayılı TBK’nın 164. (mülga TBK 143) maddesine göre müteselsil borçlulardan biri, alacaklıya karşı, ancak onunla kendi arasındaki kişisel ilişkilerden
veya müteselsil borcun sebep ya da konusundan doğan def’i ve itirazları ileri sürebilir. Müteselsil borçlulardan biri ortak def’i ve itirazları ileri sürmezse, diğerlerine karşı sorumlu olur. Bunun yanında 6098 sayılı TBK’nın 166. (mülga TBK 145) maddesine göre, borçlulardan biri, ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmişse, bu oranda diğer borçluları da borçtan kurtarmış olur. Borçlulardan biri, alacaklıya ifada bulunmaksızın borçtan kurtulmuşsa, diğer borçlular bundan, ancak durumun veya borcun niteliğinin elverdiği ölçüde yararlanabilirler. Alacaklının borçlulardan biriyle yaptığı ibra sözleşmesi, diğer borçluları da ibra edilen borçlunun iç ilişkideki borca katılma payı oranında borçtan kurtarır. Yine 6098 sayılı TBK’nın 168/2.(mülga TBK 147/2) maddesine göre de, alacaklı diğerlerinin zararına olarak borçlulardan birinin durumunu iyileştirirse, bunun sonuçlarına katlanır.
Somut olayda; davacılar vekili tarafından, zarardan müteselsilen sorumlu olan araç maliki (aynı zamanda sürücü) ve aracın zorunlu trafik sigortacısına karşı dava açılmış; dava devam ederken davacılar vekili tarafından hiçbir alacak, tazminat almadan, zarar karşılanmadan, ibra sözleşmesi imzalanmadan sadece davalı malik-sürücü ... yönünden davadan feragat edildiği bildirilmiş, mahkemece davalı ... yönünden maddi ve manevi tazminat davasının reddine, davalı zorunlu trafik sigorta şirketi yönünden davacı ... ’un davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu durumda yukarıdaki açıklamalar ışığında davacıların hiçbir ödeme almadıklarını belirterek sadece davalı ... yönünden davadan feragat etmesinin, diğer davalı ... şirketine sirayet edip etmeyeceği ve davadan feragatin davalı ... şirketinin durumunu ağırlaştırıp ağırlaştırmayacağı üzerinde durulması gerekirken, bu husus hiç tartışılıp değerlendirilmeden davacı ... için yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Kabule göre de;
a)Bir insanın ölümü hukuki anlamda bir zarar olmamakla beraber, bu yüzden yine de bazı zararlar meydana gelmiş olabilir. İşte BK'nın 45/II. maddesinin (6098 sayılı TBK m. 53) öngörmüş olduğu hal, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktadır. Bu hükme göre, ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak, sorumludan isteyebilirler. Buna “destekten yoksun (muinden mahrum) kalma tazminatı” denir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK'nın 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.
Destekten yoksunluk zararının hesabında müteveffanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır.
Somut olayda davacılar tarafından desteğin ölmeden önce ...,... isimli işyerinde imalat bölümünde çalıştığı iddia edilmiş, mahkemece bu konuda araştırma yapılmamış, hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda desteğin gelirine yönelik dosyada delil bulunmadığından asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmıştır. Eksik inceleme ile karar verilemez. Bu durumda mahkemece desteğin 06/12/2012 kaza tarihine kadarki bordroları ilgili yerden temin edilerek hesaplama yapılması için ek rapor aldırılıp sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi doğru değildir.
b) 2918 sayılı KTK'nın 111. maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasada belirtilen 2 yıllık süre, hak düşürücü süre olup mahkemece re'sen dikkate alınması gerekir.
Somut olay nedeniyle davalı ... tarafından davacılara davadan önce 14.5.2013 tarihinde ödeme yapılmış, taraflar arasında 7.5.2013 tarihli ibraname imzalanmıştır. Eldeki tazminat davasının 30.5.2013 tarihinde açılmış olmasına göre, KTK'nın 111. maddesinde öngörülen 2 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmediği görülmektedir.
Mahkemece davalı ... tarafından dava tarihinden önce davacıya yapılan ödeme güncellenmeden tenzil edilmiştir. Oysa, davalı ... şirketince yapılan ödemeyi destek tazminatı hesabı yapılmadan önce alan davacı, hesap tarihine kadar geçen süre nedeni ile aldığı paranın yasal faizi kadar kazanım elde etmiştir. Zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davacıya yapılan ödemenin,
ödeme günü ile destek tazminatının hesaplandığı güne kadar geçen süredeki işlemiş yasal faizinin de ödeme tutarı ile birlikte hesaplanan işgöremezlik tazminatından indirilmesi gerekir.
Bu durumda; yukarıdaki açıklamalar ışığında destek tazminatı öncelikle ödeme tarihindeki verilere göre hesaplanmalı, ödenmesi gereken miktarla ödenen miktar arasında KTK'nın 111. maddesinde belirtildiği şekilde fahiş bir fark olup olmadığı değerlendirilmelidir. Şayet ödenmesi gereken maluliyet tazminatı ile ödenmiş olan miktar arasında fahiş fark olduğu saptanırsa, davacı tarafından daha önce verilen ibranamenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilerek, rapor tarihindeki verilere göre hesaplanan tazminat tutarından, davalı ... tarafından yapılan ödemelerin güncellenerek düşülmesi sonucunda oluşan duruma göre (temyiz eden davalı ...Sigorta A.Ş. lehine oluşan kazanılmış haklar gözetilerek) karar verilmesi gerekirken, bu açıklamalara göre hesaplama yapmayan bilirkişi raporu hükme esas alınarak, mahkemece hükmün gerekçesinde ödeme tarihi ile dava tarihi arasında geçen süre dikkate alındığında sigorta şirketince yapılan ödemenin güncellenmediği şeklindeki yerinde olmayan gerekçeyle yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
c) Zarara neden olan davalıların maliki ve zorunlu trafik sigortacısı olduğu aracın maliki/işleteni tacir olmayıp araç hususi otomobildir. Bu durumda mahkemece temerrüt faizi olarak yasal faize hükmedilmesi gerekirken avans faizine hükmedilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekili ve davalı ... Sigorta A.Ş. vekilinin yerinde görülmeyen sair itirazlarının reddine, (2), (3-b-c) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ... Sigorta A.Ş vekilinin, (3-a) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile davacı Yusuf hakkındaki maddi tazminat hükmünün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalı ... Sigorta A.Ş'ye geri verilmesine 12/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
17. Hukuk Dairesi 2016/4075 E. , 2018/12151 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 33 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat