1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

17. Hukuk Dairesi 2017/2771 E. , 2019/11662 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
17. Hukuk Dairesi 2017/2771 E. , 2019/11662 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
MAHKEMESİ : Kadıköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili (birleşen dava yönünden) ve asıl davada davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkiline ait, davalıya kasko sigortalı ... plakalı aracın tek taraflı kaza sonucu hasarlandığını, araçtaki hasarın mahkeme aracılığı ile tespit edildiğini, başvuruya rağmen davalı sigorta şirketi tarafından zararın karşılanmadığını belirterek 20.000,00 TL hasar bedeli ile 600,00 TL tespit masrafının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleştirilen davada davacı vekili, müvekkilinin ... plaka sayılı aracını, davalı ... Otomotiv İletişim Tic.Ltd.Şti'nden satın aldığını, satın aldığı tarihten itibaren fren ve ABS sisteminde meydana gelen arıza nedeniyle 6 kez servise götürdüğünü, arka fren disklerinin 4 kez değiştirildiğini, son bakımda da arızanın giderilemediğini, ABS lambasının devamlı yandığını, onarım hakkını 6 kez kullanmasına rağmen bir yıl içinde arızanın giderilemediğini, son 9 ay içerisinde arızanın ikiden fazla tekrarlaması nedeniyle öncelikle araç bedeli 29.920,44 TL'nin fatura tarihi olan 05.12.2008 tarihinden itibaren davalılardan müştereken ve müteselsilen ticari faizi ile birlikte tahsiline, terdiden aracın 0 km yenisi ile değiştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... Sigorta AŞ vekili, kazanın araçtaki üretim hatasından kaynaklanan teknik sorun nedeniyle meydana geldiğini, bu nedenle rizikonun teminat kapsamında olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... Motorlu Araçlar İmal ve Satış AŞ vekili, müvekkili şirketin aracın üreticisi olmadığını, husumet yöneltilemeyeceğini, araçta meydana gelen arızaların kullanım şartlarından kaynaklandığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... Otomotiv İletişim Tic.Ltd.Şti., davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, Dairenin 12.01.2015 tarih ve 2013/11488 esas, 2015/167 karar sayılı bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, asıl davanın kabulü ile 20.000,00 TL'nin 17.03.2010 temerrüt tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacıya ait araç hurdasının davalıya bırakılmasına, araca ait trafikten çekme belgeli hurda tescil belgesinin davalıya teslimine; birleşen davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili (birleşen dava yönünden) ve asıl davada davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içeriğine, bozmaya uygun karar verilmiş olmasına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacı vekilinin tüm, asıl davada davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair, temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Asıl dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının B.3.3.1 maddesine göre sigortacı, hasar miktarına ilişkin belgelerin kendisine verilmesinden itibaren en geç 15 gün içinde gerekli incelemeleri tamamlayıp hasar ve tazminat miktarını tespit edip, sigortalıya bildirmek zorundadır. Sigorta alacağı hasara ilişkin belgelerin sigortacıya tesliminden 15 gün sonra muaccel olur. Olayın sigortacıya ihbarı üzerine en geç 15 gün içinde sigorta eksperi tarafından gerçek zararın tespitinden sonra sigorta şirketinin sigorta teminatını ödeme yükümlülüğünün doğduğunun kabulü gerekir.
Somut olayda, asıl davada davaya konu riziko 07.03.2010 tarihinde meydana gelmiş ve ekspertiz raporuna göre riziko 09.03.2010 tarihinde davalı sigortacıya ihbar edilmiştir. Bu durumda mahkemece ihbar tarihi olan 09.03.2010 tarihine 15 gün ilave edilerek 25.03.2010 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, 17.03.2010 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru değil, bozma sebebi ise de; bu konudaki yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 Sayılı HMK'nın geçici 3/2 maddesi delaletiyle, mülga 1086 Sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi uyarınca asıl davadaki hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, asıl dava davalısı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl dava davalısı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile asıl davada (1) nolu hüküm fıkrasındaki '17/03/2010' ibaresinin çıkartılarak yerine '25/03/2010' ibaresinin yazılmasına ve asıl davadaki hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 13,00 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl davada davalı sigorta şirketine geri verilmesine 09/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.