17. Hukuk Dairesi 2019/1560 E. , 2019/11931 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

17. Hukuk Dairesi 2019/1560 E. , 2019/11931 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkilinin yolcusu olduğu, davalıya trafik sigortalı aracın tek taraflı kazasında yaralandığını ve malul kaldığını, sürekli olarak başkasının bakımına muhtaç kaldığını açıklayıp bakıcı gideri tazminatı talebinde bulunmuştur.
Davalı vekili, zamanaşımı def'inde bulunarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre davanın kabulü ile 40.000,00 TL'nin tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dava trafik kazası nedeni ile cismani zarara dayalı bakıcı gideri tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı vekili, gerçekleşen kazada müvekkilinin yaralandığını, tedavisinin uzun süre devam ettiğini, tedavileri sonucunda %100 oranında malul kaldığını, sürekli olarak başkasının bakımına muhtaç olduğunu açıklayıp tazminat talebinde bulunmuş, dava ilk olarak ticaret mahkemesinde açılmış, ticaret mahkemesince dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeksizin görevsizlik kararı verilmiş, görevsizlik kararına ilişkin gerekçeli karar davalıya tebliğ edilmemiştir. Anılan karara karşı davacı vekilince temyiz yoluna başvurulmuş, temyiz dilekçesi, ve Yargıtay bozma ilamı davalı vekiline tebliğ edilmiştir. Bozma ilamına uyulmasından sonra yapılan yargılamada ön inceleme duruşma tutanağı ve aldırılan bilirkişi raporları davalı vekiline tebliğ edilmiş, davalı vekili aşamalardaki savunmalarında; dava dilekçesinin tebliğini talep ederek, savunma haklarını saklı tuttuklarını bildirmiştir. Yine yargılama sırasında aldırılan maluliyet raporunun davalı vekiline tebliği üzerine davalı vekili, maluliyet raporuna itirazlarını da içeren 12.02.2016 tarihli dilekçesi ile zamanaşımı definde bulunmuştur.
Yargılama sırasında ileri sürülen zamanaşımı defi hususunda mahkemenin olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gereklidir. Somut olayda mahkemenin anılan savunma üzerinde durularak yaralanmanın niteliği ve kazada başkaca yaralı veya ölü olup olmadığına göre uygulanması gereken zamanaşımı süresinin tespiti gerekirken bu savunma üzerinde durulmayarak zamanaşımı defi konusunda olumlu/olumsuz karar verilmediği anlaşılmaktadır.
Somut olayda kaza 10.11.2004 tarihinde gerçekleşmiş, dava ise 10.06.2014 tarihinde açılmıştır.
Bazı hallerde, zararın öğrenilmesi, onun kapsamının değil, varlığının öğrenilmesi anlamındadır, zararın varlığı, niteliği ve esaslı unsurları hakkında bir dava açmaya, o davayı ciddi ve objektif bir şekilde desteklemeye, gerekçelerini göstermeye elverişli yeterli hal ve şartların öğrenilmesi, zararın öğrenilmiş sayılması için yeterlidir.
Buna karşılık ortaya çıkan zarar, kendi özel yapısı içerisinde, sonradan değişme eğilimi gösteriyor, kısaca, zararı doğuran eylem veya işlemin doğurduğu sonuçlarda (zararın nitelik veya kapsamında) bir değişiklik ortaya çıkıyor ise, artık 'gelişen durum' ve dolayısıyla, gelişen bu durumun zararın nitelik ve kapsamı üzerinde ortaya çıkardığı değişiklikler söz konusu olacaktır. Böyle hallerde, zararın kapsamını belirleyecek husus, gelişmekte olan bu durumdur ve bu gelişme sona ermedikçe zarar henüz tamamen gerçekleşmiş olamayacağı için zamanaşımı süresi bu gelişen durumun durduğunun veya ortadan kalktığının öğrenilmesiyle birlikte işlemeye başlayacaktır. (HGK, 15.11.2000 gün ve: 2000/21-1609 K: 2000/1699, 4.HD 13.05.1980 gün ve 1980/3493-6206 sayılı; 26.01.1987 gün, 1986/7532 esas, 1987/485 karar sayılı kararı).
Gelişen durumun varlığı halinde gelişen durumun sona ermesinden itibaren zamanaşımı süresi içinde dava açılması gerekir. Gelişen durum; olay sonucu meydana geldiği halde, başlangıçta bilinen yaralanmalar dışında, sonradan ortaya çıkan veya gelişen, olaya bağlı vücut bütünlüğünü bozan sonuçlar olarak tanımlanabilir. Gelişen durumun olup olmadığı ise her olaya özgü olarak kanıtlara göre değerlendirilir.
Davacıdaki yaralanmanın hangi tarihte tedaviyle tamamen sona erdiği, bu yaralanmadan dolayı gelişen bir durum olup olmadığı, varsa hangi tarihte gelişen durumun sona erdiği; diğer bir anlatımla, daimi iş gücü kaybının kesin olarak belirlenebilmesi için tedavilerinin ne zaman sona ereceği ve kesin maluliyet oranının hangi tarihte belirlenebileceğinin zamanaşımı tarihinin başlangıç tarihinin tespiti açısından önemlidir.
Mahkemece davacının tedavisine ilişkin tüm belgeler getirtilerek, davacının yaralanması nedeniyle tedavileri tamamlanarak hangi tarihte sağlığına kavuşmuş sayılacağı, gelişen bir durum bulunup bulunmadığı,tedavilerinin ne zaman sona ereceği, vücut çalışma gücü kaybının hangi tarihte kesin olarak belirlenebilir duruma geldiği konusunda rapor alınmalıdır. Mahkemece bu hususta gerekli araştırmalar yapıldıktan sonra gelişen durumun varlığı olup olmadığı da dikkate alınarak zamanaşımı süresinin dolup dolmadığının tartışılmak ve zamanaşımı defi hakkında olumlu/olumsuz bir karar verilmek üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Bozma ilamının neden ve şekline göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 25,20 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 12/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön