17. Hukuk Dairesi 2016/11462 E. , 2019/10060 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

17. Hukuk Dairesi 2016/11462 E. , 2019/10060 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki tazminat ve menfi tespit davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı ... Bankası A.Ş. vekili ile davalı ... Hayat ve Emeklilik A.Ş. vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Asıl davada, davacı vekili; davacı murisi...'ın davalı bankadan iki ayrı kredi çektiğini ve bu krediler nedeniyle hayat sigorta poliçesi düzenlendiğini, poliçelerin süresi içinde sigortalının öldüğünü, kalan banka kredisinin sigorta tarafından ödenmesi gerektiğini belirterek bakiye kredi borçlarından sigortacının sorumlu olduğu ve davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine, krediler sigorta teminatında olduğundan murisin ödediği kredi bedellerinin yasal faiziyle iadesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL. vefat tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 02.05.2013 tarihli harçlandırılmış dilekçesiyle, krediler nedeniyle murisin bankaya ödediği toplam 26.000,00 TL'nin yasal faiziyle birlikte davalı bankadan tahsiline, bakiye kredi borcundan sorumlu olmadığının tespitine ve iki krediden kaynaklanan vefat tazminatı olarak 10.000,00 TL'nin davalı bankadan tahsilini talep etmiştir.
Birleşen davada, davacı vekili; davacı murisi tarafından kullanılan 35.000,00 TL'lik kredi nedeniyle davalı tarafından hayat sigorta poliçesi düzenlendiğini, poliçe süresi içinde ölüm gerçekleştiğinden davalının kalan kredi borcunu kapatmak zorunda olduğunu, muris tarafından kredi nedeniyle 17.325,32 TL. ödendiğini, kalan kredi borcu için yapılan icra takibine davacının taahhütte bulunup ödeme yaptığını belirterek 17.325,32 TL. ile davacının icra dosyasına ödediği şimdilik 25.000,00 TL. bakiye kredi tutarlarının ölüm ve ödeme tarihlerinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, ölümün gerçekleştiği 2012 yılı için primi ödenmiş poliçe bulunmadığından zarardan sorumlu olmadıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davalı ...Ş. yönünden davanın açılmamış sayılmasına; 4.816,90 TL'lik sigorta tazminatından birleşen dosya davalısı ...Hayat Emeklilik A.Ş. davalı Banka şubesine karşı sorumlu olmakla, davacının bu kısım için davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine; 17.325,32 TL'lik fark sigorta tazminatının, riziko tarihi olan 16.05.2012'den işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline ve davacıya verilmesine, fazla isteğin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... Bankası A.Ş. vekili ile davalı ... Hayat ve Emeklilik A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Asıl dava, krediye bağlı hayat sigorta poliçesi nedeniyle tazminat ve menfi tespit; birleşen dava ise, krediye bağlı hayat sigorta poliçesi nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Davalı banka ile davacı murisi... arasında 19.11.2009 tarihli, 5 yıl vadeli, 35.000,00 TL. bedelli tarımsal kredi sözleşmesi imzalanmış; sigortalı muris için davalı ... Hayat ve Emeklilik A.Ş. grup sigorta sertifikası ile 1.575,11 TL. primli ve 01.01.2010- 31.12.2010 vadeli hayat sigortası yapılmış; yine, 1.946,23 TL. primli ve 01.01.2011- 31.12.2011 vadeli hayat sigortası yapılmış; 2012 yılı için herhangi bir hayat sigorta sertifikası düzenlenmemiş ve davacı yakını 16.05.2012 tarihinde vefat etmiştir.
Davalı banka ile davacı murisi... arasında imzalanan tarımsal kredi sözleşmesinin 12/1. maddesinde 'müşteri, ...kredi tamamen tahsil ve tasfiye oluncaya kadar sigorta işlemlerinin yaptırılmasında bankanın yetkili olduğunu ve bu nedenle yapılan her türlü masrafı ödemeyi veya hesabına borç yazılmasını kabul ve taahhüt eder' düzenlemesine; 12/2. maddesinde 'müşteri, süreleri biten sigorta poliçelerinin 1. bent esasları dahilinde yenilettirileceğini; bu hususta bankanın bir mecburiyeti bulunmadığını, sigortanın yenilenmemesi ya da hiç yaptırılmamasından dolayı bankanın sorumlu tutulamayacağını kabul ve taahhüt eder' düzenlemesine; 12/6. maddesinde ise 'müşteri, bankaca uygun görüldüğü takdirde hayat sigortası yaptırmaya bankanın yetkili olduğunu,... süresi biten sigorta poliçelerini 12/2 madde esasları dahilinde yenilettirmeyi, bu hususun banka için bir mecburiyet teşkil etmeyeceğini kabul ve taahhüt eder' düzenlemelerine yer verilmiştir.
Davalı tarafın savunması, ölüm rizikosunun gerçekleştiği 2012 yılı için, davacı murisinden primi tahsil edilerek düzenlenmiş poliçe bulunmadığı yönündedir. Mahkeme tarafından benimsenen 30.10.2014 tarihli kök ve 17.12.2015 tarihli ek bilirkişi raporlarında ise, davacı murisinin davalı banka nezdinde bulunan maaş hesabından 2012 yılının Ocak ayında kesilen hayat sigortası priminin anılan yıla ilişkin poliçe prim bedeli olduğu; bu yıla ilişkin prim tahsilatı yapıldığı halde sigorta poliçesi düzenlenmeyişinde, davalı banka ve sigorta şirketinin % 50'şer oranında kusurlu oldukları yönünde görüş bildirildiği görülmektedir.
Hazine Müsteşarlığı'nın 17.01.2009 tarih ve 27113 sayılı Resmi Gazete'de yayımladığı Bireysel Kredilerle Bağlantılı Sigortalar Uygulama Esasları Yönetmeliği'nin Zorunlu sigortalar başlıklı 5/2. maddesinde 'Zorunlu sigortalarda, kredi süresi içerisinde yenileme sorumluluğu kredi kullanana, yenilemeye ilişkin bildirim yapma ve bilgilendirme sorumluluğu ise kredi kuruluşuna aittir' düzenlemesi; 6/2. maddesinde ise, 'İhtiyari sigortalarda kredi süresi içerisinde yenileme sorumluluğunun kredi kullanana, yenilemeye ilişkin bildirim yapma ve bilgilendirme sorumluluğunun ise kredi kuruluşuna ait olacağı' düzenlenmesi yer almaktadır.
Davacı murisi tarafından kullanılan tarımsal krediye bağlı olarak, ölüm rizikosunun gerçekleştiği 2012 yılından önce, davalı tarafça 2 kez (2010 ve 2011 yılları için) düzenlenmiş olan hayat sigortasının ihtiyari sigorta mahiyetinde olduğu açıktır. Taraflar arasında ihtilaf konusu olan 2012 yılından önceki 2 yılda hayat sigortalarını yapan/ yenileyen (ayrıca, yine davaya konu edilen ve 2009 yılında davacı murisine kullandırılan 10.000,00 TL'lik 4 yıl vadeli ihtiyaç kredisi için de ölüm rizikosunu güvence altına alan hayat sigorta poliçelerini yapan/ yenileyen) davalı banka,
sigortaların yenileneceği konusunda, davacı murisi sigortalıya güven vermiştir.
Davalı bankanın, ihtiyari nitelikteki hayat sigortasının yenilenmeyecek oluşu konusunda (banka uygulaması gereği yaş haddi değiştiğinden sigortayı yenilemediklerini savunmakta), sigortalı murise Yönetmelik hükümleri gereği bilgi vermesi zorunlu olduğundan ve bu bilgilendirmenin yapıldığı da ispat edilmediğinden, kusurlu olduğu açıktır. Ne var ki; davacı murisi sigortalının da, ihtiyari nitelikteki hayat sigortasının süresinin dolup dolmadığını takip etme ve sigortayı yeniletme konusunda kendisine düşen özen yükümlülüğünü yerine getirmeyişi nedeniyle müterafik kusuru vardır. Bu yönler dikkate alınmadan, 2012 poliçesinin yenilenmeyişinde tüm kusurun davalı yanda olduğuna ilişkin kabul yerinde değildir.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında mahkemece; öncelikle, davacı murisinin kullandığı iki ayrı kredi (10.000,00 TL'lik ve 35.000,00 TL'lik) nedeniyle düzenlenen hayat sigorta poliçelerine ilişkin sigorta primlerinin davalı banka nezdindeki murisin maaş hesabından kesildiği de dikkate alınmak suretiyle, konusunda uzman başka bir bilirkişiden, murisin banka hesabından iki ayrı krediye bağlı poliçeler için kesilen sigorta prim tutarları ile poliçelerin ilgili oldukları dönem prim tutarlarını karşılaştırmalı olarak irdeleyen; iki ayrı krediye ilişkin poliçeler nedeniyle alınması gereken primler ile murisin hesabından tahsil edilen primlerin miktarlarını da gözeterek 35.000,00 TL'lik krediye ilişkin 2010- 2011- 2012 yılları poliçe primlerinin tahsil edilip edilmediğini belirleyecek nitelikte bir rapor alınması; daha sonra, 35.000,00 TL'lik krediye bağlı poliçenin 2012 yılına ilişkin priminin bankaca tahsil edildiğinin anlaşılması halinde bu yıla ilişkin vefat tazminat bedeli de belirlenip davalıların hukuki durumunun takdir edilmesi; ancak, 2012 yılına ilişkin primin tahsil edilmediğinin anlaşılması halinde ise, yukarıda anılan Yönetmelik hükümleri gereği, davacı murisi sigortalının da poliçenin yenilenmeyişinde ortak kusuru bulunduğu dikkate alınarak davalıların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre, davalılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... Bankası A.Ş. vekili ve davalı ... Hayat ve Emeklilik A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... Bankası A.Ş. ve davalı ... Hayat ve Emeklilik A.Ş.'ye geri verilmesine 04/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön