1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

17. Hukuk Dairesi 2016/16385 E. , 2019/8430 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
17. Hukuk Dairesi 2016/16385 E. , 2019/8430 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm davacı vekili ile davalılar ... ve ... vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, 26/03/2009 tarihinde davalıların sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı olduğu aracın davacı idaresindeki motosiklete çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında davalı sürücünün kusurlu olduğunun ceza yargılaması ile sabit olduğunu, davacının alçı dekorasyon ustası olduğunu ve aylık gelirinin ortalama 2.000,00 TL - 2.500,00 TL olduğunu, davacının kolunda meydana gelen hareket kısıtlılığı nedeniyle işgöremez hale geldiğini, tedavi sırasında yaklaşık dört ay omzunu ve sol kolunu saran protez atel ile dolaşmak zorunda kaldığını beyanla 30.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve mütesilsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri ayrı ayrı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalılar hakkında açılan maddi tazminat davasının kısmen kabulüne, 7578,90 TL iş ve güçten kalma zararı, 17.678,69 TL genel vücut çalışma kaybı tazminatı toplamı olan 25.257,59 TL'nin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalılar ..., ... ve ... için 26/03/2009 olay tarihinden itibaren davalı ... için dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine (davalı ... şirketine poliçe teminatı ile sınırlı olarak sorumlu tutulmasına,) davalı ... hakkında açılan manevi tazminat davasının reddine, davalı ... ... hakkında açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, 5.000,00 TL manevi tazminatın 26/03/2009 olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar ... ve ... vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan araştırma inceleme hüküm vermeye yeterli değildir.
Olay tarihinde düzenlenen kaza tespit tutanağına göre; kazanın meydana gelmesinde davacı sürücünün trafik düzeni ile ilgili kuralları ihlal ettiği belirlenmiştir. Ceza yargılamasında alınan trafik bilirkişi raporunda; kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün 3/8 kusurlu olduğu, davacı sürücünün 5/8 kusurlu olduğu belirlenmiştir. Ceza yargılamasında alınan ATK Trafik İhtisas Dairesi raporunda; davacı sürücünün asli kusurlu olduğu, davalı sürücünün kusursuz olduğu belirlenmiş; Ceza Mahkemesi'nce trafik bilirkişi raporu hükme esas alınarak davalı sürücü hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. Hukuk Mahkemesince de ceza yargılamasında alınan trafik bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verilmiştir.
Kusur dağılımına ilişkin çelişki giderilmeden karar verilmesi doğru değildir. Bu durumda mahkemece; ceza yargılamasında alınan raporlar ile kaza tespit tutanağı arasındaki kusur dağılımına ilişkin çelişkilerin giderilmesi yönünde İTÜ Trafik kürsüsünden seçilecek uzman bilirkişi kurulundan, önceki raporların da irdelendiği, denetime
elverişli, çelişkiyi giderici ayrıntılı ve gerekçeli şekilde rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.
3-Kabule göre; Davacının geçici ve kalıcı işgöremezlik zararı nedeniyle uğranılan gerçek zarar miktarının tespit edilebilmesi için, öncelikle davacının gelirinin doğru saptanması gerekir. Davacı taraf dava dilekçesinde, davacının alçı dekorasyon ustası olarak çalıştığını, aylık ortalama 2.000,00 TL - 2.500,00 TL gelir elde etmekte olduğu belirtilerek tazminat talebinde bulunulmuştur.
Davacının gelir durumuna ilişkin olarak Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığı'ndan gelen cevabi yazıda; gelirin tarihi belirtilmeden alçı dekorasyon ustasının günlük 80,00 TL'den 2.400,00 TL olduğu bildirilmiş, hükme esas alınan aktüerya raporunda, davacının yılın her günü çalışması mümkün olmadığı kabul edilerek takdiren asgari ücretin 2 katı (1.054,00 TL) gelir esas alınarak hesaplama yapılmıştır.
Dosya kapsamında yapılan araştırmalar sonucunda, davacının kaza tarihindeki gelir durumuna ilişkin olarak dosyaya herhangi somut bir veri sunulmamıştır.
Somut olayda, davacının alçı dekorasyon ustası olduğunu gösteren belge, emniyet araştırması, tanık beyanlarının ardından, mahkemece; bu işi bir işverenin yanında hizmet sözleşmesi ile yürütebileceği ya da bağımsız olarak çalışıyorsa vergi mükellefi olarak çalışmasının gerekeceği gözetilmek suretiyle, davacının kaza tarihinden önce bağlı olarak çalıştığı işyerinden en son gelirine ilişkin belgelerin ya da bağımsız olarak çalışması söz konusuysa, ilgili vergi dairesinden kazancına ilişkin belgelerin getirtilmesi, bu suretle temin edilen resmi belgelerdeki net kazancı dikkate alınarak tazminat hesabına esas gelirinin belirlenmesi gerekir.
Ayrıca, inşaat mühendisi bilirkişiden müteveffanın yaşadığı şehirde inşaat ustalığı işinin yılın kaç gününde yapılabileceği konusunda rapor alınıp müteveffanın çalışabileceği süre de belirlendikten sonra, asgari ücretin üzerinde gelir elde ettiği saptanabiliyorsa, saptanan gelir üzerinden; anılan yollarla gelirin saptanamadığı durumda ise, asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması için bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, soyut gelir tespitine göre eksik incelemeyle yazılı olduğu biçimde asgari ücretin 2 katı kadar gelir elde edebileceğinin kabulü ile hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
4-Yine kabule göre; davacı taraf dava dilekçesinde davalı sürücü ve işletenden manevi tazminat isteminde bulunmuş, mahkemece davalı işleten yönünden manevi tazminat talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir. Davalı işleten KTK 85 vd maddeleri uyarınca sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğu gözetilerek karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile işleten yönünden bu talebin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
5-Bozma neden ve şekline göre; davacı vekilinin manevi tazminat miktarına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (5) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin manevi tazminat miktarına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalılar ... ve ...'a geri verilmesine 24.09.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.