17. Hukuk Dairesi 2016/10095 E. , 2019/4892 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı ... A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; 17/07/2010 tarihinde davalıların maliki ve ZMSS poliçesi ile sigortacısı oldukları aracın davacının yolcu olarak bulunduğu araca çarptığını ve davacının bu kazada yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 2.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden ticari faizi ile müştereken ve müteselsilen davalılardan ve 20.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı ...'den tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 25/01/2011 tarihli dilekçe ile davalılardan ... yönünden açmış oldukları maddi-manevi tazminat taleplerinden feragat ettiğini bildirmiştir.
Davacı vekili 23/10/2015 tarihli dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin dava değerini 62.629,04 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı ... A.Ş. vekili; kazanın meydana gelişinde sigortalının kusurunun ispat edilmesinin, ceza davasının veya hazırlık dosyasının sonucunun beklenilmesinin ve davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun
gerektiğini, davalı şirketin sorumluluğunun poliçede yazılan limitle sınırlı olup manevi tazminat taleplerinden sorumlu olmadığını, olayda hatır taşımasının ve emniyet kemeri takılmaması nedeniyle müterafik kusurun mevcut olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...; rapora beyan dilekçesinde davacının hakkındaki davadan feragat ettiğini belirterek hakkında hüküm kurulmamasını talep etmiştir.
Mahkemece, davacının manevi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine, davacının maddi tazminat talebinin davalı ... yönünden feragat nedeni ile reddine, davacının maddi tazminat talebinin davalı ... A.Ş. yönünden kısmen kabulü ile toplam 24.289,17 TL tazminatın dava tarihi olan 27/09/2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı ... A.Ş.'nden alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemlerin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı ... A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen maddi tazminata ilişkin hesaplamanın (2 nolu bent kapsamı dışında) hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına ve ıslah edilen kısım bakımından uzamış ceza zamanaşımı süresinin dolmamış olmasına göre, davacı vekili ve davalı ... A.Ş. vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK nun 85. maddesi gereği, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. Aynı yasanın 88. maddesi gereği de, bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.
Yine 818 sayılı BK.'nun 50 ve 51. maddeleri (6098 sayılı TBK. madde 61 ve 62) ile müteselsil sorumluluk esaslarına göre; birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır. Müteselsil sorumlulukta, kural olarak borçlulardan her biri, 818 sayılı BK.'nun 141. ve 142. maddelerine (6098 sayılı TBK. madde 162 ve 163) göre, borcun tamamından sorumludur. BK.'nun 146. maddesi (6098 sayılı TBK. madde 167) uyarınca, sorumluların iç ilişkide kusur oranına göre, birbirlerine rücu hakları da mevcuttur.
Somut olayda; davacı vekili, müvekkilinin yolcusu olduğu otomobile, davalının trafik sigortacısı olduğu araç sürücüsünün çarpması ile gerçekleşen kazada müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını belirterek tazminat talebinde bulunmuştur.
Mahkemece alınan 28.12.2011 tarihli kusur raporunda davacının içinde yolcusu olduğu motosiklet sürücüsü %30 oranında, karşı aracın sürücüsü %60 oranında ve davacı yolcu %10 oranında kusurlu bulunmuştur. Mahkemece hükme esas 13.07.2015 tarihli hesap raporunda hesaplanan tazminattan davacının %10 kusurunun yanı sıra, davacının yolcusu olduğu otomobilin sürücüsünün meydana gelen kazada %30 oranında kusurlu olduğu gerekçesi ile kusur indirimi yapılarak karar verilmiştir. Davacı, gerçekleşen kazada yolcu olup kusursuzdur.
Davacı, dava dilekçesinde müteselsil sorumluluk ilkesi gereği zararın tamamını, isterse sorumluların tamamından isterse bir kısmından talep edebilir. Buna göre zarara sebebiyet verenlerin dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı BK.'nun 50 ve 51. maddeleri gereğince zarardan müteselsil sorumluluk esaslarına göre sorumlu olacakları açıktır.
Davacı vekilinin, dava ve ıslah dilekçesinde açıkça davalının kusuru oranında sorumlu tutulmasını istemediği, zararın müştereken ve müteselsilen davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği anlaşılmakla yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler gereği davalının müşterek ve müteselsilen sorumluluk ilkeleri gereği tazminatın yolcu kusuru dışında kalan %90 oranındaki kısmı için sorumluluğuna hükmetmek gerekir iken yazılı şekilde davalının kusur oranına göre
belirlenen miktardan sorumlu olacağı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
3-Davacı taraf, davacının cismani zarara uğradığı iddiası ile açtığı davada her iki davalıdan maddi tazminat isteminde bulunmuş; davacı vekili tarafından dosyaya sunulan 25.01.2011 tarihli dilekçe ile davaya konu maddi ve manevi tazminat talepleri bakımından davalı ... yönünden feragat ettiklerinin bildirilmesi üzerine mahkeme tarafından davacının maddi tazminat talebinin davalı ... yönünden feragat nedeni ile reddine, davacının maddi tazminat talebin davalı ... A.Ş. yönünden yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı taraf tam teselsülde olduğu gibi, zararının tümünün tazminini müteselsil borçluların hepsinden isteyebileceği gibi, birisinden de isteyebilir. Davaya konu kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 145. maddesi hükmüne göre, sorumlulardan birinin zararı ödemesi halinde, diğerleri bu oranda borçtan kurtulurlar. Ancak müteselsil borçluların borçtan tamamen veya kısmen kurtulabilmeleri, alacaklının bilfiil tatmin edilmiş olması halinde söz konusudur. Bunun aksinin kabul edilebilmesi için ya alacaklının teselsülden açıkça feragat etmiş olması yahut da böyle bir feragatin durumdan kesin olarak anlaşılması lazımdır. Yine, Borçlar Kanunu'nun 147. maddesi hükmüne göre, rücu hakkından yararlanan müteselsil borçlulardan her birinin ödediği miktar oranında alacaklının haklarına halef olacağı ve alacaklının diğerleri zararına, müteselsil borçlulardan birinin durumunu iyileştirdiği takdirde bu fiilin neticelerini şahsen tahammül edeceği açıktır.
Somut olayda; davacı vekili tarafından, zarardan müteselsilen sorumlu olan araç maliki ve araç sigortacısına karşı dava açılmış; dava devam ederken davacı vekili tarafından davalı malik yönünden davadan feragat edilmiştir.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında mahkemece; yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler de dikkate alınmak suretiyle, davacı vekilinin davalı malik hakkındaki maddi tazminat davasından feragatinin, diğer davalıya etkisi ve sirayet edip etmeyeceğinin değerlendirilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ve davalı ... A.Ş. vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı ... A.Ş.'ye geri verilmesine 17/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
17. Hukuk Dairesi 2016/10095 E. , 2019/4892 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 27 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 52 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 37 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat