3. Hukuk Dairesi 2017/435 E. , 2018/11269 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
3. Hukuk Dairesi 2017/435 E. , 2018/11269 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; asıl davada davalı hakkında düzenlenen 14/04/2010 tarihli kaçak tutanağına, birleşen davada 22/05/2010 tarihinde düzenlenen kaçak tutanağına istinaden yapılan tahakkukların tahsili amacıyla başlatılan icra takiplerine davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini belirterek; asıl ve birleşen davalarda itirazların iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; kaçak kullanmadığını, kuyuyu açar açmaz abone başvurusu yaptığını savunarak davaların reddini istemiştir.
Mahkemece; asıl davada bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile davalının itirazının 28.927,27 TL asıl alacak ile 748.07 TL işlemiş faiz olmak üzere 29.675,34 TL üzerinden itirazın iptali ile takibin bu miktar üzerine devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likit olmadığından icra inkar tazminat talebinin reddine, birleşen davada ise ikinci tutanaktan dolayı davalının kaçak elektrik kullandığının fiilen ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı hakkında düzenlenen iki ayrı kaçak tahakkuku nedeniyle başlatılan icra takibine itirazın iptali istenmiştir.
4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanuna dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü resmi gazetede yayınlanarak 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13.maddesi hükmünde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından, dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da tesisata müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; davalı hakkında ilk olarak 14/04/2010 tarihinde “kayıtsız trafodan enerji kullanmak”, daha sonra ise 22/05/2010 tarihinde “abonesiz sayaçsız kullanım nedeniyle yeni pamuk ekmiş, sulama yapmamış” açıklaması ile kaçak elektrik tespit tutanakları düzenlendiği görülmektedir. Birleşen davaya konu tutanak yönünden hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre, fiilen elektrik tüketiminin yapıldığının tespit edilemediği belirtilmesine rağmen, söz konusu kullanım biçiminin kaçak elektrik enerjisi tüketimi kapsamında olduğu, davalı hakkında yapılan ceza yargılamasında karşılıksız yararlanma suçunu her iki tutanak kapsamında bir suç işleme kararı icrası kapsamında aynı suçu birden fazla işlemiş bulunması nedeniyle cezalandırılmasına karar verildiği, bu yönlerden kararın bozulmadığı anlaşılmaktadır.
O halde; mahkeme birleşen davaya konu 22/05/2010 tarihli tutanak kapsamında davalının kaçak elektrik kullandığı belirlendiğinden tutanağının düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre davacının isteyebileceği kaçak elektrik bedeline hükmedilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; asıl davada davalı hakkında düzenlenen 14/04/2010 tarihli kaçak tutanağına, birleşen davada 22/05/2010 tarihinde düzenlenen kaçak tutanağına istinaden yapılan tahakkukların tahsili amacıyla başlatılan icra takiplerine davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini belirterek; asıl ve birleşen davalarda itirazların iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; kaçak kullanmadığını, kuyuyu açar açmaz abone başvurusu yaptığını savunarak davaların reddini istemiştir.
Mahkemece; asıl davada bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile davalının itirazının 28.927,27 TL asıl alacak ile 748.07 TL işlemiş faiz olmak üzere 29.675,34 TL üzerinden itirazın iptali ile takibin bu miktar üzerine devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likit olmadığından icra inkar tazminat talebinin reddine, birleşen davada ise ikinci tutanaktan dolayı davalının kaçak elektrik kullandığının fiilen ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı hakkında düzenlenen iki ayrı kaçak tahakkuku nedeniyle başlatılan icra takibine itirazın iptali istenmiştir.
4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanuna dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü resmi gazetede yayınlanarak 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13.maddesi hükmünde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından, dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da tesisata müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; davalı hakkında ilk olarak 14/04/2010 tarihinde “kayıtsız trafodan enerji kullanmak”, daha sonra ise 22/05/2010 tarihinde “abonesiz sayaçsız kullanım nedeniyle yeni pamuk ekmiş, sulama yapmamış” açıklaması ile kaçak elektrik tespit tutanakları düzenlendiği görülmektedir. Birleşen davaya konu tutanak yönünden hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre, fiilen elektrik tüketiminin yapıldığının tespit edilemediği belirtilmesine rağmen, söz konusu kullanım biçiminin kaçak elektrik enerjisi tüketimi kapsamında olduğu, davalı hakkında yapılan ceza yargılamasında karşılıksız yararlanma suçunu her iki tutanak kapsamında bir suç işleme kararı icrası kapsamında aynı suçu birden fazla işlemiş bulunması nedeniyle cezalandırılmasına karar verildiği, bu yönlerden kararın bozulmadığı anlaşılmaktadır.
O halde; mahkeme birleşen davaya konu 22/05/2010 tarihli tutanak kapsamında davalının kaçak elektrik kullandığı belirlendiğinden tutanağının düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre davacının isteyebileceği kaçak elektrik bedeline hükmedilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.