17. Hukuk Dairesi 2016/4003 E. , 2019/60 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki ölüm ve cismani zarar nedeniyle açılan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; 10/09/2012 tarihinde maliki ... olan ve ... tarafından ...'a kiralanan ...’ın sevk ve idaresindeki ... Sigorta A.Ş. tarafından sigortalı olan araç ile sürücüsü ... olan aracın çarpışması neticesinde davacıların ortak murisi olan oğulları ...'nın vefat ettiğini, bu olay nedeniyle çocuklarını kaybeden davacıların maddi destekten yoksun kaldıklarını, aynı zamanda acı çektiklerini, bu acıların da uzun süre yaşayacaklarını, bundan dolayı meydana gelen kaza sebebiyle oluşan zarardan araç sahibi, sürücü, aracı kiralayan firma ve kiracı ile birlikte davalı ... şirketinin de müteselsilen sorumlu olduğunu belirterek destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili; davacının talebinin poliçe teminatı kapsamında olmadığını, aracın işleteninin ... olduğunu ve ...'a kiralandığını, işletende değişiklik olması nedeniyle kaza tarihindeki işletenin kiralayan ... olduğunu, bu nedenle sigortanın sona erdiğini, uzun süreli kiralamalarda sigorta şirketinin sorumluluğunun son bulacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... vekili; açılan davayı kabul etmediklerini, kazaya karışan aracı davalının kiralamadığını, kira sözleşmedeki imzanın araç sürücüsü ... ait olduğunu, Aracın ... adına kayıtlı olduğunu, imza incelemesi yapıldığında sözleşmedeki imzanın davalıya ait olmadığının ortaya çıkacağını, davalının hazırlık dosyasında alınan ifadesinin cebir, şiddet ve baskı altında alınmış olduğunu davanın reddini talep etmiştir.
Davalılar ... ve ... vekili; davalı ...'nın maliki olduğu aracı kiralama işlerinde kullanması için ...'ya teslim ettiğini, kazayı yapan şahsın aracı kiralama müddetleri değerlendirildiğinde davalılara husumet yöneltilemeyeceğini, işleten sıfatlarının bulunmadığını davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... ve vasisi ...;davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalılar ..., ..., ... ve ...ye yönelik açılan maddi tazminat isteminin kabulü ile; davacı ... yönünden 9.851,17 TL, davacı ... yönünden 7.416,64 TL olmak üzere toplam 16.267,81 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar ..., ... ve ... için 10/09/2012 kaza tarihinden itibaren, davalı ...yönünden ise 19/10/2012 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, davalı ...'a yönelik olarak açılmış olan maddi tazminat isteminin, husumet yokluğundan reddine, manevi tazminat talepleri yönünden; Davalılar ..., ... ve ...'ya yönelik açılmış olan manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; davacı ... için 20.000,00 TL, davacı ... için 20.000,00 TL olmak üzere toplam 40.000,00 TL tazminatın 10/09/2012 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, davalı ...'a yönelik açılan manevi tazminat talebinin husumet yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK.nun hükümlerine göre, trafik kaydı “işletenin” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir.
Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, “işleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta aracı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay'ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.
Somut olayda, davalılardan ... kayıt maliki olup kayden işletendir fakat yukarıda açıklandığı üzere K.T.K. m.85 uyarınca işletenlik sıfatı değişebilmektedir. Mahkemece sunulan kira sözleşmesinin süresi, diğer davalı ...’nın araç kiralama işi ile uğraşması, bu sıfatı nedeni ile kiracısı ile arasındaki ilişkinin iç ilişki olması nedeni ile eldeki davada işleten olarak sorumlu olduğu gerekçesi ile davalılar ... ve ... aleyhine karar verilmiş ise de davalılardan ...,aracın bir haftalığına kiralanmış olduğunu savunmuştur. Aracı kiralayan olarak imzası bulunan ...’ın sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığı ve kendisine zorla ifade verdirildiğine dair şikayeti üzerine takipsizlik kararı verilmiştir.
Mahkemece sunulan kira sözleşmesinin süresi,uzun süreli olarak kabul edilmemiş ve bu nedenle davalı ... işleten olarak kabul edilmeyerek hakkında açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kiralama sözleşmesine ilişkin başkaca bir araştırma yapılmamıştır. Davalı ... aracı kiraya verdiğini iddia etmektedir. Bu iddiasının doğru olması halinde, yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre davalı ... ile davalılar ... ve ... arasında akdedilen bir haftalık kiralama Dairemiz uygulamasına göre uzun süreli bir kira sözleşmesi olup davalılar ... ve ...’nın işletenlik sıfatı sona erecektir. ... işleten sıfatıyla sorumlu olacaktır.
Mahkemece, aracın teslim edilip edilmediği, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olup olmadığı, kaza tarihinde kazaya karışan aracın kiralayanların fiili tasarufunda bulunup bulunmadığı, kira sözleşmesinin ve kira bedelinin Maliye ve Vergi Dairelerine bildirilip bildirilmediği, kira bedellerinin ödenip ödenmediği, gerektiğinde davalı malik,kiraya veren ve kiracının varsa ticari defter ve vergi kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin belirtilen bu deliller ile fatura ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalılar ... ve ...’nın işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususları araştırılıp tartışılarak duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve varılacak uygun sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; yeterli araştırma yapılmadan eksik araştırma ile karar verilerek davalılar ... ve ...’nın zarardan sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.
2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre; davalılar ... ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar ... ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ve ...'ya geri verilmesine, 14/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
17. Hukuk Dairesi 2016/4003 E. , 2019/60 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 34 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 38 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 39 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat