17. Hukuk Dairesi 2020/2753 E. , 2020/7568 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
17. Hukuk Dairesi 2020/2753 E. , 2020/7568 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı Bölge Adliye Mahkemesi’nce verilen istinaf isteminin esastan reddine dair kararın Yargıtayca incelenmesi süresi içinde davacı vekili tarafından istenmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkili ile dava dışı ... arasında Tüketici Kredisi ve Rehin Sözleşmesi imzaladığını ve aracın kaydına müvekkili lehine rehin şerhi işlendiğini, sözleşmenin tarafı ...’ın kredi borcunu ödemediğini, icra dosyası ile rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlattıklarını, işlemler devam ederken aracın 15/03/2015 tarihinde hasara uğradığını, kasko sigortasını tanzim eden davalı ... tarafından hasar dosyası açıldığını, hasar bedeli olan 30.750,00 TL'lik kısmın rehin alacaklısı olan müvekkilinden muvafakat alınmadan sigortalı ...’a ödendiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL'nin temerrüt tarihinden işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının araç üzerinde rehinli alacaklı olduğuna dair herhangi bir kayıt bulunmadığını, müvekkili şirketin sonradan konan araç üzerindeki rehnin ve buna ilişkin borcu bilmesinin zaten mümkün de olmadığını, 15.03.2015 tarihinde meydana gelen kazadan doğan hasara
ilişkin davacı şirketin müvekkili şirkete herhangi bir başvurusu ya da bildirimi olmadığını, ayrıca zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davanın reddine karar verilmiş, karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'nce, davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, rehin hakkı sahibi bankanın muvafakati alınmadan kasko sigorta şirketinin dava dışı sigortalı-kredi borçlusuna ödediği hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
6762 sayılı TTK'nın 1269. maddesi (6102 sayılı TTK'nın 1453. maddesi) uyarınca malı rehin alan kimse, o mal üzerindeki menfaatini kendi adına sigorta ettirebileceği gibi, aynı yasanın 1270. maddesi (6102 sayılı TTK'nun 1406. maddesi) uyarınca bir başkasının da rehin konusu malı rehin alan hesabına ve onun lehine sigorta ettirmesi mümkündür. Ayrıca Türk Medeni Kanunu’nun 879. maddesi ve 6102 sayılı TTK'nın 1456/1-2 maddesi uyarınca da sigorta tazminatının öncelikle rehin hakkı sahibine verilmesi ya da rehin hakkı sahibinin malın sahibine sigorta tazminatının ödenmesine açık muvafakatinin alınması gereklidir. Böyle bir durumda, sigortalı durumda olan rehin hakkı sahibi olduğundan, sigorta şirketinden tazminat talep etme hakkının da öncelikle ona ait olması gerekir ve sigorta ettiren, ancak sigortalı malın dain-i mürtehini olan ve lehine sigorta edilenin açık muvafakatini almak suretiyle sigortadan, şayet kendi menfaati de zedelenmişse tazminat isteme hakkına sahip olur.
İfade edilen yasal düzenlemelerde de görüldüğü üzere; rehinli bir mal ile ilgili olarak rehin hakkı sahibinin, rehin konusu malın uğradığı zararın giderilmesini talep etme hakkına öncelikli olarak sahip olması ya da mal sahibinin talepte bulunmasının, rehin hakkı sahibinin muvafakati şartına bağlı olması hali, sigorta tazminatına ilişkin istemler yönünden söz konusu olabilecektir. TMK 879. madde hükmünde de aynı konu düzenlenmiştir.
Somut olayda; dava dışı malik-sigortalı ... ile davalı ... arasında ... plaka sayılı araç için 23/05/2014 tarihinde kasko sigorta poliçesi düzenlenmiştir. Daha sonra ... ile davacı banka arasında ... plaka sayılı kredi konusu araç için 31/05/2014 tarihinde Tüketici Kredi Sözleşmesi düzenlenerek 31/05/2014 tarihinde ... plaka sayılı aracın trafik
siciline banka lehine rehin kaydı işlenmiştir. Davalıya kasko sigortalı aracın 15.03.2015 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında hasarlanması sonucu, davalı ... şirketince 26.08.2015 tarihli ekspertiz raporuna göre pert işlemi yapılmış ve davalı ... tarafından dava dışı sigortalısı ...'e 21.07.2015 tarihinde 30.750,00 TL ödenmiştir. Kredi borcunun ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından dava dışı sigortalı ... ve kefil ... aleyhine 6.1.2016 tarihinde taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine başlanmış, 23.02.2016 tarihinde davalı ... şirketine ihtarname gönderilmiş, işbu dava sigorta şirketine karşı 7.3.2016 tarihinde açılmıştır. İlk derece mahkemesince poliçede daini mürtehin kaydı olmadığından bahisle davanın reddine, bölge adliye mahkemesince de davalı ... şirketinin kredi sözleşmesinden önce düzenlenen kasko sigorta poliçesi doğrultusunda yükümlülüğünü yerine getirdiği, kredi sözleşmesinde, kasko poliçesinde dain ve mürtehin olduğu konusunda kaydın bulunmadığı, davacı tarafından kasko poliçesini tanzim eden davalı şirkete aracın rehinli olduğu konusunda herhangi bir bildirimin de bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir. Oysaki 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun menfaat üzerinde sınırlamalar a) Sınırlı ayni hak başlıklı 1456. maddesinde “(1) Sınırlı ayni hak ile takyit edilmiş bir mal üzerindeki, malike ait menfaat sigortalandığı takdirde, kanunda aksi öngörülmemişse, sınırlı ayni hak sahibinin hakkı sigorta tazminatı üzerinde de devam eder. (2) Sigortacıya, mal üzerinde sınırlı ayni hak bulunduğu bildirildiği takdirde, ayni hak sahiplerinin izni bulunmadıkça, sigortacı sigorta tazminatını sigortalıya ödeyemez. Ayni hakkın sicille alenileştiği veya sigortacının bunu bildiği durumlarda bildirime gerek yoktur. Sigortalı menfaate konu malın tamiri veya eski hâline getirilmesi amacıyla ve teminat gösterilmesi şartıyla, tazminat sigortalıya ödenebilir...” düzenlemesi yer almaktadır. Yine Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları’nın 3.3.2.2. maddesi gereği “…Onarım masraflarının zarar gören aracın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşması ve aynı zamanda eksper raporu ile aracın onarım kabul etmez bir hale geldiğinin tespit edilmesi durumunda, araç tam hasara uğramış sayılır. Bu durumda, aracın ilgili mevzuat doğrultusunda hurdaya ayrıldığına dair hurda tescil belgesi sigortacıya ibraz edilmeden araç sahibine sigorta tazminatı ödenmez...”
Tüm dosya kapsamında ... plaka sayılı araç için çekilen tüketici kredisi nedeniyle aracın trafik siciline 31/05/2014 tarihinde davacı banka lehine rehin kaydı işlendiği, 15.03.2015 tarihli trafik kazası nedeniyle davalı ... şirketince 26.8.2015 tarihli eksper raporu ile pert işlemi yapıldığı ve araç hurdasının sigorta şirketinde bırakıldığı, davalı ... şirketinin dava dışı sigortalısına 21.07.2015 tarihinde 30.750,00 TL hasar ödemesi yapmadan önce rehin hakkının trafik siciline kaydedilerek alenileştiği, hatta davalı ... şirketince mahkemeye gönderilen hasar dosyası içerisinde de yer alan araç sorgulama kaydında aracın rehinli olduğunun görüldüğü, dolayısıyla yukarıdaki düzenlemeler de gözetildiğinde davalı ... şirketinin rehin hakkını bilmediğini ileri süremeyeceği, basiretli tacir gibi davranması gerektiği, davalının araç üzerindeki rehin kaydını gözetmeden sigortalısına ödeme yaptığı anlaşılmakla, mahkemece taraf delilleri toplanarak işin esasının incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi gereğince dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 24/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı Bölge Adliye Mahkemesi’nce verilen istinaf isteminin esastan reddine dair kararın Yargıtayca incelenmesi süresi içinde davacı vekili tarafından istenmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkili ile dava dışı ... arasında Tüketici Kredisi ve Rehin Sözleşmesi imzaladığını ve aracın kaydına müvekkili lehine rehin şerhi işlendiğini, sözleşmenin tarafı ...’ın kredi borcunu ödemediğini, icra dosyası ile rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlattıklarını, işlemler devam ederken aracın 15/03/2015 tarihinde hasara uğradığını, kasko sigortasını tanzim eden davalı ... tarafından hasar dosyası açıldığını, hasar bedeli olan 30.750,00 TL'lik kısmın rehin alacaklısı olan müvekkilinden muvafakat alınmadan sigortalı ...’a ödendiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL'nin temerrüt tarihinden işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının araç üzerinde rehinli alacaklı olduğuna dair herhangi bir kayıt bulunmadığını, müvekkili şirketin sonradan konan araç üzerindeki rehnin ve buna ilişkin borcu bilmesinin zaten mümkün de olmadığını, 15.03.2015 tarihinde meydana gelen kazadan doğan hasara
ilişkin davacı şirketin müvekkili şirkete herhangi bir başvurusu ya da bildirimi olmadığını, ayrıca zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davanın reddine karar verilmiş, karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'nce, davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, rehin hakkı sahibi bankanın muvafakati alınmadan kasko sigorta şirketinin dava dışı sigortalı-kredi borçlusuna ödediği hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
6762 sayılı TTK'nın 1269. maddesi (6102 sayılı TTK'nın 1453. maddesi) uyarınca malı rehin alan kimse, o mal üzerindeki menfaatini kendi adına sigorta ettirebileceği gibi, aynı yasanın 1270. maddesi (6102 sayılı TTK'nun 1406. maddesi) uyarınca bir başkasının da rehin konusu malı rehin alan hesabına ve onun lehine sigorta ettirmesi mümkündür. Ayrıca Türk Medeni Kanunu’nun 879. maddesi ve 6102 sayılı TTK'nın 1456/1-2 maddesi uyarınca da sigorta tazminatının öncelikle rehin hakkı sahibine verilmesi ya da rehin hakkı sahibinin malın sahibine sigorta tazminatının ödenmesine açık muvafakatinin alınması gereklidir. Böyle bir durumda, sigortalı durumda olan rehin hakkı sahibi olduğundan, sigorta şirketinden tazminat talep etme hakkının da öncelikle ona ait olması gerekir ve sigorta ettiren, ancak sigortalı malın dain-i mürtehini olan ve lehine sigorta edilenin açık muvafakatini almak suretiyle sigortadan, şayet kendi menfaati de zedelenmişse tazminat isteme hakkına sahip olur.
İfade edilen yasal düzenlemelerde de görüldüğü üzere; rehinli bir mal ile ilgili olarak rehin hakkı sahibinin, rehin konusu malın uğradığı zararın giderilmesini talep etme hakkına öncelikli olarak sahip olması ya da mal sahibinin talepte bulunmasının, rehin hakkı sahibinin muvafakati şartına bağlı olması hali, sigorta tazminatına ilişkin istemler yönünden söz konusu olabilecektir. TMK 879. madde hükmünde de aynı konu düzenlenmiştir.
Somut olayda; dava dışı malik-sigortalı ... ile davalı ... arasında ... plaka sayılı araç için 23/05/2014 tarihinde kasko sigorta poliçesi düzenlenmiştir. Daha sonra ... ile davacı banka arasında ... plaka sayılı kredi konusu araç için 31/05/2014 tarihinde Tüketici Kredi Sözleşmesi düzenlenerek 31/05/2014 tarihinde ... plaka sayılı aracın trafik
siciline banka lehine rehin kaydı işlenmiştir. Davalıya kasko sigortalı aracın 15.03.2015 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında hasarlanması sonucu, davalı ... şirketince 26.08.2015 tarihli ekspertiz raporuna göre pert işlemi yapılmış ve davalı ... tarafından dava dışı sigortalısı ...'e 21.07.2015 tarihinde 30.750,00 TL ödenmiştir. Kredi borcunun ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından dava dışı sigortalı ... ve kefil ... aleyhine 6.1.2016 tarihinde taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine başlanmış, 23.02.2016 tarihinde davalı ... şirketine ihtarname gönderilmiş, işbu dava sigorta şirketine karşı 7.3.2016 tarihinde açılmıştır. İlk derece mahkemesince poliçede daini mürtehin kaydı olmadığından bahisle davanın reddine, bölge adliye mahkemesince de davalı ... şirketinin kredi sözleşmesinden önce düzenlenen kasko sigorta poliçesi doğrultusunda yükümlülüğünü yerine getirdiği, kredi sözleşmesinde, kasko poliçesinde dain ve mürtehin olduğu konusunda kaydın bulunmadığı, davacı tarafından kasko poliçesini tanzim eden davalı şirkete aracın rehinli olduğu konusunda herhangi bir bildirimin de bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir. Oysaki 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun menfaat üzerinde sınırlamalar a) Sınırlı ayni hak başlıklı 1456. maddesinde “(1) Sınırlı ayni hak ile takyit edilmiş bir mal üzerindeki, malike ait menfaat sigortalandığı takdirde, kanunda aksi öngörülmemişse, sınırlı ayni hak sahibinin hakkı sigorta tazminatı üzerinde de devam eder. (2) Sigortacıya, mal üzerinde sınırlı ayni hak bulunduğu bildirildiği takdirde, ayni hak sahiplerinin izni bulunmadıkça, sigortacı sigorta tazminatını sigortalıya ödeyemez. Ayni hakkın sicille alenileştiği veya sigortacının bunu bildiği durumlarda bildirime gerek yoktur. Sigortalı menfaate konu malın tamiri veya eski hâline getirilmesi amacıyla ve teminat gösterilmesi şartıyla, tazminat sigortalıya ödenebilir...” düzenlemesi yer almaktadır. Yine Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları’nın 3.3.2.2. maddesi gereği “…Onarım masraflarının zarar gören aracın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşması ve aynı zamanda eksper raporu ile aracın onarım kabul etmez bir hale geldiğinin tespit edilmesi durumunda, araç tam hasara uğramış sayılır. Bu durumda, aracın ilgili mevzuat doğrultusunda hurdaya ayrıldığına dair hurda tescil belgesi sigortacıya ibraz edilmeden araç sahibine sigorta tazminatı ödenmez...”
Tüm dosya kapsamında ... plaka sayılı araç için çekilen tüketici kredisi nedeniyle aracın trafik siciline 31/05/2014 tarihinde davacı banka lehine rehin kaydı işlendiği, 15.03.2015 tarihli trafik kazası nedeniyle davalı ... şirketince 26.8.2015 tarihli eksper raporu ile pert işlemi yapıldığı ve araç hurdasının sigorta şirketinde bırakıldığı, davalı ... şirketinin dava dışı sigortalısına 21.07.2015 tarihinde 30.750,00 TL hasar ödemesi yapmadan önce rehin hakkının trafik siciline kaydedilerek alenileştiği, hatta davalı ... şirketince mahkemeye gönderilen hasar dosyası içerisinde de yer alan araç sorgulama kaydında aracın rehinli olduğunun görüldüğü, dolayısıyla yukarıdaki düzenlemeler de gözetildiğinde davalı ... şirketinin rehin hakkını bilmediğini ileri süremeyeceği, basiretli tacir gibi davranması gerektiği, davalının araç üzerindeki rehin kaydını gözetmeden sigortalısına ödeme yaptığı anlaşılmakla, mahkemece taraf delilleri toplanarak işin esasının incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi gereğince dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 24/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.