17. Hukuk Dairesi 2019/5499 E. , 2020/8319 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
17. Hukuk Dairesi 2019/5499 E. , 2020/8319 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, 29/07/2012 tarihinde davalıların sürücü, işleten ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu kanal temizleme aracının aniden sol tarafa dönmesi sonucu aracın arkasında seyreden davacının oğlu ...'ın idaresindeki motosikletin belediye aracına çarpması sonucu meydana gelen kazada ...'ın ağır yaralandığını ve kalıcı yüzde 49 oranında maluliyet meydana geldiğini, davacıların bu süreçte çok üzüldüklerini beyanla, kaza sonucu meydana gelen maddi zararın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı ... için 50.000,00 TL manevi tazminat, davacı ... için 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalılar Söke Belediyesi ve ...'den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... Belediyesi vekili, kusura ve maluliyete itiraz ederek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, kusura itiraz ederek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada maddi tazminat istemi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davanın manevi tazminat istemi yönünden kısmen kabulü ile Davacı ... için 2.000,00 TL, davacı ... için 3.000,00 TL olmak üzere 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 29/07/2012’dan başlayarak yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesine fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı ... ... vekilinin kusura ilişkin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1086 sayılı HUMK'nun 381-389. maddelerinde (6100 sayılı HMK'nun 294-297. maddeleri),hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. HUMK’nun 388. maddesinde (HMK'nun 297/II maddesi); hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalı ve tereddüt yaratıcı olmamalıdır.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
Yargıtay'ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
Somut olayda, davacı taraf dava dilekçesinde davalı ... ve sürücüden manevi tazminat isteminde bulunmuş, aynı zamanda ZMS olan davalı ... de maddi yönünden davalı durumunda olup mahkemece manevi tazminat yönünden kurulan hükümde birden çok davalı olmasına rağmen manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hangi davalı/davalılar olduğu belirtilmemiştir. Mahkemenin hüküm fıkrasının ifade olunan sebeple, infazda tereddüt uyandıracak mahiyette olup, bu durum yukarıda açıklanan kanun maddelerine aykırılık teşkil ettiğinden 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas-1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca; infazda tereddüt uyandırmayacak bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3-Bozma neden ve şekline göre; davalı ... vekilinin ve davalı ... ... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin kusura ilişkin temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ve ... geri verilmesine, 10/12/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, 29/07/2012 tarihinde davalıların sürücü, işleten ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu kanal temizleme aracının aniden sol tarafa dönmesi sonucu aracın arkasında seyreden davacının oğlu ...'ın idaresindeki motosikletin belediye aracına çarpması sonucu meydana gelen kazada ...'ın ağır yaralandığını ve kalıcı yüzde 49 oranında maluliyet meydana geldiğini, davacıların bu süreçte çok üzüldüklerini beyanla, kaza sonucu meydana gelen maddi zararın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı ... için 50.000,00 TL manevi tazminat, davacı ... için 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalılar Söke Belediyesi ve ...'den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... Belediyesi vekili, kusura ve maluliyete itiraz ederek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, kusura itiraz ederek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada maddi tazminat istemi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davanın manevi tazminat istemi yönünden kısmen kabulü ile Davacı ... için 2.000,00 TL, davacı ... için 3.000,00 TL olmak üzere 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 29/07/2012’dan başlayarak yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesine fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı ... ... vekilinin kusura ilişkin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1086 sayılı HUMK'nun 381-389. maddelerinde (6100 sayılı HMK'nun 294-297. maddeleri),hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. HUMK’nun 388. maddesinde (HMK'nun 297/II maddesi); hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalı ve tereddüt yaratıcı olmamalıdır.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
Yargıtay'ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
Somut olayda, davacı taraf dava dilekçesinde davalı ... ve sürücüden manevi tazminat isteminde bulunmuş, aynı zamanda ZMS olan davalı ... de maddi yönünden davalı durumunda olup mahkemece manevi tazminat yönünden kurulan hükümde birden çok davalı olmasına rağmen manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hangi davalı/davalılar olduğu belirtilmemiştir. Mahkemenin hüküm fıkrasının ifade olunan sebeple, infazda tereddüt uyandıracak mahiyette olup, bu durum yukarıda açıklanan kanun maddelerine aykırılık teşkil ettiğinden 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas-1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca; infazda tereddüt uyandırmayacak bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3-Bozma neden ve şekline göre; davalı ... vekilinin ve davalı ... ... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin kusura ilişkin temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ve ... geri verilmesine, 10/12/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.