1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

2. Hukuk Dairesi 2016/14243 E. , 2018/3721 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
2. Hukuk Dairesi 2016/14243 E. , 2018/3721 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından velayet, iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası yönünden; davalı kadın tarafından ise boşanma davasının kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Davalı kadın ve vekili 08.04.2015 tarihli dilekçe ile temyiz taleplerinden feragat ettiklerini bildirdiğinden, davalı kadının temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir
2- Davacı erkeğin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince:
a- Davalı kadına, dava dilekçesinin tebliğinin bizzat yapıldığı, davalı tarafından cevap dilekçesi verilmediği, kadın tarafından ilk defa ön inceleme duruşmasında yoksulluk nafakası talep edildiği ve karşı tarafın açık muvafakatinin olmadığı anlaşılmaktadır.
İddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi başlıklı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 141. maddesi '(1) Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. (2) İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır' şeklindedir.
Anılan maddenin gerekçesinde belirtildiği üzere; tarafların karşılıklı dilekçelerini verdikleri aşamada, herhangi bir sınırlamaya bağlı olmadan uyuşmazlığın genel çerçevesi içinde iddia ve savunmalarını değiştirebilecekleri kabul edilmiştir. Şüphesiz bu imkan, sadece cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçesi için söz konusudur. Bu dilekçelerden sonra, hangi ad altında olursa olsun verilecek dilekçeler, sınırlama ve yasak kapsamında kabul edilmelidir. Ön inceleme aşamasında, ancak karşı tarafın açık muvafakati (veya ön inceleme duruşmasına taraflardan birisinin mazeretsiz gelmemesi) durumunda iddia veya savunmaların genişletilmesi yahut değiştirilmesi kabul edilmiştir ( Hukuk Genel Kurulu 20.04.2016 tarih, 2014/2-605 esas 2016/522 karar sayılı ilamı).
Bu durumda; süresi içerisinde cevap dilekçesi verilmemiş olup ön inceleme duruşmasında talep edilen yoksulluk nafakası süresinde talep edilmediğinden mahkemece bu talep ile ilgili 'karar verilmesine yer olmadığına 'dair karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
b-Mahkemece yaşları nedeniyle idrak çağında bulunan ortak çocukların velayetleri konusunda görüşlerine başvurulmadan karar verilmiştir. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin
3 ve 6. maddeleri iç hukuk tarafından yeterli idrake sahip olduğu kabul edilen çocuklara, kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerini ifade etmeye olanak tanınmasını ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir. Bu sebeple ortak çocukların temyiz inceleme tarihi itibariyle idrak çağına ulaştığı dikkate alınarak, ortak çocukların bizzat ya da istinabe yoluyla; eğitim, kültür, yaşam olanakları bakımından nerede yaşamak istedikleri konusunda bilgilendirilerek, velayet hakkındaki tercihlerinin hakim tarafından kendilerinden sorulması (Yargıtay HGK 16.03.2012 tarih E.2011/2- 884-K. 2012/197 ile 22.01.2014 tarih E.2013/2-2085- K.2014/30 sayılı kararları) ve gerektiğinde psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı niteliğindeki uzman veya uzmanlardan (4787 sayılı Kanun m.5) ortak çocukların anne ve baba yanındaki barınma ve yaşama koşullarını da değerlendirir içerikte sosyal inceleme raporu alınması ve tüm deliller birlikte değerlendirilip, ebeveynlerinden hangisi yanında kalmalarının çocukların menfaatine olacağı tespit edilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetli bulunmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2/a ve 2/b bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre iştirak nafakasına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, davalı kadının temyiz dilekçesinin yukarıda l. bentte gösterilen sebeple REDDİNE, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 22.03.2018 (Per.)