1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

Menfi Tespit Davası Açılması Satış İsteme Süresini Durdurur

Gönderilme zamanı: 24 Kas 2021, 10:58
gönderen Hepsihukuk
İİK Madde 72 - (Değişik madde: 18/02/1965 - 538/43 md.)

Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.

İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.

İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.

(Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.

(Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmisinden aşağı olamaz.


Madde metni yukarıdaki şekilde ancak Türk Ticaret Kanununun 662. maddesine göre her ne kadar mahkeme devam ederken tedbir yolu ile takip durdurulmamış ise de satış isteme sürelerinin durması gerekiyormuş.. Aksi yönde bir karar var mı acaba ?

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2011/1575
KARAR NO: 2011/16622 Y A R G I T A Y İ L A M I



Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :

Alacaklı vekili özetle; takip borçluları tarafından Afyonkarahisar 2. Asliye Hukuk mahkemesinde menfi tespit davası açıldığını ve halen derdest olduğunu, açılan menfi tespit davasının kesinleşmesine kadar zamanaşımı süresinin işlemeyeceğini, bu nedenlerle menkullerin (araçların) satış avanslarının dosyaya alınması yönündeki taleplerinin reddine ilişkin 02/12/2010 tarihli ret kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Mahkemece, menfi tespit davasının açıldığı Asliye Hukuk Mahkemesince icra takibinin durdurulması yönünde herhangi bir karar verilmediğinden bütün sürelerin işleyeceği, dolayısıyla bu aşamada haciz düştüğünden bahisle satışa ilişkin talebin reddi yolundaki 02/ 12 /2010 tarihli memur muamelesinin doğru olduğu gerekçesiyle şikâyetin reddine karar verilmiştir.

Türk Ticaret Kanununun 662. maddesinde zamanaşımının hangi hallerde kesileceği belirtilmiştir. Anılan maddede mücerret dava açılmasından söz edilmekte olup, bu davanın kimin tarafından açılacağı hususunda bir açıklık bulunmamaktadır. Borçlunun açacağı menfi tespit davasında, alacaklı durumundaki davalı, iddiasını def’i yolu ile ileri sürdüğü için borçlunun açtığı bu dava zamanaşımını keser (HGK.nun 22.02.1984 T. 1981/11-716 E. – 1984/141 K.) (HGK.nun 20.11.1996 tarih ve 1996/12-654 e. – 1996/805 K.).

Menfi tespit davasının, takip öncesi veya sonrası açılmış olması zamanaşımının kesilmesinde etken değildir. Zamanaşımını kesen bu davanın aynı zamanda İ.İ.K.nun 106. maddesindeki sürelerin işlemesini de durduracağını kabul etmek gerekir(Kuru, İcra iflas hukuku el kitabı sh.518). Dolayısıyla açılan menfi tespit davasında, takibin durdurulması kararı verilmemiş olsa da, açılan menfi tespit davası ile İ.İ.K.nun 106. maddesindeki satış isteme süreleri duracağından, icra memurunun aksi yöndeki işlemine yönelik şikayetin kabulü gerekirken reddi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 26.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.