Satışa hazirlik işlemleri tamamlanmadan satış avansi alınmasında hukuki yarar
Gönderilme zamanı: 24 Kas 2021, 11:05
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2013/28441
Karar No : 2013/33395
Tarih : 24.10.2013
DAVA: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü.
KARAR: 1-) İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına HUMK'nun 438. ve İİK'nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi;
2-) İcra mahkemesinin ihalenin feshi isteminin reddine yönelik kararı yönünden;
Borçlunun, iki yıllık haciz isteme süresi geçtikten sonra haczi düşmüş taşınmazın ihale edildiğinden bahisle ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Haciz tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 05.01.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6352 Sayılı Kanunun 21. maddesiyle yapılan değişiklik öncesi İİK.'nun 106. maddesinde, Alacaklı, haczolunan mal taşınır ise hacizden nihayet bir sene ve taşınmaz ise nihayet iki sene içinde satılmasını isteyebilir, hükmüne yer verilmiştir. Aynı kanunun 110.maddesinde ise, bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya talep geri alınıp da, bu müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar, hükmü yer almaktadır.
Satış talebinin, yukarıdaki maddede öngörülen süreler içinde olup olmadığını icra müdürü re'sen gözetmelidir. Satış talebi, bu sürelerden sonra ise, reddetmelidir. Satış isteme sürelerinin geçmesine rağmen, icra müdürünün satış talebini kabul etmesi, bu hususun kamu düzeninden oluşu nedeniyle süresiz şikayete tabidir. Satış isteme süresinin geçmesi nedeniyle haczin kalkmış olmasına rağmen yapılan ihalenin feshi gerekir (Baki Kuru, İcra El Kitabı, s.520).
Somut olayda, alacaklının talebi ile satışa konu gayrimenkulün üzerine tapuda 25.08.2006 tarihinde haciz konulduğu ve yine alacaklının 18.07.2008 tarihinin de satışa esas olmak üzere takyidatlarının sorulması için yazı yazılmasını ve satış avansının icra dosyasına alınmasını talep ettiği, icra müdürlüğünce öncelikle satışa esas son durumların sorulmasını müteakiben satış avansının alınmasına karar verildiği görülmüştür. Satışa hazırlık işlemleri tamamlanmadan alıcının satış avansı yatırmak istemesinde hukuki yararı yoktur. Alacaklı tarafından 21.07.2009 tarihinde talebin yenilenerek satış avansının yatırıldığı, 22.04.2010 tarihinde gayrimenkulün satışının istendiği, satış avansının yatırıldığı 21.07.2009 tarihi ile satış talebinin yapıldığı 22.04.2010 tarihinde İİK.nun 106. maddesinde belirtilen hacizden sonraki iki yıllık sürenin dolmuş olduğu anlaşılmıştır.
O halde, mahkemece, İİK.nun 110. maddesi gereğince, anılan taşınmaz üzerindeki haczin kalktığı hususu dikkate alınarak, geçerli bir haciz olmaksızın yapılan ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken davanın reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.10.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2013/28441
Karar No : 2013/33395
Tarih : 24.10.2013
DAVA: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü.
KARAR: 1-) İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına HUMK'nun 438. ve İİK'nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi;
2-) İcra mahkemesinin ihalenin feshi isteminin reddine yönelik kararı yönünden;
Borçlunun, iki yıllık haciz isteme süresi geçtikten sonra haczi düşmüş taşınmazın ihale edildiğinden bahisle ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Haciz tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 05.01.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6352 Sayılı Kanunun 21. maddesiyle yapılan değişiklik öncesi İİK.'nun 106. maddesinde, Alacaklı, haczolunan mal taşınır ise hacizden nihayet bir sene ve taşınmaz ise nihayet iki sene içinde satılmasını isteyebilir, hükmüne yer verilmiştir. Aynı kanunun 110.maddesinde ise, bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya talep geri alınıp da, bu müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar, hükmü yer almaktadır.
Satış talebinin, yukarıdaki maddede öngörülen süreler içinde olup olmadığını icra müdürü re'sen gözetmelidir. Satış talebi, bu sürelerden sonra ise, reddetmelidir. Satış isteme sürelerinin geçmesine rağmen, icra müdürünün satış talebini kabul etmesi, bu hususun kamu düzeninden oluşu nedeniyle süresiz şikayete tabidir. Satış isteme süresinin geçmesi nedeniyle haczin kalkmış olmasına rağmen yapılan ihalenin feshi gerekir (Baki Kuru, İcra El Kitabı, s.520).
Somut olayda, alacaklının talebi ile satışa konu gayrimenkulün üzerine tapuda 25.08.2006 tarihinde haciz konulduğu ve yine alacaklının 18.07.2008 tarihinin de satışa esas olmak üzere takyidatlarının sorulması için yazı yazılmasını ve satış avansının icra dosyasına alınmasını talep ettiği, icra müdürlüğünce öncelikle satışa esas son durumların sorulmasını müteakiben satış avansının alınmasına karar verildiği görülmüştür. Satışa hazırlık işlemleri tamamlanmadan alıcının satış avansı yatırmak istemesinde hukuki yararı yoktur. Alacaklı tarafından 21.07.2009 tarihinde talebin yenilenerek satış avansının yatırıldığı, 22.04.2010 tarihinde gayrimenkulün satışının istendiği, satış avansının yatırıldığı 21.07.2009 tarihi ile satış talebinin yapıldığı 22.04.2010 tarihinde İİK.nun 106. maddesinde belirtilen hacizden sonraki iki yıllık sürenin dolmuş olduğu anlaşılmıştır.
O halde, mahkemece, İİK.nun 110. maddesi gereğince, anılan taşınmaz üzerindeki haczin kalktığı hususu dikkate alınarak, geçerli bir haciz olmaksızın yapılan ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken davanın reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.10.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.